English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Mombasa

Mombasa Çeviri İspanyolca

84 parallel translation
Mombassa'dan nereye?
Desde Mombasa... ¿ Y hasta dónde?
Bir gece Mombassa'dayım- -
Una noche en Mombasa...
Mombasa'dan gelecek telefonu beklemek için kaldığını sanıyorum.
Creí que se había quedado sólo para esperar la llamada de Mombasa.
Grönland'dan Mombasa'ya, Clyde'dan Kokovoko'ya İskoçya'dan Malezya'ya kadar mürettebatı vardı.
La tripulación procedía de todas las islas del mar, de todos los confines del mundo, de Groenlandia a Mombasa, de Clyde a Kokovoko.
- Mombasa'ya götüremedik.
No pudimos llevarla a Mombasa.
Hayvanları Mombasa'ya gemiye yüklemeden işimiz bitmez.
No habremos acabado hasta que los llevemos a Mombasa y los embarquemos.
737 sayılı Mombasa yolcuları lütfen Kapı A'ya ilerleyiniz.
"Todos los pasajeros del vuelo 737 para Mombasa, vayan a la puerta A."
- Yoksa, herkes Bayan Thorrsen'i Mombasa'da bir genelevden nasıl çıkardığımı öğrenir.
- ¿ Sino qué? - Sino todo el mundo sabrá que saqué a la Sra. Thorrsen de un burdel de Mombasa.
Mombasa harikadır.
Mombasa es realmente maravillosa.
Mombasa renk, full'u geçer.
La escalera Mombasa le gana al full.
Tamam, elimde Mombasa rengi var şimdi bu Zembesi floşu.
Bien, entendí lo de la escalera Mombasa pero esto del par Zambesi, no.
- Bu su Mombasa'ya, evine dönmeli.
- Esta agua debe llegar a Mombasa.
Msabu, bu su Mombasa'da yaşıyor.
Esta agua vive en Mombasa.
O gün, daha sonra, Danimarka'ya dönmek üzere... Mombasa'ya hareket ettim.
Más tarde, aquel día, partí para Mombasa... a emprender el viaje a casa, a Dinamarca.
Mombasa'dan.
En Mombasa.
Bu su zaten Mombasa'da yaşıyor.
De todos modos, esta agua vive en Mombasa.
Eski eşyalarımı satıp yola çıkacağım. Cuma günü Mombasa'ya, sonra da... vapurla Danimarka'ya.
Después de mi venta benéfica... el viernes me iré a Mombasa... y de ahí tomaré un barco a Dinamarca.
Seninle birlikte Mombasa'ya gelmek istiyorum.
Quiero ir contigo a Mombasa.
Burunlarındaki kemiklerle yamyamlar antilopların boğazını parçalayan aslanlar ve bir sürü fevkalade sesler mesela Limpopo Zambezi Mombasa Tanganyika.
Caníbales con huesos atravesando su nariz leones desgarrando la garganta de antílopes y un montón de palabras increíbles... Zambezi. Mombasa.
Mombasa'ya vardığında, kendine bir iyilik yap.
Cuando llegues a Mombasa, hazte un favor.
Mombasa giysisidir.
Las togas son de Mombasa.
- Mombasa için bile tuhaf.
- Es un nombre inusual para alguien de Mumbasa.
- Mombasa'ya hiç gittin mi?
- ¿ Ha estado alguna vez en Mumbasa?
Bu çayı onun için Mombasa'dan almıştım.
Compré este té para ella en Mombasa.
Mombasa, değil mi?
Mombasa.
- Mombasa'da gezerken buldum.
La hallé viajando por Mombasa.
- Tabii ya, Mombasa.
Ah, sí, Mombasa.
Mombasa'ya geçen hafta mı gitmiştin, Will? Hiç gitmedim.
¿ Estuviste allí la semana pasada, Will, o nunca?
O yüzden poz kesip yapmacık surat ifadeni bırakabilirsin. "Tabii, evet. Mumbasa."
Así que puedes dejar de posar con esa falsa mirada interesada "Ah, sí, Mombasa".
Declan Mombasa'da. Hayvan pazarına gitti.
Está en Mombasa, en una subasta de ganado.
Mombasa'da işim bitince bebeğin beşiğini alırım.
Cuando acabe en Mombasa... ... recogeré su cuna.
- "Almanzora" bir gemi. Mombasa ve Southampton arasında gidip gelir. Eve dönmeniz için.
Va y viene entre Mombasa y Southampton llevando gente que quiere regresar.
Mombasa'dan beş kuruşsuz geldik.
Vinimos de Mombasa sin un céntimo.
- Mombasa.
- Mombasa.
Mombasa'daki Naz Sineması.
En Cine Naz en Mombasa.
Fakat Stefan, bir kere daha Mumbassa'ya gitmemiz için ısrar etti.
Stefan decidió que finalmente iríamos a Mombasa.
Bazı ihracat işleri için Mombasa'ya gidiyorum. Senin burada ne işin var?
Voy camino a Mombasa a recoger mercancía. ¿ Qué haces aquí?
- Bence benimle Mombasa'ya gel.
Creo que deberías venir a Mombasa conmigo.
Yeniden düşünmenizi istiyorum. Benimle Mombasa'ya gelebilirsiniz.
Me gustaría que lo pensaras y volvieras conmigo a Mombasa.
İyi arkadaşımdı. Mombassa'da birlikte askerlik yaptık.
Un compañero mío, serví con él en Mombasa.
Eames mi? O Mombasa'da.
Está en Mombasa.
- Mombasa'da ne arıyorsun?
- ¿ Qué hace en Mombasa?
Burada, Kenya - Mombasa'da, insanlar başkalarının attıklarıyla yaşama tutunmak zorunda.
Aquí, en Mombasa, Kenya, hay gente que se alimenta de las cosas que los demás tiran.
Mombasa polisi iki gün önce bir gemiye baskın düzenledi. Ele geçirdiği birisi var. Merkez Bölümü Sorumlusu Ken Masoto.
Hace dos días la policía de Mombasa desmanteló una red de contrabando en unos astilleros dirigidos por este hombre, el jefe de la central de carga Ken Masoto.
Mombasa'ki sahte ölüm planım... rekabeti silip attı... Bu planımın ilk ve ikinci adımıydı.
El plan para fingir mi muerte en Mombasa... y acabar con la competencia... fueron los dos primeros pasos de mi infalible plan.
Dnyanın geri kalanı ise, Vishnu Mombasa'da öldü biliyor.
Para el resto del mundo, Vishnu fue asesinado en Mombasa.
Momnasa'da ölmedim bizi polise sattığında.
Ni en Mombasa ni en el Centro Comercial a donde llevaste a la NCB.
Vishnu'nun Mombasa'da ölmediğini söylemiş.
Vishnu fue asesinado en Mombasa.
Mombasa Treni.
Mombasa Express.
- O zaman Mombasa?
- ¿ Por qué no Mombasa?
- Mombasa.
- Mumbasa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]