Midge Çeviri İspanyolca
291 parallel translation
Hey, Midge, Midge.
Eh, Midge. Midge.
- Yirmi. - Yirmi kasa, Midge.
Veinte.
Siparişi al Charles.
Veinte cajas para Midge. Charles, anota el pedido.
Midge, sence çoğu adam korse takar mı?
Midge, ¿ crees que muchos hombres usan corsés?
Midge, üniversiteden Gavin Elster adlı çocuğu hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas un muchacho de la universidad llamado Gavin Elster?
Midge, bundan kurtuluş yok derken ne demek istiyorsun?
¿ A que te referías con que no puedo quitármela?
Midge San Francisco tarihi konusunda bir uzman tanıyor musun?
¿ A quién conoces que sea una autoridad en la historia de San Francisco?
Midge, dışarı, lütfen.
- Fuera, por favor.
Komik değil, Midge.
No es gracioso.
- Kuzen Midge'ın yüzü kötü görünmüyor muydu?
La cara de la prima Midge está hinchada.
Hey Midge... Goose'dan umudu kesmeyeceksin, tabutun çukura girdigini görene kadar.
Eh, Midge, no borres a Goose del mapa... hasta que no veas meter la caja en el agujero.
Kahve, lütfen.
Midge, un café.
Doğru. Çok şanslısınız. Hey Midge!
Eso es, sois muy afortunados.
Kahveden ne haber?
¡ Midge! ¿ Y ese café?
Midge.
Midge.
Midge, şerife paketini verebilir misin?
Midge, le traerías su paquete al Sheriff?
Sonra Midge ve ben, küçük kadın, her şeyi sattık... ve buraya, Parador'a taşındık.
Así que mi esposa Midge y yo vendimos todo... hasta la última cosa, y nos mudamos a Parador. Compramos un bungalow en las colinas, con árboles frutales y una sirvienta.
Ne olduğunu bilmiyorum, ama bu insanlar anlamıyorlar, anlıyor musun? Midge?
No sé por qué, pero esta gente no entiende nada. ¿ Me entiendes?
Tatlım? Midge? Jack Noah'ı hatırlıyor musun, aktör?
Cariño, Midge, ¿ te acuerdas deJack Noah, el actor?
Tanıştığıma memnun oldum, Midge.
Fue un placer conocerte. - Nos vemos.
Teşekkürler, Midge.
Gracias, Midge.
Midge, öğren bakalım Harris'in kıçında neden sandalye var.
Midge, averigua por qué Harris trae una silla en el trasero.
Merhaba Midge.
Hola, Midge.
- Midge seni arayıp ikna eder.
Midge te llamará para convencerte.
Ox, Midge, Mary ve Saul da öyle.
Ox... Midge, Mary y Saúl, también.
Mekanizması sizin fotoğraf makinesiyle aynı.
Uh, la operación es exactamente la misma como su camara Midge.
Bunun gelmiş geçmiş en iyi şükran günü olacağını söyleyebilirim, Midge.
Este día de Acción de Gracias va a ser el mejor de todos, Midge.
Midge, bu genç adam Pete Cavanaugh değil mi?
Oye, Midge, ¿ es ese el joven y ambicioso Pete Cavanaugh?
Midge, yardımcı ol biraz.
Midge, ayúdame.
Midge yanlarında mı?
¿ Tienen a Midge?
- Aman Tanrım, Midge'i vurdular. - Otur yerine, Dick.
¡ Dios mío, mataron a Midge!
Senin yerinde olsam kaçmaya başlardım. - Midge'ı bırakamam.
Si yo fuera tú huiría.
- Saçmalama, seni öldürecekler.
No dejaré a Midge. Te van a matar.
Barbie ve Midge.
Barbie y Midge.
- Evet, bu Midge'in fikriydi.
- Si, a sido idea de Midge.
Midge, O bana bağırdı!
¡ Midge, me gritó!
Tost yapmak zorundayım.
Tengo que hacer tostadas. ¡ Ah, Dios, Midge!
Dinle Midge.
Midge, escucha.
Midge, masa biraz sallanıyor.
Midge, esta mesa está un poco tambaleante.
- Çekil önümüzden, Midge.
- Apártate, Midge.
Unutma, Midge, öfkeden gözün döndüğünde beni ara olur mu?
Y recuerda, pequeña, cuando quieras descargar tu furia, llámame.
Olabilir. Fakat kızı sen ve Midge'in aptal gibi davranmanızın mahvetmiş olabileceğini hiç düşündün mü?
Podría ser... pero has pensado alguna vez que la manera en que tu y Midge actúan como idiotas pudo haberla afectado?
- Beni onaylamışa benzemiyorsun, Midge.
- Pareces no aprobar.
Midge, bu kadar anaç davranma.
No actúes como una madre.
Midge, müzik.
Midge, la música.
Aşk hayatın nasıl gidiyor, Midge?
¿ Cómo está tu vida amorosa?
- Hoşça kal.
Midge, tú- -
Midge!
Oh ¡ Midge!
Midge Jones.
Midge Jones.
Midge'ı boş ver.
Que se joda.
Midge.
¡ Oh, Midge!