English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Makul

Makul Çeviri İspanyolca

3,783 parallel translation
Bu noktaya makul, aklı başında bir kampanyayla ulaştık.
Llegamos muy lejos gracias a una buena campaña.
- Bunu sormam makul. - Adil bir soru bu.
Deja que responda.
İrlanda'nın makul yüzü.
La cara aceptable de Irlanda.
Şu gayet makul bir fikir, Freud'un gelişmiş orgazm dediği...
Es al menos es concebible que el orgasmo maduro de Freud...
Kurallar olduğunu biliyorum, ama makul sınırlar da olmalı.
Sé que hay reglas, pero tiene que haber límites razonables.
Bu makul bir iltifat mı?
¿ Aceptas mi cumplido?
Gainey tarafından kirletileceğine yok olmasını tercih ederim. Bayan Gainey makul görünüyordu.
Bien, prefiero que sea destruído que contaminado por Gainey! La Sra. Gainey parecía razonable.
Honey, bu konuda makul olmak istiyorum.
Cielo, vas a tener que pensártelo bien.
Gayet makul.
Muy bien.
Branch, mahkeme salonunda birini suçlu bulmak için suçlu olduklarını, makul bir şüphenin ötesinde kanıtlaman gerekir.
Branch, para condenar a alguien en un tribunal, debes probar que es culpable más allá de cualquier duda razonable.
Gayet makul.
Es justo.
Deli olduğumu düşündüğünüzü biliyorum. - Gayet makul.
Sí... por supuesto... es encontrar me vuelve loco, es normal.
Senin gelmen haricinde tüm makul ihtimallere izin veren üç sayfalık bir listem var.
Pues tengo una lista de tres páginas que refleja casi cualquier contingencia excepto que tú aparezcas.
Makul.
Es verdad.
Sırf makul ve kararlı olman kötü biri, yüzsüz bir hükümet alet çantası olmadığın anlamına gelmez.
Sólo porque tú seas razonable y firme no significa que no seas un anónimo malvado y cretino del gobierno.
- Gayet makul.
Es comprensible.
Birlikte kovulmak makul değildi.
No tenía sentido que ambos nos fuéramos.
Ben daima makul biriyim.. .. işte bu yüzden okun ucundaki yatırımım için.. .. bir şey yapmadan durmayacağım!
Siempre soy razonable, por eso no me quedaré quieto apoyando la búsqueda de puntas de flecha.
- Makul duruyor.
- Me parece razonable.
Daha fazla kanıt bulamazsak jürinin gözünde sadece makul şüpheli olarak kalacaktır.
Vamos a necesitar más que eso para convencer al jurado.
140 karakterle halk önünde küçük düşürme kesinlikle makul. Ama suçu benim değil Will'in üstüne atmayı unutma. Çünkü Will ünlü olan ve sen ilgi istiyorsun.
Una vergüenza pública de 140 caracteres está completamente en orden, pero asegúrate de culpar a Will y no a mí porque Will es el famoso y querrás llamar la atención.
Soruların 1 / 3'ü makul göründü.
Un tercio de las preguntas me parece razonable.
Şüpheleri üstüne çekebilecek makul birisi.
Es una duda razonable ante nuestras narices.
Neden fiyat bu kadar makul?
¿ Por qué el precio es tan bajo?
Hükümet bu sorunu makul bir çözüme ulaştırmak üzere çalışıyor.
El gobierno está buscando maneras de resolver la situación razonablemente.
Ve bazı insanlara bunu kanıtlamalıyım. Silahı makul bir fiyata ver, hemen.
Y necesito demostrárselo a una gente, así que déme el arma a un precio justo, y hágalo ahora.
Yanımda 1.500 dolar var. Makul bir fiyat.
Vale, tengo 1,500 dólares, lo que creo que es un precio de salida justo.
Kadının durumu iyiymiş ama dava açmasından korkuyorum bu yüzden oraya gidip makul bir anlaşma isteyeceğim.
