English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Montoya

Montoya Çeviri İspanyolca

181 parallel translation
Ben komutan Hernandez Montoria.
Soy el comandante Hernández Montoya.
Chavez'i Chu Chu Montoya'ya karşı dövüştürmüştüm.
Una vez, Chávez se enfrentó a Montoya...
Onun kanı değildi aslında. Montoya'nın kanıydı.
¡ Pero era sangre de Montoya!
Dr. Leon, ben Luis Montoya.
Dr. León. Soy Luís Montoya.
Montoya çiftliğinde korkunç bir kaza olmuş.
Ha habido un accidente en un rancho.
Senyör Montoya ne zamandır araba sahibi?
¿ Cuánto hace que lo tiene?
Biliyor musunuz, Senyör Montoya için güç olmalı, yani, sakat bacağıyla.
Debe de costarle al señor, con la pierna lesionada.
Sanırım Senyör Montoya San Diego'ya gitmek için bu arabayı kullandı.
Supongo que el Sr. Montoya se llevó éste.
Senyör Montoya, bu kullanılmış gibi görünmüyor.
Señor Montoya. Esta tela no parece usada.
Montoya'nın yanıtını dinledin.
Ya oyó a Montoya.
Montoya gururlu biri mi?
Montoya es presumido.
Size Montoya'nın arabalarına bakan bir adamın ifadesini aktaracağım. Çiftlik kahyası ondan üstü kapalı arabayı yıkayıp cilalamasını istedi. Patron San Diego'ya giderken onu sürecekti.
Hablé con el hombre que limpia los coches... dijo esto : "El patrón me dijo que lavase y encerase el coche... por si el patrón lo conducía hasta San Diego... terminé a las doce."
nasıl oluyor da Montoya sabahleyin, Hector'un saat 16 : 30'da "seninle gidemem, benim sonraya kalıp defterler üzerinde çalışmam gerekiyor" diyeceğini biliyordu?
¿ cómo sabía Montoya por la mañana... que a las cuatro y media de la tarde Héctor le pediría quedarse?
Montoya o kadar önemli mi?
¿ Montoya es tan importante?
Montoya'nın bir nedeni olmalı.
Montoya debe tener un motivo.
Senyör Montoya bunun bir şal değneğinden geldiğini söylemişti.
Montoya dijo que era de una pica.
"Don Luis Montoya, " Meksiko'nun idolü, bir cinayet şüphelisi? "
"Don Luís Montoya, el ídolo mejicano... sospechoso de asesinato".
Şimdi, Miguel'e göre, Montoya'nın çiftliğinde yağmur yoktu.
Según Miguel... ese día no llovió en el rancho.
Evet. Ve babam ve Senyör Montoya beni arenadan sürükleyerek çıkardı.
Sí, mi padre y Montoya me libraron de la cogida.
Aslında şöyle oldu, Senyör Montoya boğayı savuşturdu ve baban da seni arenadan sürükleyip çıkardı.
Bueno, mientras Montoya paraba el toro... su padre le arrastró hasta el burladero.
O ve Senyör Montoya sürüyü kontrol etmek için atla çiftliğe gidiyorlardı.
Él y el Sr. Montoya salían a apartar una corrida.
Fakat Montoya boğayı savuştururken, o seni sürüklemeğe gittiği sırada, niçin mızrağını getirsin?
Pero para ayudarle mientras Montoya distraía al toro... ¿ para qué la quería?
Diyor ki, Montoya çiftliği bölgesinde Rangel'in öldüğü gün yağmur yoktu.
No llovió en el rancho de Montoya...
Rangel boğayla saat 17 : 00 ile 17 : 30 arasında güreşmiş olmalı Montoya'nın dediği gibi.
Rangel se enfrentó al toro entre las cinco e y media... como dijo Montoya.
Ben Luis Montoya'yım. Ve siz benim ülkemdesiniz!
Soy Luís Montoya y usted está en mi país.
Dinle, kalmak isterim. Montoya senin adamın.
Montoya es su hombre.
Senyör Montoya'nın çiftliğine.
- Al rancho del Sr. Montoya.
Senyör Montoya babanı öldürdü.
El Sr. Montoya mató a su padre.
Senyör Montoya babanı öldürdü, Curro.
El Sr. Montoya mató a su padre.
Babam öldürüldüğünde Senyör Montoya San Diego yolundaydı.
El Sr. Montoya estaba en San Diego.
Montoya dondu kaldı.
Montoya tiene miedo.
Fakat hemen şu anda Montoya'nın donup kalması, geçen gün Hector'le birlikte Curro'yu boğadan kurtarmak için arenaya girdiklerinde onun donup kalmasıyla aynı.
El miedo que ha sentido es el mismo que el del otro día... cuando entraron con Héctor a salvar a Curro.
O gün de donup kalmıştı, ve Hector korkuyu fark etmişti. Bu nedenle Montoya'nın Hectoru öldürmesi gerekiyordu.
Ese día también tuvo miedo y por eso lo mató.
Don Luis Montoya, bir başkasının kendi korkusunu farkettiğinden haberdar olarak yaşayamazdı.
Don Luís Montoya. Incapaz de soportar que alguien viera su miedo.
Sadece onların oynadıkları oyunu gördükten sonra, biri matador gibi görünerek, diğeri ise boğa rolü takınarak, işte o zaman yalın bir biçimde
Cuando al llegar a su casa les vi jugar... uno haciendo de torero y otro haciendo de toro. Me di cuenta de que Montoya mentía.
Şimdi, işte tam bu sırada Montoya Hector'un boğayı öldürmeğe hazırlandığını söylemişti.
A la hora que dice Montoya que Héctor iba a matar al toro.
Bu durumda, Hector arenaya daha erken girdi, rüzgar çıkmadan önce ve Senyör Montoya hala onunla birlikte iken.
Rangel entró en el ruedo antes. Cuando soplaba viento fuerte. Cuando Montoya estaba con él.
Montoya nerede?
¿ Dónde está Montoya?
Montoya nerede?
¿ Dónde coño está Montoya?
Montoya ile konuştun, değil mi?
Has hablado con Montoya, ¿ no?
Montoya onun bir film yıldızı olabileceğini düşünüyor.
Montoya cree que es una especie de actriz.
Montoya'nın ne dediğini biliyor musun?
¿ Sabes lo que dice Montoya?
- Jose Fernandez Montoya.
Hola. José Fernandez Montoya, para servirle.
Dr. Montoya nerede?
- Está herido! - Donde está el Dr. Montoya? - Se fué.
Dr. Montoya ile sezaryeni tartıştınız mı?
Habló el Dr. Montoya sobre una cesárea contigo?
Ricardo Montoya, Bay Poirot.
señor Poirot.
Ben Ricardo Montoya.
Soy Ricardo Montoya.
Senyör Ricardo Montoya.
El señor Ricardo Montoya.
Montoya, belki.
Montoya, tal vez.
Senyör Montoya, onu görebilir miyim?
¿ Puedo ver al Sr. Montoya?
- Montoya, Kansas City'de.
Buena pregunta! Montoya está en Kansas City

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]