Mumlar Çeviri İspanyolca
1,588 parallel translation
Ayin odasına gir, üç tane kırmızı mum ve bütün yeşil mumları yak.
Ve al altar. Enciende todas las velas verdes y tres rojas.
Şu mumları yakayım mı?
¿ Encenderé ésas velas?
Bak, bak hiçbir şeyi atlamamışsın. Mumlar...
Veo que no se te ha escapado nada.
Lezzetli yemekler yapıldı, mumlar yakıldı.
El preparó comida deliciosa, encendió las velas y esperó...
Bütün mumları söndürmelisiniz. Hepsini mi?
tenes que apagar todas las velas todas?
Yarın bütün mumları üfle.
Sopla todas las velas mañana.
Bu mumların sönmemesine dikkat et.
Asegúrate de que las velas no se apaguen.
# Mumları üflerken ne dileyeceğim?
Apaga una vela y pide un deseo en un respiro.
Bu mumlar da niye?
¿ Y para qué son estas velas?
Kes sesini, bu mumların kokusunu severim.
Cállate. Me gustan estas velas. Huélelas.
Gel o zaman. Geri kalan mumları yakmama yardım edersin.
Ven, ayúdame a encender las velas.
Bütün mumları yakamadık Howard.
PROFANACIÓN Nos faltaron velas por encender.
Syd, mumlar nerede? Çocuklar pastayı kesmek istiyor.
Syd, ¿ dónde están las velas?
Mumları söndürmeyin. Evde kimsenin olmadığını sanar.
sino creerá que no hay nadie en casa.
- İşin doğrusu burada uyuşturucu üretildiğine dair hiç bir kanıt yok fakat pek çok ateşleme düzeneği var elektrikli ocak, eritme kabı gaz sobası ve mumlar
Bien, no parece haber equipos para manufacturar drogas pero está lleno de fuentes igníferas : un plato caliente, olla de fondue cocina a gas, velas.
Mumlar hileli, Spence?
Son velas mágicas, Spence, ¿ entiendes?
Mumlar ayinlerde kullanılır.
Las velas se utilizan en los rituales.
Pentagram, ceset, mumlar, L.O.D...
Pentagrama, cadáver, velas, SDD.
Bir kaç ay öncesine kadar pentagram ve mumların orada olmadığını söyledi.
Dijo que la estrella y las velas no estaban hace unos meses.
Biz gün içinde mumları yakmayız.
No encendemos velas de día.
Her tarafta mumlar var.
Su casa apesta a albaricoque.
Rahatlatıcı bir dalga makinesi. Aroma-terapi mumları. Hatta meditasyon topları.
Una máquina de olas calmantes velas de aromaterapia y hasta esferas de meditación Chi.
- Mumları yakmak için geleceğim.
Ya vuelvo para encender las velas.
Seyahat sabunu, seyahat mumları, seyahat battaniyesi. Kaşmir seyahat yastığı, kaşmir çoraplar.
Jabón de viaje, velas de viaje, manta de viaje, almohada de cachemira... medias de cachemira.
Banyo yaparken mumlar olur. Su geçirmez kapla kaplanmış haftalık dergi ve sabun olur.
Cuando tu tomas un baño, hay velas y agua, colmados de la entretención de la semana, para leer y enjabonarte
Mumlar ve o yargıç. Onunla evlenmeliydim.
Las velas y ese juez.
Mumlar.
Esas velas,
Yatıştırıcı mumlar birazdan işe yarayacaktır.
En un momento, las velas tranquilizantes deberían hacer efecto.
Bir zamanlar, mumları üflemeden söndürebilen biri...
Bien, había una chica en Vietnam que podía soplar una vela sin usar su...
Şifoniyerindeki çay mumları, yatağındaki peluş maymun koleksiyonu, o sürekli dinlediği Belle ve Sebastian şarkısı, gülümsemesi...
Las velas en su vestidor, la colección de calcetines-mono en su cama, esa canción de Belle Sebastián que siempre escuchaba, su sonrisa...
Çay mumları...
Las velas...
Mumları üflediğin zaman Her zaman biraz.. "tükürük." oluşuyor.
Pues bien, cuando usted sopla las velas, hay siempre un poco de... lo que llamo escupitajo...
Mumları üfle. Teğmen.
Apague de un soplo las velas, teniente.
Mumlar.
Velas.
Trey doğumgününde mumları üflüyor. Tek dileği kardeşinin onu affetmesi.
Trey está soplando las velas en su cumpleaños, y su único deseo es que su hermano lo perdone.
Şu mumları bir yakabilsem...
"Pero en cuanto termine..."
Memnun olmalısın onlar sadece mumlar için.
Agradece que eran sólo velas.
Ikea mumları nerede?
¡ Es Suze!
Burayı yakmadan önce bir dilek tut da mumları üfle.
venga, corre, pide un deseo antes de que se queme este sitio
- Senin de içinde bulunduğun ikisi mumların perdeyi tutuşturması ile başlamış.
- Dos de ellos incluyendo el incendio al que tú asististe empezaron con velas cerca de las cortinas.
Kilise mumları El Salvador'dan ithal ediliyormuş.
Las velas de la iglesia son importadas de El Salvador.
Kutsal mumların içinde eroin vardı.
- Había heroína en las velas sagradas.
Kokulu mumlarımdan kaçının.
Cuídense de mis candelabros.
Ortam hazırlamak için yapacağın ilk şey, müzik yada mumlar.
Lo primero que hay que hacer es crear ambiente, con música o velas.
Elimde şu sahte mumlar var sadece, şu üfleyemediklerinden.
Todo lo que tengo son velas falsas, de esas que no se pueden apagar.
Bir dilek tutup, mumları söndürsene.
Pedirás un deseo y apagarás las velas.
Babacık, keki şimdi yiyeceğim sonra mumları söndürürüm.
Papi, comeré la tarta y después apagaré las velas.
Müzik, alkol, mumlar. Bu çocuk tam bir Romeo'ymuş.
Música, alcohol, velas.
Bu mumlar.
Esas velas.
Vanilya kokulu mumlar.
Velas aromáticas de vainilla.
- Roma mumları?
- Toma, ponte esto primero. - ¿ Velas romanas?