Mortem Çeviri İspanyolca
390 parallel translation
Otopside zehire ilişkin en ufak bir iz bulmak mümkün değil.
En el examen post-mortem no se ven restos del veneno.
Sizin çocuklar Vietnam'da bu asit tetikleyicisine bir analiz yapmadı mı?
¿ No hicieron un análisis post mortem de este ácido en Vietnam?
Diğer yaralar ölüm sonrası oluşmuş.
El resto de sus heridas es post mortem.
Bay Leeds'in göğsündeki izlerin nedeni de belirsiz. Tahminen, bunlarda ölüm sonrası oluşmuş.
al igual que la marca de ligadura superficial en el pecho de Leeds, también considerada post mortem.
Bayan Leeds'in yaraları öldükten 4-5 dakika sonra oluşmuş.
Las heridas de la Sra. Leeds son post mortem. Cuatro o cinco minutos después.
Gördüğün bütün darp izleri ölümden sonra yapılmış.
Todas las mutilaciones que ve son post mortem.
Bu deri yüzme işinin ölümden sonra yapıldığını gösterir.
Indican que el despellejamiento se realizó post mortem.
Arka boyun bağları öldükten sonra büzülmüş.
Espasmo post-mortem de los ligamentos de la nuca.
Patologun otopsi raporuna göre midesi bomboşmuş.
El informe post mortem del patólogo revela que el estómago estaba totalmente vacío.
Ölüm sonrası durumuna daha fazla delil istiyorsan, sana birkaçını sağlarım.
Como veo que no es consciente de su estado post mortem, le proporcionaré algunas pruebas.
Ölülerde de seğirme olur.
- Podría ser un tic post-mortem.
Otopsi analizlerini tamamladım.
He completado mi análisis post-mortem.
Herneyse, Squid and Mashed Potato'da otopsimiz var.
De todos modos, vamos a hacer un post-mortem en "El Calamar y la Patata Machacada".
Kurbanın üstünde sperm bulundu. Ölümden önce olduğunu düşünüyoruz.
Fluido seminal sobre el cuerpo, suponemos que pre mortem.
Bu sahne canımı sıkıyor...
Brazos cruzados, como una señal post-mortem eso no lo hace un extraño. Me preocupa su aspecto.
Kurbanın beyninin etkilenen kısmını ölüm sonrasında inceleyemeyiz,... -... kendi kendine verdiği zarar nedeniyle.
No podemos analizar el área afectada del cerebro de la víctima post mortem... debido a los daños autoinfligidos.
Ölümden sonra vücutların sınandığı bir morg da var...
Oye, hay una gran morgue en el sótano, donde hacían el post-mortem...
Bu sadece bir ölüm sonrası-sonrası şakasıydı.
Solo era un chiste post-Post mortem.
- Hayır, öldükten sonra ezilmiş.
Fue aplastada "post mortem."
Otopsi sonrası deoksijenasyon?
¿ Desoxigenación post-mortem?
Çürük yok ve bize bir şeyler anlatmaya çalışmış.
Sin contusiones, lo que indica que fue hecho post-mortem.
Kesinlikle öldükten sonra kesilmiş.
Definitivamente post-mortem.
- Vücudunun yarısı yanmış. Öldükten sonra yakılmış.
Quemaduras completas en el 50 % de su cuerpo, todas post mortem.
Bu hepsi ölüyken yapılmış.
Esto ocurrió post mortem.
Ölümlerinden sonra.
Post-mortem.
Knowle Rohrer'ın cesedi, Knowle Rohrer'a ait değil ama boynu kırılmış ve öldükten sonra yakılmış bir adama ait.
El cuerpo no es de Knowle Rohrer. A este hombre le rompieron el cuello y lo quemaron post-mortem.
Bu, ölümden sonra oluşan deri yaralarını açıklıyor.
- Lo encontró Hazmat. Eso explica las cicatrices post mortem en el tejido.
Ölümden sonra ısırılmış yani.
La depredaron post mortem.
Parmak, kurban öldükten sonra kesilmiş.
El dedo fue cortado Post mortem.
Cesedi için mi?
- ¿ Para su post-mortem?
Medeniyetinizde ölüler için ayin veya geleneksel yas tutma inancınız var mı?
¿ Su cultura realiza rituales post-mortem?
Ona biraz zehir enjekte ettiler... ama göğsündeki yara... öldükten sonra olmuş.
Le inyectaron una cápsula con alguna clase de veneno pero la herida en su pecho fue hecha post-mortem.
Bu şey öldükten sonra mı koyulmuş?
¿ Esta cosa fue puesta post-mortem?
Angel'ın ruhunu geri getirmek için bulabildiğim tek şey Thessulas Küresi. Ama çalışması için ruhun ahirette olması gerek,... bir kavanozda veya başka biyerde değil.
El Orbe de Thesulah es la única manera que puedo encontrar... para restaurar el alma de Ángel,... pero eso sólo funciona si fue removida... a algún lugar post-mortem o algo, no si está flotando en una jarra en algún lugar.
Çürüyen kan, ölümden sonra etanol üretebilir.
La sangre descompuesta puede generar etanol post mortem.
At eğitmenimizde ölüm ânında meydana geleni irili ufaklı bereler ve yaralar var.
La entrenadora ecuestre presenta hematomas y rasguños peri-mortem, que varían entre graves y leves.
Dosya 03-615. Bir yetişkinin ölüm sonrası incelemesi.
Examen post mortem de un adulto.
Ölüm anında sol gözünün etrafı morarmış.
Moretones peri mortem alrededor del ojo izquierdo.
Kesinlikle ölümden sonra olmuş.
Post-mortem.
"Öldükten sonraki ilk öpücüğümdü."
Era mi primer beso post-mortem.
"Ayrıca öldükten sonraki ilk tekmeyi yiyişimdi"
También fue mi primer separación post-mortem.
- Ölüm sonrası için mi?
- ¿ Post mortem?
Bu yaralar ölümden sonra meydana gelmiş.
Estas heridas son post-mortem.
Savaşta öldüğü için madalya alan birini kaybettim.
Yo perdí alguien en la guerra... que obtuvo una medalla post-mortem.
Ölüm sonrası raporunu getireyim sana.
Te dejaré ver el informe post-mortem.
4 adet, eşit büyüklükte, ölümden önce, ölümcül değil.
Cuatro, diámetro uniforme, peri mortem, no mortales.
Ölüm sonrası izler oluştu.
Contusiones post-mortem.
Bu Lunn denen adamın otopsi sonrası birkaç fotoğrafını aldım.
Sí. Te mando varias fotos post mortem de Lund reveladas.
- Bu, iyi haber.
Fue amputada post-mortem.
Ölüm öncesi yara.
Una herida ante-mortem.
Lori Hutchins'in sağ kolunda ölümden önce olmuş bir yara var.
Lori tenía una hendidura ante-mortem en el antebrazo.