Miron Çeviri İspanyolca
30 parallel translation
Gayet yakışıklı bir adam!
¡ Es un buen niño miron!
Seni arıyordum.
Miron te he estado buscando.
Neron, seni arıyordum.
Miron, te he estado buscando.
Çingene, Miron Pastai!
Miran Pasta ¨ ie, el gitano.
Miron lordache,
Miron lordache.
Biraz adam ol.
Ademas sos un miron, pajero.
Russ Miron çabuk çıktı.
Russ Miron salio rápidamente.
Secretariat Russ Miron'ı yakalıyor.
Secretaríat está alcanzando a Miron Russ. - ¡ Adelante!
- Fore! - Russ Miron iç kulvarda.
- Russ Mirón en el interior.
Secretariat ve Russ Miron.
Secretaríat y Miron Russ.
Tam bir röntgenci gibi davranıyordun.
Bueno, estabas actuando como un miron.
merhaba, Miron.
Hola, Miron.
Miron da aynı şekilde sinirli... yemek istemiyor sadece para istiyor
Ese tal Miron es un descarado. No quiere comida, quiere dinero.
Ona da Miron'un bir şiirini göndermek istemiştim.
Quería enviarle el poema de Miron.
Bu yüzden Miron'un şiiri sana gelmiş.
Así que tú acabaste con el poema de Miron.
Miron'un şiirlerini çok sevdiğinden ben de yollayayım dedim.
Le gusta Miron y pensé en enviarle el poema.
Miron seni arıyor.
Miron te está llamando.
Merhaba Miron Alekseyevich.
Hola, Miron Aleksieyevich.
Miron Alekseyevich karşı çıkmadı.
A Miron Alekseyevich no le importaba.
Miron, Tanya'ya olan sevgisini anlatarak devam etti onun tutkusunu bütün şehir biliyordu bir otelde gizlendiklerini, onu votkayla yıkadığını.
Miron continuó relatándome cuánto amaba a su Tanya, pero no tenía que hacerlo. Todos en el pueblo conocían su pasión cómo se escondieron en el hotel local, cómo la bañó con vodka.
Tanya'nın onu sevmediğine dair söylentiler vardı ama Miron bununla ilgili hiç bir şey söylemedi.
Se escuchaban rumores que Tanya no lo amaba, pero Miron no dijo nada sobre ello.
Sevgili Miron Alekseyevich!
¡ Querido Miron Alekseyevich!
Kendimizi Miron ve Aist olarak tanıttığımızda güldüler.
Se rieron cuando nos presentamos como Miron y Aist.
Miron'da kalan tek şey Tanya'ya duyduğu sevgi. Ve onun kül olup suya adanma sırası geldiğine Tanya ile buluşacağına inanmak zorundaydı.
Todo lo que tenía Miron ahora ahora era su amor por Tanya y tener la creencia de que se reuniría con ella cuando su tiempo se volviera cenizas y fuese entregado al agua
Miron sessizdi, "duman" çıkarmanın bir anlamı yoktu.
Miron estaba callado, no tenía sentido seguir fantaseando...
Ama Miron bunu fark etmiyormuş gibi davranıyordu.
Miron parecía no darse cuenta.
Miron Alekseyevich hemen Tatyana'yı aramaya gitti.
Miron Alekseyevich de inmediato fue a buscar a Tatyana.
Kineshemsky köprüsüne geldiğimizde Miron mırıldandı.
Cuando llegamos al Puente Kineshemsky,
"Tanya'm gitti"
Miron susurró, "Mi Tanyusha se ha ido."