La mujer va a estar bien, pero me temo que la familia va a ser demandada, así que tengo que ir ahí y tratar de llegar a un acuerdo razonable.
Hiç öyle gözükmeyebilir ama Mickey Cohen bazen çok makul birisi olabiliyor.
Te sorprendería, pero Mickey Cohen puede ser un hombre muy razonable.
Makul sebeplerle bir tanığın peşini bıraktığımız ilk sefer değil.
No sería la primera vez que dejamos en paz a un testigo porque tenemos una buena razón.
Tek yapması gereken makul olanı görmek.
Lo único que tiene que hacer es entrar en razón.
Ama makul sebepler vardı, ben de kabullendim.
Pero sé que había motivos, así que lo acepto.
Makul bir şüphe yaratmak için bir şeyler uyduruyorlar.
Está inventando cosas para crear una duda razonable.
Peki o zaman yüce Edward Darby ne söyleyecek? Makul şüphelerin dışında suçun kanıtlanana kadar suçsuzsun.
¿ Qué tiene que decir entonces el poderoso Edward Darby?
Senin makul şüphen suya düştü.
Ahí va la duda razonable.
Partideki adamlardan biri dışarıdan geçmişti ama aklıma makul bir sebep gelmedi.
"Conozco a mucha gente de esta fiesta, debía saber quién pasaba por allí". Pero no tenía sentido.
Her zaman çok şüpheciyimdir bu nedenle..... fiziksel veya makul bir açıklaması olduğunu düşünüyordum.
Siempre fui escéptico, así que... Pensé : "Tiene que haber una explicación física y práctica".
Kimyasal silahların makul savaş silahları olduğunu düşünüyor musunuz?
¿ Cree que las armas químicas son armas de guerra legítimas?
- Makul bir soru bu James.
Es una pregunta razonable, James.
Bu ayın başında Missouri GOP Senato ön seçimlerini kazanan ve Demokrat görevli Claire McCaskill'le yüzleşecek olan Vekil Todd Akin pazar günü "makul tecavüz" derken dilinin sürçtüğünü ifade etti...
El Representante Todd Akin, que ganó las primarias de su partido en Missouri a principios de este mes, y que se enfrentará a la gobernadora demócrata Claire McCaskill, dijo el domingo que se equivocó al hablar cuando afirmó "violación legítima..."
- Sana vuracağıma dair çok makul bir sebep, çok önemli bir ihtimal var ve reklamdan dönünce yayına patlak dudakla çıkmanı istemiyorum.
Existe una fuerte posibilidad una amenaza de golpearte y no quiero que te sangre el labio cuando regresemos del comercial.
Hockney'i ziayaretimizin sebebi ona bu fikri söylemek makul bulup bulmayacağını görmek içindi.
La razón para visitar a Hockney fue para sacar esa idea de él y ver si él pensó que era plausible.
Başkan'ın ameliyatının olduğu gün, o odaya girmek için herhangi başka makul bir nedenin var mı?
- No. ¿ Tienes una razón convincente para que estuvieras en esa cuarto...? ¿ En el día de la cirugía del Presidente?
Bu davada makul şüphe çok fazla.
Abundan las dudas razonables en este caso.
Mantıklı, makul ve iyi ayarlanmış her kadının yapacağı gibi.
Como habría hecho cualquier mujer cuerda, racional y equilibrada
Ben o mantıklı, makul ve iyi ayarlanmış hakkında çok şey biliyormuş gibi göründüğün, Quetsiyah'ım.
Soy Qetsiyah, la mujer cuerda, racional y equilibrada de la que pareces saber tanto.
Makul bir şüpheye ihtiyacımız var...
Necesitaríamos toda duda razonable...
- Sanırım makûl bir trajedi.
Supongo que fue una tragedia conveniente.
- Evet, çok makul sebepler.
- Sí, una buena razón.
Makul olmalısın.
Seamos razonables.
- Bu çok makul...
- Es una pregunta...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]