Mehdi Çeviri İspanyolca
108 parallel translation
Kendine Mehdi diyordu, beklenen biri, çöl kabilelerini kendi etrafında toplamıştı, ve kutsal savaş çağrısı yapıyordu.
Se hacía llamar el Mahdi, el Esperado. Se rodeó de los miembros de su tribu y declaró la guerra santa.
Hayır ve bereket Elçi Muhammed'in üzerine olsun, Beklenin kişi Mehdi olduğum için benimle konuşarak bana emretti.
Mi señor Mahoma me ordena que hable, pues soy el Mahdi, el Esperado.
Gerçek Mehdi.
El auténtico Mahdi.
Mehdi ve adamları kutsal bir savaş veriyorlar.
El Mahdi y los suyos libran una guerra santa.
Mehdi Sudan da görülmüş en sıradışı kişi.
El Mahdi es el hombre más excepcional de Sudán.
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
¿ Qué será de Egipto si el Mahdi se hace con Jartum y su arsenal?
Mehdi'ye karşı bir İngiliz'in bile yaşamını harcayamam.
No sacrificaría vida alguna para combatir al Mahdi.
Genel vali olarak Sudan'a giderse köle ticaretini kaldırır onun cüretkarlığıyla ve birkaç sadık teğmenle hiçbirşey olmaz, Efendim, O Mehdi ile baş edemez, Bir kutsal savaşlada, ve 10,000 Remington tüfeğiylede.
Cuando fue en calidad de gobernador general y abolió la trata de esclavos con sólo su audacia y unos cuantos tenientes leales, no se enfrentó al Mahdi, ni a la guerra santa, ni a 10.000 rifles Remington.
Mehdi beni Nil'den aşağı yolladığında, hükümet acı içinde bakacak ve majestelerine, din adamlarına ve kölelik karşıtı halka
Cuando el Mahdi me devuelva flotando en el Nilo, el gobierno parecerá apenado y dirá a su majestad, a los clérigos y a los abolicionistas :
Bugün Mehdi'ye bağlı olan beylerin çoğu eskiden Zübeyir'e bağlıydı.
La mayoría de los jefes leales al Mahdi lo eran antes a Zobeir.
Raporunda Mehdi'nin adamlarının yamalı cübbe giydiğini söylemiştin.
En su informe, decía que el pueblo del Mahdi vestía ropajes remendados.
Muhammed el-Hayır, cani, Mehdi'ye dönüştü, kıyı boyuncaki tüm kabileleri kendine bağladı.
Mohammed el-Kheir se ha puesto del lado del Mahdi, arrastrando a las tribus de esta orilla.
Eğer hükümet Hartum'dan kuzeye 650 km boyunca nehrin iki yanında ki Mehdi'ye bağlı kabilelerin şimdiye kadar silahlandırıldıklarını bilseydi... - Beni göndermezlerdi.
Si el gobierno hubiese sabido que habría tribus mahdistas armadas a 650 km al norte de Jartum...
Dur. Mehdi'nin şu an ki kampını benim için bulmayacak mısın?
¿ Podrías averiguar dónde se halla el campamento del Mahdi?
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Gordon Pachá, gobernador general de Sudán, está en su campamento. Miente ante Dios.
Çin İmparatoru ne zaman bir kafir olmayı bırakıp, ve beklenen birini, beni, gerçek Mehdi olarak kabul ettiğinde, o zaman böyle bir hediyeyi kabul etmekten mutluluk duyacağım.
Cuando el emperador de China deje de ser un infiel y me acepte a mí, el Esperado, como el auténtico Mahdi, entonces me complacerá recibir este regalo.
Ben çölün fakir bir adamıyım. Ama Mehdi'yim, beklenen biri.
Soy un pobre hombre del desierto, pero soy el Mahdi, el Esperado.
Mehdi ile beraberdin.
Ha ido a visitar al Mahdi.
Mehdi'nin hiç farkı yok.
El Mahdi no es distinto.
Şayet Mehdi nehri geçip buradan saldırırsa, hendek saldırıları önleyecektir.
Si el Mahdi cruza el río y ataca desde aquí, el foso detendrá cualquier ataque.
