English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Monitor

Monitor Çeviri İspanyolca

1,842 parallel translation
The Christian Science Monitor'den bir muhabir arıyor.
Es un reportero de "El Monitor Cristiano de la Ciencia".
The Christian Science Monitor'deki adamdı.
Era el chico del "Monitor de Ciencia Cristiana".
- Monitörü açsana.
- Súbele al monitor.
Kravat taktığın zaman gömleğinin üst düğmesini bağlayacaksın. Çıkartmak istersen öğretmenlerden ya da sınıf başkanlarından birine soracaksın.
Debes tener abrochado el botón superior de tu camisa mientras llevas corbata y debes preguntarle a un maestro o a un monitor si quieres quitártela.
Ranço, şu monitöre bak.
Rancho, vigila el monitor
Bir danışmanımız kayıp gibi.
Nos- - prácticamente nos ha desaparecido un monitor. Espera, espera, espera.
Monitöre bakarsanız, size bir sürprizimiz var.
Tenemos algo para usted, si quiere mirar al monitor.
İyiyim, değil mi? Hareket etmemeye çalış. Kaburgan kırılmış olabilir.
Monitor paciente 202
Yaptığın işte harika olduğunu daha önce de söylemiş gibiyim.
Adiós, Mark. monitor de paciente 202
KITT, aramayı ekrana naklet ve Stevens'ın bizi görmediğine emin ol.
Kitt, transfiere la llamada al monitor y asegúrate de que Stevens no nos ve.
Yaptıklarınız yüzünden, neredeyse bir monitörü kaybediyorduk.
Por lo que hicieron, casi perdimos un monitor.
E-postamı kontrol edecek bir monitörüm yoktu.
No tenía un monitor para ver mi correo electrónico.
- Bebek kalp atımı monitörü. - Evet bebek kalp atımı monitörü.
- Monitor fetal - ¡ Monitor fetal!
Ekrandakinin ne olduğunu biliyor muyuz?
¿ Sabemos qué es eso que está en el monitor?
Ceninin kalp ekranı açık mı?
¿ Está encendido el monitor fetal?
Kalp ve cenin ekranını kontrol edin.
Mira el monitor del corazón y el monitor fetal.
Kyle, bilgisayarına yeni bir monitör aldı.
Kyle acaba de comprar un nuevo monitor para su computadora.
Eğer birşey istersen, sadece söyle.
- Cualquier cosa que funcione. - Y si necesitas cualquier cosa, solo pídelo porque puse el monitor de niños anoche.
Anne, telsizden sana bağırıyoruz, duymuyor musun?
Mamá, ¿ no has oído que hemos estado gritando en el monitor?
Telsizin fişini çektim, bir saat önce kadar.
Arranqué el cable del monitor hace una hora.
Peki bu ne yapıyor?
Y, ¿ qué hace el otro monitor?
Siz ikiniz pür dikkat Bay Dunn'ın kafa içi basınç bulgularını izleyeceksiniz.
Ustedes dos vigiliaran el aumento de ICPS ( Presion intracraneal ) en el monitor de Mr.
Pekâlâ, Stevens, hastayı monitöre bağla, ve kafa içi basıncını takip et.
De acuerdo, Stevens coloca un monitor de ICP para ver la presión intracraneal.
Damlalık bağlayın ve BIS monitörüne bağlayın.
Ponlo en el cuenta gotas y ponle un monitor BIS.
Efendim. Ekrana bir şeyler oluyor.
Señor, algo sucede con el monitor.
Ray bana laboratuarın, içlerinde güvenlik monitörünün de olduğu resimlerini yollamıştı.
Ray me envió fotos del laboratorio PCP, uno de los cuales incluye un monitor de vigilancia.
Biliyor musunuz, başka bir oda daha bululabiliriz oraya içinde tümör olan bir beyin koyarız....... ve onun verilerini buradaki ekrana yönlendiririz.
Podemos conseguir otro cubículo, y poner un cerebro con un tumor en ese y enviar la señal al monitor de este cubículo.
Yükselme oluyor monitor hareketi, sıcaklık, iyonik şarz bütün kahrolası moleküller.
Advertencia : aumentando la emersión NIVEL 1 Controlando el movimiento, la temperatura, carga iónica cada puta molécula.
Monitör sinyallerinin desteğe ihtiyacı var... yapabildiğin kadar yüksek.
Veo que la señal del monitor necesita un buen impulso... -... Tan alto como pueda.
Bebek monitörü frekansıyla çakışma oluyor.
Esta chocando con la frecuencia del monitor del bebe Sí.
Dedemin kalp cihazının sesi bu.
Es el monitor del corazón del abuelo.
Fetal monitörü bağlayın.
Bien, conecten el monitor fetal.
Allison, DNA izleme sistemini tekrar çalıştırın.
Allison, sólo vuelve a poner en funcionamiento el monitor de ADN.
Beni takip ettiği gibi, onu takip etmek için DNA izleyicisini kullanabilir miyiz?
¿ Podemos usar el monitor de ADN para rastrearla de la misma forma que me rastreó a mí?
Lafı açılmışken DNA izleyicisini yeniden geliştirmeye geri gönderdim.
Hablando de eso envié el monitor de ADN a renovación.
Tv'den seni boğamayacağımı sanıyordun, değil mi?
¿ No sabe que puedo estrangularle a través del monitor?
YayIn önce ekranIna sonra buna gelecek.
Lo que significa que tienes una conexión directa a los mercados que llega a tu monitor, y luego pasa aquí.
Pazar fiyatlarInIn artIp azaldIgInI sadece senin görebilecegin ekranIndan takip edersin.
Ves los precios del mercado subir y bajar, aquí en el monitor que sólo tú puedes ver.
Evi izleyen monitör çalışıyordu.
El monitor de la computadora del departamento estaba encendido.
- Monitöre bağlayıp oksijen verelim. - Bayım.
Vamos a conectarlo a un monitor y ponerle un poco de oxígeno.
Evet, şimdi monitöründeki kırmızı kurdeleyi kesebilir miyiz?
¿ Están listos para el debut? Sí, ¿ podemos cortar la cinta de tu monitor?
Sadece bilgisayar ekranına bakıp duruyorsun.
Sólo sigue viendo el monitor de la computadora.
Bebeğin nefes alma sesi telsizinden ne kadar güzel geliyor, değil mi?
¿ No te encanta escucharla respirar en el monitor de bebés?
Bedava bebek kamerası.
Un monitor de bebé gratuito.
Monitöre baktığımda zombiye dönüşeceğinizi sandım.
Luego los vi en el monitor. Creí que iba a convertirlos en zombis.
Ekrana bakar mısın?
Queres ver el monitor?
Monitörü gördü.
Has visto el monitor.
Monitörde bir hatalı bölge gördü.
Vio ruido en el monitor.
Monitöre dönün.
Encienda el monitor.
Bu en büyük ekran monitör bu değil.
Esta no es la pantalla más grande.
Monitöre bak.
Mira tu monitor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]