Muñeca Çeviri İspanyolca
6,261 parallel translation
Dublör bebeği getirin.
Trae la muñeca para pruebas.
Sen, bebek yüzlü. Seni görüyorum.
Hola, cara de muñeca.
Bunları kurbanın bileğinin derisine saplanmış şekilde buldum.
He hallado esto incrustado en la piel alrededor de la muñeca de la víctima.
Bilekteki deri...
Cuero en la muñeca...
Bilekteki bu kadar derin bir kesik orta ve dirsek damarlarını koparır.
Un corte tan profundo habría seccionado los nervios medios y cubitales de la muñeca.
Çıkar şunu yoksa bileklerinden ben çıkarırım.
Quíteselo o se lo arrancaré de la muñeca.
Bileğim!
¡ Mi muñeca!
Her zaman ipi bileğine dola böylece düştüğünde elinden kaymaz.
Mantén siempre la cuerda alrededor de la muñeca entonces no te deslice cuando bajes con fuerza.
Kazanan bileği keser.
Jugarás con el dinero que trajiste... el ganador podrá cortarle la muñeca al perdedor.
Ama bileği kesmen gerekecek, çok yazık.
Pero tendrás que cortar su muñeca, ¡ que mal!
Eli bilekten değil, dirsekten keselim.
Cortémosle el codo y no la muñeca.
Cevaplamak istemediğimiz bir soru sorduğu zaman Lily'nin eline bir bebek sıkıştırmamız gibi dikkatimi başka yere yönlendiriyorsun.
Me estás redirigiendo, como hacemos cuando Lily nos preguna algo que no queremos responder y simplemente le tiramos una muñeca a su casa.
Hayır, oynadıktan sonra bileğinizle yedi gün boyunca bir şey yapamayacaksınız.
No, no será capaz de hacer nada con su muñeca hasta una semana después.
Lahana bebek ve balta kullanırdı ama fikir aynı sonuçta.
Bueno, era con una muñeca Cabbage Patch y un hacha. Pero misma idea. Créeme.
Çoğu kişi internetten aldığı bir oyuncak sanıyor.
La mayoría de la gente piensa que es una muñeca que compró por Internet.
- Bileğini burkulan olabilir.
- Podría haberse hecho un esguince en la muñeca.
Trav ve Laurie'yi banyoda yakaladığımda bileğimi kırmıştım.
Me partí la muñeca pillando a Laurie y Trav en la ducha.
- Tabii ; bu karı kılıklı bizi öldüresiye döver şimdi.
Sí, va a pegarnos con su muñeca floja hasta matarnos.
Sanırım bileğimi kırdı.
Creo que me ha roto la muñeca.
- Şu bileklerine bakayım, Jean.
- Déjame ver esa muñeca, Jean.
Sahibi olduğu Çinli bebek.
Su propia muñeca china.
Bileği kırılmış, herhangi bir saldırı yok.
Se ha roto la muñeca, no ha tenido un derrame cerebral.
Ben, oyuncak ayım, Raggedy Ann ve hamsterım vardı.
Sólo yo, mi osito de peluche, mi muñeca y mi hámster.
Görünmeyen gizli bir güç Madison'ı bir bez bebek gibi odada sağa sola fırlattı.
Fue como si una fuerza invisible lanzara a Madison como una muñeca.
Peki ya Madison'ı oyuncak bebek gibi sağa sola fırlatıp öldüren görünmez güç nedir?
- ¿ Y qué hay de la muerte de Madison... siendo arrojada como una muñeca por una fuerza invisible?
- Bileğinde bir alçı vardı.
- Ella tenía la muñeca enyesada.
Ekim ayında bileği kırık Linda Stansbury adında bir hastayı tedavi etmişsiniz.
Usted atendió a una paciente llamada Linda Stansbury en octubre por una fractura de muñeca.
- Bileğini Kyle mı kırmış?
- ¿ Kyle le quebró la muñeca?
Kırık bilek olayını biliyoruz.
Estamos al tanto de la fractura de muñeca.
Lanet olası bileğini kırdım.
Le rompí la maldita muñeca.
Arabadaki bebeği mi aldın?
¿ Tomaste la muñeca del carro?
Yine bebeği mi aldı?
¿ Se llevó la muñeca otra vez?
Bu bebek neden bu kadar önemli ki?
¿ Qué diablos tiene con esa muñeca?
- Bebek.
- Es la muñeca.
Bebek mi?
¿ Es la muñeca?
Peki ama neden sadece bir bebek için önce okula, sonra da eve kadar o kadar yol gitti?
De acuerdo, pero, ¿ por qué hacer todo el trayecto a la escuela y luego hasta su casa sólo por una muñeca?
Bebekleri seviyor demek ki.
Le gusta la muñeca.
Evet, bebekleri çok seviyor.
Le gusta mucho la muñeca.
Nasıl bir bebek peki?
¿ Qué tipo de muñeca es?
Bebek işte.
Es una muñeca, ya sabes.
Stiles, bebeği o tutmuyor.
Stiles, ella no tiene una muñeca.
Bebek onun bebeği.
Es su muñeca.
O Malia'nın bebeği değilmiş.
No era la muñeca de Malia.
Bebeği mezara, arabaya geri götürmek.
Lleva la muñeca de vuelta a la tumba, al auto destrozado.
Seni bileklerinden tuttum.
Te agarré de la muñeca.
Bütün olay bilekte. Usta gibi.
Todo está en la muñeca.
Bunu bileğimden çıkar. Yakınında durup sana yardım edeceğim.
Quítame esto de la muñeca, te ayudaré a estar en igualdad de condiciones.
Tuttuk onu, bebeğim.
Lo tenemos, muñeca.
Eskiden, o daha küçükken bir dükkandan pembe renkli bir oyuncak bebek veya boynuzlu at veya sihirli değnekli bir şey alırdım.
Antes, cuando era más pequeña iba a una juguetería y le compraba una muñeca vestida de rosa o un unicornio, un conejito o algo con una varita mágica.
Bebeği de sever.
Le encantará la muñeca.
Sana bir şey göstereyim, bebek.
Te voy a enseñar algo, muñeca.