Mehdi'nin bunu bekleyeceğini sanmıyorum.
No creo que el Mahdi espere a eso.
Bir casus Mehdi'nin şafakta saldıracağının haberini getirdi.
Un espía informa que el Mahdi lo atacará al alba.
Nil Mehdi'nin saldırısı için çok yüksek.
El Nilo va demasiado lleno para que nos ataquen.
Mehdi Hicks'den ele geçirdiği silahları getittirdi.
El Mahdi ha desplegado los cañones que aprehendió de Hicks.
Eğer Wolseley geç kalıp, Mehdi saldırırsa...
Si Wolseley llega demasiado tarde y el Mahdi ataca...
Bu kıyılardan sonrası Mehdi'ye bağlı kabilelerin kontrolünde, yani ayaklarınızı uzatarak keyfini çıkartın. Bu sizin son şansınız.
Desde aquí, la orilla está tomada por la tribu de Mahdi, así que es su última oportunidad para dar un paseo.
Mehdi ve ben, nehrin karşı kıyılarından birbirimize baktık.
El Mahdi y yo nos miramos el uno al otro a través del río.
Gordon Paşa, kendimiz ve halkımız adına sizin korumanızı kabul ettiğimizde, Mehdi ruhlarımızı lanetledi.
Cuando aceptamos su protección para nosotros y nuestro pueblo, el Mahdi condenó nuestras almas.
Mehdi'nin tarafına geçmeyi mi öneriyorsunuz?
¿ Piensan pasarse al bando del Mahdi?
Şehrin sakinlerinden ayrılmak isteyenler, Mehdi olarak tanınan Muhammed Ahmed'in, koruması altına girmekte serbest olacaklardır.
Todos los habitantes de la ciudad que deseen marcharse y buscar la protección de Mohammed Ahmed, conocido como el Mahdi, serán libres de hacerlo.
Diyelim ki Mehdi bana sahte haber yolladı, niye askerlerin geldiğini söylesin?
Si el Mahdi me enviase un mensaje falso, ¿ por qué diría que vienen los soldados?
Mehdi sizden çadırına gelmenizi istedi.
El Mahdi le pide que vaya a su tienda en son de paz.
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Sheikh Ali Ibrahim ha sido convencido por mi amigo y gran emir, Mohammed el-Kheir, para reconocerme como el Esperado, el auténtico Mahdi.
Gordon'un ölümünü takip eden aylarda Mehdi de öldü.
Meses después de la muerte de Gordon, el Mahdi murió.
- Kuzenim Mehdi.
Mi primo Mehdi.
Yazılar Mehdi SEMÂKÂR Birinci yönetmen asistanı Hasan YEKTÂPENÂH
Títulos Mehdi SAMAKAR 1r Director asistente Hassan YEKTAPANAH
Mehdi'yi getirmiş olabilir mi?
¿ Podría ser posible que ella traiga a los Mahdi?
Mehdi, Mehdi.
Mahdi, Mahdi.
"Mehdi" gibi bir şey.
¿ "Mahdi"? Algo así.
Mehdi gelene dek.
Hasta que llegue el Mahdi.
Mehdi'yi getirmiş olabilir mi?
¿ Podría ser posible que ella traiga al Mahdi?
Mehdi.
El Mahdi.
"Mehdi" gibi bir şey.
"Mahdi," algo así.
Mehdi gelene dek.
Hasta que llegue Mahdi.
Gelecek olan. Mehdi.
El que vendrá, Mahdi.
Mehdi!
¡ Mahdi!
Mehdi'nin geldiğini söylüyorlar.
Dicen que el Mahdi ha venido.
İnsanların Mehdi'den söz ettiklerini işittim.
Escucho a la gente hablar sobre el Mahdi.
Mehdi'nin bu kadar aptal olduğunu mu sandın?
¿ Creen que el Mahdi es tan estúpido?
Mehdi onu üzerine çekti, ve yine... ve yine.
El Mahdi lo engañó sin cesar.
Silahlarını Mehdi'den mi aldılar?
¿ Consiguieron las armas del Mahdi?