English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Muhafız

Muhafız Çeviri İspanyolca

2,736 parallel translation
Kimse benim bir muhafız, senin de bir mahkûm olduğuna inanmayacak.
Nadie creerá que soy un guardia y tu un prisionero.
Hey, bana vurmayı bırak muhafız.
[Smack] Hey, deja de golpearme, guardia.
Yalnız şimdi muhafızları geçip kapının dışına çıkmanın bir yolunu bulmam gerekiyor.
Solo que ahora tengo que averiguar como evadir a esos guardias y salir al otro lado de las puertas.
Askeri mühimmat çalınmış, depo muhafızı vurulmuş.
Se robaron sumisitos militares ; le dispararon al guardia del depósito.
- Güzel. Kamyon patladıktan sonra, otomatik silahlı yaklaşık bir düzine muhafızla karşılaşacaksınız.
Una vez que el camión haya explotado, se enfrentarán a 12 guardias.
İçeride iki silahlı muhafız var.
En el interior, dos guardias armados.
Aslında şanslı sayılırdı. Öyle olmasaydı da bir şekilde Pouf'a katılıp Kral'ın yanına doğru son sürat uçabilselerdi bir Kraliyet Muhafızı'nın yapması gerekeni yapmış olacaklardı.
fue un golpe de suerte. como sería la reacción natural de un Guardia Real.
Ben Mu Hyul, Saray Baş Muhafızı Siz Majesteleri'nin güvenliğinden sorumlu olduğum sürece, bu duruma göz yumamam.
Yo soy Moo Hyul, el Jefe de la Guardia Real. Mientras su seguridad esté en mis manos, esto no lo puedo dejar pasar.
Saray Muhafızı, Kang Chae Yun bunu herkese yaymakla meşgul.
Por el Guardia Real, Kang Chae Yoon, que va a regar el cuento por todos lados...
Dövüş sanatlarında, Baş Muhafız Mu Hyul'dan hemen sonra gelir.
En artes marciales solo lo supera el Jefe de la Guardia Real, Moohyul.
Muhafız Odin'e yerimizi söylemeseydi bizim de sonumuz öyle olacaktı.
Lo que habría pasado con todos nosotros... si el Guardia no le hubiese dicho a Odín dónde habíamos ido.
Muhafız nereden biliyordu ki?
¿ Cómo lo supo el Guardia?
Bir Komite muhafızı bunu bilebilir mi?
¿ Un guardia del Komiteh sabrá eso?
Cenaze aracının önünde 13 Denizci Şeref Muhafızı'nın süngüleri kamera ışıklarıyla parıldıyor.
Precediendo el coche fúnebre, una Guardia Marine de Honor de 13 hombres, sus bayonetas destellando a la mirada de luces de cámara.
Yeni bir Muhafız seçiyor.
Quiere escoger un nuevo Guardián.
Muhafız.
¡ Guardián!
Jack Frost her şey olabilir ama bir Muhafız olamaz.
Jack Escarcha es muchas cosas, pero no es un Guardián.
Hepiniz sıkı çalışma ve tarihlersiniz ben ise kartopu ve eğlenceyim. Muhafız falan değilim.
A vosotros os va el curro y las prisas, y a mí... las bolas de nieve y pasarlo bien.
Eğer Ay'daki Adam seni Muhafız olarak seçtiyse içinde özel bir şeyler olmalı.
Si la luna te ha elegido como Guardián, debes de tener algo muy especial en tu interior.
Bu, beni Muhafız yapan şey.
Es lo que me convierte en un Guardián.
Muhafız olmak harika bir şey. Fakat bir sıkıntı var.
Es genial ser un Guardián, pero hay una pega.
Ben bir Muhafızım.
Soy un Guardián.
O halde tebrikler, Jack Frost. Şu andan itibaren ve sonsuza kadar seni Muhafız ilan ediyorum.
Pues entonces, enhorabuena, Jack Escarcha, puesto que ya eres ahora y para siempre un Guardián.
Ve artık tam burada olacağız. Bu seni de Muhafız yapar.
Y ahora... siempre estaremos aquí... lo cual te convierte un poco en Guardián.
Benim adım Jack Frost. Ve ben bir Muhafızım.
Me llamo Jack Escarcha y soy un Guardián.
Kraliyet Muhafızı.
¡ Eres el Guardaespaldas Real!
Sayın muhafızım!
¡ Señor guardaespaldas!
Ben Ming Hanedanlığının kraliyet muhafızıyım.
Soy un guardaespaldas real de la Dinastía Ming.
sen benim bir milli muhafız gücü yaratma mı bekliyorsun?
¿ Quiere que transforme eso en una guardia nacional?
Hükümetin ilk adımlarından biri Gizli servisin kıdemli muhafızı Sör Scott Catesby'i görevden almak ve Nebil Alawi'nin sınır dışı edilmesini öngören daha sıkı terör yasaları geçirmek oldu.
Uno de los primeros pasos del gobierno fue la eliminación del antiguo jefe del Servicio Secreto, Sir Scott Catesby, y aprobar leyes más estrictas contra los terroristas que condujo a la expulsión del clérigo radical Alawi Nabil.
Bana sorarsanız sadece kraliçenin muhafızlarını getirecek.
Si me preguntan, sólo hará que vengan los guardias de la reina.
Efendim. Tutuklu ve muhafız, sola dön.
Señor, prisionero y escolta, giren a la izquierda.
Muhafız, dikkat!
¡ Escolta, atención!
Uzman er Kendra Murphy, Illinois Milli Muhafız Teşkilatı.
Especialista Kendra Murphy, Guardia Nacional de Illinois.
Bir sürü İsveçli muhafızı kılıçtan geçirmişler.
Muchos guardias suizos ahorcados o asesinados.
Elmasların ortasında uzun bir adam, dört muhafız tarafından kuşatılmış.
un hombre al centro flanqueado por 4 guardias.
Birinci sınıf biletlerimiz yok ve muhafız bizi kaçak yolcu sanabilir.
No tenemos billetes de primera clase y el guardia pensará que somos polizones.
Çadırın dışında 300 silahlı muhafız vardı. 28 korumada çadırdaydı.
300 guardias bien armados fuera de la tienda de campaña y 28 guardaespaldas dentro de la tienda.
Bu adam Lord Yu'nun muhafızı General Xin'di.
Este hombre era el guardaespaldas Señor Yu General de Xin.
- Adaya gelenleri hep iki muhafız karşılardı.
Dos guardias... Siempre cumplen con la transferencia.
Duyduğuma göre Beyaz Saray'da sancak muhafızıymışsın.
Escuché que fuiste portaestandarte de la Casa Blanca, ¿ no?
Evet. Sancak muhafızı yani, erkek izciler gibi.
Portaestandarte, quiero decir, como con los exploradores.
Ön kapıda ölü bir muhafız var.
Hay un guardia caído en la puerta del frente.
Muhafızın dikkatini dağıtmak iyi firkirdi.
Buen plan. Distraer al guardia.
Basra'daki her muhafız onu arıyor.
Cada guardia de Basra la busca.
Alüminyum cevheri taşıyan, muhafız destekli arabaları gözle.
Busque carretas custodiadas transportando alumbre.
Bu bir muhafızın üniforma parçası.
Eso es parte del uniforme de un guardia.
Muhafız!
¡ Guardia!
Muhafız olmak istediğimi kim söyledi sana?
¿ Y si no quiero ser un Guardián?
Kraliyet muhafızıymıştır muhtemelen.
- Deben ser sus guardias reales.
Ama iki muhafız var.
Pero hay dos guardias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]