Momentum Çeviri İspanyolca
78 parallel translation
Bu oyunun adı momentum.
Hay que aprovechar las oportunidades.
On kişinin korkunç bir momentum yaratabildiğini gördüm... ve burada 100 kişiden fazlası var, silahlı.
He visto a diez soldados montar una revuelta y tú tienes a más de 100, todos armados.
Bu bir momentum.
Fue un impulso.
Momentum işte.
Su propio impulso. ¿ Puedo sentarme aquí?
Yatay momentum hakimiyeti.
Controlando impulso horizontal. Comenzando ahora.
Momentum bizi savursun.
El impulso nos hará virar.
Kendi ivmesi onu bir kaçış yörüngesine iteleyecek.
Su propio momentum la impulsará en una orbita de escape.
İvme için yıldızlara teşekkür borçluyuz.
Gracias a las estrellas por el momentum.
Size söz veririm general... bu genç adam, günün her anında yanınızda olacak.
Le prometo, General... que este joven estará a su lado cada maldito momentum del día.
İçeri girmenin az olmasının tek sebebi momentum kaybı olmalı.
La única razón que la penetración sea superficial es por la perdida de impulso.
Aresto momentum!
¡ Aresto momentum!
Doğru ayak parmağının nasıl momentum ürettiğini.
Como generar velocidad con el dedo del pie derecho.
Eğer bir süre bile tutunmayı başarırlarsa, kaybederiz.
Si logran momentum, estamos perdidos.
Tamam, ben gidip ufak bir momentum kazanayım sonra sana döneceğim.
Está bien. Voy a tomar un poco de impulso y volveré contigo.
Hız çarpı momentum eşittir hızlanmadır.
Es decir, velocidad por momento es igual a aceleración.
Ama elektronların pozisyon ve momentum yapılandırılmaları üzerine çalışıyorum. Bundan böyle birleşik değişkenler olmayacaklar. Dolayısıyla Heisenberg'in şüpheli görüşünü çürütecek.
Pero estoy trabajando en la configuración simultánea de la posición y momentum de los electrones, así no serán más variables conjugadas, que refuta el principio de incertidumbre de Heisenberg.
Böylelikle açısal momentum korunumuna uğradı.
Se llama ley de conservación del momento angular.
Yerçekimi, hız, momentum, kütle.
Gravedad, velocidad, ímpetu y masa.
Momentum değişti, Reyes ve Crowe için sonunda işler yoluna giriyor.
El impulso inicial ha cambiado y las cosas empiezan a salir bien para Reyes y Crowe.
Dümdüz bir eğimin en hızlısı olacağını düşünebilirsiniz. Ya da muhtemelen bunun gibi... topa bolca azalan momentum veren kavisli bir yüzey.
Podría pensarse que la recta sería la más rápida, o posiblemente una curva como esta, que proporciona a la bola mucho momento vertical.
Genişletilmiş Kritik, Kritik Momentum ve Kesin Vuruş.
Crítico Expandido, Momentum Crítico y Golpe Preciso.
Ve bir şey harekete geçti mi moment oluşturur.
Y una vez que algo se pone en marcha, no puedo hacer más que construir el momentum
Fırtınalar bir şekilde momentum kazanıyor.
Por algún motivo las tormentas crecen.
Fen dersinde biz buna "moment" diyoruz, mesela.
Pues en clase de ciencia lo llamamos momentum.
Senin sadece biraz momente ihtiyacın var baba.
Tú solo necesitas un pequeño momentum, papá.
Momentum kazanmalıyım. Tamam. Hadi, momentum.
Vale Vamos, momentum.
Kuyu kurumadan bu hızı arttırmalıyız, anlıyor musun?
- Y PD : debemos explotar este momentum antes de que el pozo se seque.
Momentum ertelenebilir ancak her zaman geri ödemesi tam olarak gerçekleşir.
El momento de inercia puede ser postergado,... pero siempre se deben de pagar las consecuencias.
... harekete geçmemizi sağlayacak olan momentum bu tarz sohbetlerden başka bir şey değil.
la clave fundamental en cuanto a la acción son conversaciones como esta.
Arresto momentum!
¡ Arresto momentum!
Aresto Momentum!
¡ Arresto momentum!
Düşüşün momentumuna, eşit miktardaki ters bir kuvvetle karşı koyabildiyse düşüşü de durdurabilirdi.
Si pudiera contrarrestar el momentum de la caída con una fuerza opuesta similar podría detenerse.
Dartların ağırlığından dolayı,... balona doğru giderlerken, yeterli derecede momentum ve enerji üretemezler.
La forma que tienen estos dardos, hace que no tengan la suficiente energía en el momento en que llegan al globo.
Bones, kalkman için yardım lazım mı? Hayır, sadece biraz momentum kazanıp doğru yönü bulmalıyım.
No, solo necesito coger algo de impulso y encontrar la trayectoria adecuada.
Sürücünün vücudu orada bağlı kalmış olabilir ama başı serbestti kaza anında arabanın hızıyla başı yukarıya çarpmış.
Cuando el cuerpo de un conductor está atado, pero su cabeza está libre... la colisión transfiere el momentum del vehículo a la cabeza, llevándola hacia adelante.
Kamyonun hızı bize bu enkaz alanından....... bir yüz metre daha araştırmamız gerektiğini söylüyor. Geriye doğru yüz metre.
El momentum de la camioneta dado todos los restos hubiera provisto cientos de pies de vuelo, ubicando el verdadero punto de detonación... a unos 100 pies atrás.
Ve bu aslında açısal momentum almaktadır.
- Sí. Y eso en realidad está tomando impulso angular y transformándolo en impulso lineal
Momentum bir projeyi bitirme anahtarıdır.
El impulso es la clave para terminar un proyecto.
Eylemsizlik, hepinizin gayet iyi bildiği bir konu olduğuna göre momentum ile başlayalım.
Muy bien. dado que la inercia es un concepto el cual todos conocen, ¿ Por qué no empezamos con "cantidad de movimiento"?
Momentum hakkında ne biliyoruz?
¿ Qué sabemos sobre la cantidad de movimiento?
Momentum kızların yönünü bir anda değiştirivermişti.
Todo empezó a mejorar para las chicas.
Dota bir momentum oyunu.
Dota es un juego de ventajas.
5 oyuncu olarak siz momentum için diğer 5 oyuncuya karşı savaşıyorsunuz.
Un equipo de 5 jugadores se enfrenta contra otro equipo de 5 por ventaja.
Bu ivmeyi kaybetmesini istemiyorum.
No quiero que pierda el momentum. ¿ Lo entiende?
Momentum kaybeder ve güneşin çekim gücü onu kendisine doğru çeker.
pierde impulso, y la gravedad del Sol tira de ella más cerca.
Şahdamarını ve çenesini delmeye yetecek kadar momentum kazanmış olmalı.
Habría tenido que reunir la suficiente inercia... para perforar la arteria carótida y astillar su hueso esfenoides.
Zamanın bir momentum u var, Kyle.
El tiempo tiene su ímpetu, Kyle.
Momentum!
Momentum, tengo que conseguir el Momentum.
- Dinozora momentum kazandırdı.
Correcto.
Gururum okşandı. Momentum benimle.
Lo cierto es que yo estoy mejor.
Bütün mesele ivme.
Es todo sobre el momentum.