English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Medium

Medium Çeviri İspanyolca

578 parallel translation
Arkadaşının avukata ihtiyacı yok, ona gereken şey bir medyum.
Su amiga no necesita un abogado, necesita un medium.
Bir medyum aracılığı ile konuştu.
Él habló a través de un medium.
Lillian bir medyum bunu göremiyor musun?
¿ No ves que Lila es una medium?
Ben medyum olduğuna da inanıyorum.
Hasta podría ser una medium.
Lillian aciz bir medyumdu.
Y ella era una auténtica medium.
Ben profesyonel bir medyumum. Benim rüyalarım büyük bir önem arz eder.
Pero hay una diferencia, yo soy una medium profesional y mis sueños no carecen de significado.
Siz profesyonel bir medyumsunuz, değil mi?
Vd. es una medium profesional, ¿ verdad?
Sizin gözlerinizle, Komiser, olağanüstü şeyler başarabiliriz.
¡ Usted tiene ojos penetrantes, Comisario! ¡ Usted sería un gran medium!
Çocukça çocuklar.
Infantil... ¡ Medium!
"medium" ve "small" var.
Tengo medianos y pequeños.
Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi.
Era hora de consultar con un medium, un alma voluntaria que le permitiría a Binder comunicarse con la gente que perdió y amó.
Bir medyum.
Una medium.
Büyük medyum.
La Gran Medium.
- Sanırım, medium.
- Mediana, supongo.
- Medium olacaktır.
- Mediana estará bien.
Sekreteri şaşırtıcı görüş gücüyle bir medyum... ve cam tarafında efsanevi orkestra şefi von rupert
Este tipo pequeño es su secretario, un medium con extrañas visiones. Y cerca de esa ventana, está Von Rupert, leyenda... de la dirección orquestal, "el niño prodigio".
Bazen kurban, medyumsal özellikler kazanabilir etrafında bulunan görünmez varlıklar için bir aracı haline gelir.
La víctima se convierte en una especie de médium... un vehículo para todas las fuerzas intangibles que operan a su alrededor.
Şu an birkaç büyük medyum benim peşimde.
Un par de médium andan tras de mí ahora.
Hem sonra, bir sürü medyumla tanıştım.
Y otra cosa : conozco a muchos médium.
Bir medyumu transtan uyandırmanın hayati riskini bilmiyor musunuz?
¿ No sabe que despertar a un médium en trance pone en riesgo su vida?
Nasıl medyum olunacağı konusunda mektupla kurs alıyor.
Hace un curso por correspondencia para ser médium.
Fakat nasıl tam bir medyum olabileceğim, eğer ruhlar alemiyle bağlantı kuramayacaksam?
Pero no seré una buena médium... sino entro en contacto con Ios espíritus.
Yoksa teyzen medyum mu?
- ¿ Tu tía es médium?
- Ben bir kahineyim.
- Soy una médium.
Kahine.
Una médium.
Fakat bu gece burada bir şaman kalıyor..... bir hizmetçinin ruhuna giren cini çıkarmak için gelmişti.
Pero se nos ocurrió tener una médium esta noche para exorcizar a una de las sirvientas que ha sido poseída por un zorro.
Sıradan bir baskı olsa mücadele edebiliriz fakat Poljac bir medyum ve Martha Zubrovnik'in ondan isteği kocasının hayaleti ile arasında köprü kurması.
Si la presionara de forma normal, podríamos intervenir, pero Poljac es médium y el fantasma de su marido... está pidiendo a Martha Zubrovnik que deserte.
Bu adam sayesinde kocası ile konuşabiliyorlar.
Éste es su médium.
- Ben medyumum.
- Soy médium.
Ben de sizin gibi medyumum ve inanıyorum ki ona ulaşabilirim.
Soy médium, como usted, y presiento que puedo llegar a él.
- Medyum musunuz?
- ¿ Médium?
Medyum yardımıyla mı?
¿ A través de una médium?
Bayan Marwood ünlü bir medyumdur.
La Srta. Marwood es la famosa médium.
Florence Tanner adında bir medyum.
Una médium, Florence Tanner...
Ama o mental medyum.
Es una médium mental.
Ama ben fiziksel medyum değilim.
No soy una médium física.
Şimdiye kadar mental medyumdum ama şimdi.
Todo este tiempo una médium mental y ahora esto.
Eğer Bayan Tanner mental medyumsa ve Bay Fischer de fiziksel medyumsa o sesleri Fischer'in yaratmadığını nereden biliyorsun?
Pero si es una médium mental y el Sr. Fischer, un médium físico ¿ cómo sabes que ella creó los ruidos y no Fischer?
Medyumun nefes alma sıklığı 210.
Respiración médium, 210.
Tinselcilerin ektoplazma dediği şey medyumun bedeni tarafından oluşturulduktan sonra kalıntıları havaya, medyumun kıyafetindeki liflere ve toz parçacıklarıyla filan karıştı.
Los espiritistas lo llaman ectoplasma proviene casi todo de la médium. El resto es aire, restos fibrosos del traje, comida y polvo, etc. Pero la mayor parte es orgánica, materia viva.
Keyfimden medyum olmadım.
No soy médium por gusto.
- Medyumluk Tanrı'nın en açık kanıtıdır.
Los médium son la manifestación de Dios en el hombre.
Ne dediğimi gayet iyi biliyorsunuz.
Lo sabe. Usted es el médium físico.
Bir medyumda asla buna güvenemezsin.
No de una médium.
Grace Lauter, yıllarını vermiş başarılı bir medyumu... Tam 20 yılını.
Grace Lauter, una médium de éxito durante 20 años.
Medyum olmalıyım.
Soy un médium.
Medyum olduğuna göre ne diyeceğimi biliyorsundur.
Como es médium, debe saber lo que voy a decir.
Görüntüleri tüketmeyle harcanan zaman diger tüm metalari tanitma hizmeti veren görüntüler ) hem gösterinin mekanizmalarinin en fazla uygulandigi özel arazi hem de bu mekanizmalarin ortaya koydugu genel amaç, odak noktasi ve tüm özel tüketimlerin örnegidir.
El tiempo del consumo de imágenes, médium de todas las mercancías, es inseparablemente el campo donde se ejercen plenamente los instrumentos del espectáculo y el fin que estos presentan globalmente como lugar y como figura central de todos los consumos particulares.
Basit. Bir taksi öförü cinsel açlık çeken Blanche Tyler adlı bir medyumu beceriyor.
Un taxista esta liado con una médium sedienta de sexo.
Gittiğim bir medyum var, ona seni sordum. Bana birbirimizin alnına yazıldığımızı söyledi.
Mi médium me ha dicho que estamos destinados a hacer el amor.
Hayır, Omar Gauss, psişik!
No, Omar Gauss, el médium.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]