English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Müdür

Müdür Çeviri İspanyolca

9,818 parallel translation
Müdür gibi, o da kurtarılamaz.
Como el Director, él no podía ser salvado.
Müdür pek mutlu olmadı ama, oylama oylamadır.
El Director no estaba muy feliz, pero una votación es una votación.
Ama "Müdür Yardımcısı" yazıyor memur Lappicola. Ya tavrını hemen değiştirirsin ya da kafanı sokabileceğin yeni bir delik açarım kıçında.
Pero sí que dicen ayudante jefe, agente Lappicola... así que, o cambia de actitud de inmediato... o le haré un nuevo agujero en el culo por el que quepa una sandía.
Bu virüs müdür nedir serbest bırakıldı işte.
Así que este virus es liberado o lo que sea.
Kurbanın üzerinde ev yapımı bomba olması mümkün müdür?
¿ Es posible que la víctima haya tenido una especie de bomba casera atada a él?
Ama sizi temin ederim ki bu müdür yardımcısı olarak verdiğim kararları etkilemeyecek.
Pero les aseguro que esto no afectará mi juicio como vice rectora.
- Ben müdür yardımcısıyım.
- Soy la subdirectora.
Gina'nın disiplin yargılamasına kadar Müdür Franklin seni görevlendirdi.
El director Franklin te ha puesto al mando hasta la vista disciplinaria de Gina.
Müdür Yardımcısı Art Mullen.
Jefe Art Mullen.
Ama teknik olarak "izinli Müdür Yardımcısı" şu anda.
Aunque supongo que técnicamente es... "jefe de licencia" ahora.
Müdür aradı.
La directora llamó.
Müdür Yardımcısı.
Vicepresidente.
Müdür Merrick İç Güvenlik'te bizimle görüşmek istiyor, derhal.
El Director Merrick nos quiere en Seguridad Nacional, ahora.
Merak etmeyin, müdür çok kibardı.
No hay ningún problema. El gerente fue muy amable.
Ben de güya müdür olacağım burada!
Se supone que soy el puto director de todo esto.
Müdür onu başka hücreye alacağını söylüyor.
El alcaide está hablando de trasladarle.
Tek yapman gereken müdür rozetinle beraber havaalanına gelmek.
Todo lo que tienes que hacer es aparecer en el aeropuerto con tu credencial de controladora.
O günün çoğunu Fish and Game biriminde Müdür Miller ile geçirmiştim.
Pasé la mayor parte de ese día... en el Centro Pesca y Vida Salvaje con la Comisionada Miller.
Müdür.
Es el puto gerente.
Bölgesel ofisle konuştum. Müdür yardımcısıyla da görüştüm. Herkes aynı fikirde.
Hablé con la oficina regional, hablé con el director asistente, y todos están de acuerdo.
Sence bir ara eve uğramam mümkün müdür dersin?
¿ Crees que exista alguna posibilidad de que visite la casa alguna vez?
Müdür Shepherd, Chris'in durumu tam olarak ne kadar vahim?
Director Shepherd, exactamente, ¿ qué tan mal está Chris?
Müdür bile eve gitmiş.
Incluso el director se fue casa.
Eğer müdür, basına yanlış bilgi verdiğini öğrenirse bizim bilgi sakladığımızı iddia edecek ve bizi otobüsün altına atacak. Okul otobüsünün altına.
Si el Jefe averigua que entró en el registro con la historia equivocada, el reclamará que retuvimos información sobre un crimen entre policías y arrojará nuestros culos bajo el bus... el bus escolar.
- Ya müdür?
¿ Y el director?
- Müdür üçüncü sınıflarda zaten.
 El director está en la etapa de tercer año como siempre.
- Bana müdür olmayi teklif ediyorlar.
Me están ofreciendo un puesto de director.
- Yani müdür mü olacaksin?
- ¿ Así que serías director?
- Müdür.
- Director.
- Müdür.
Director.
Affedersiniz ama Müdür Gray...
Perdonad, pero es el director Gray...
- Evet. Beni görene kadar müdür kapısında kamp kuracağım.
No me iré del despacho del director hasta que me atienda.
Müdür müydü, neydi.
Yo no estoy tan seguro de que es un guardian.
Müdür müydü, neydi.
No estoy tan segura de que él merezca la pena.
Müdür Bey, Reddington hakkında bir şey var mı?
Director, ¿ hay alguna información sobre Reddington?
Müdür Muavini Cooper'ın ofisi bana numaranızı verdi.
La oficina de Cooper me dio su número.
Müdür Heyworth, ajanlar yerlerinde. Lütfen emir verin.
Director Heyworth, los agentes están en el sitio
Bu Müdür Shepard'ın öldürüldüğü restaurantın olay yeri çizimi.
Este... es del restaurante donde mataron a la directora Shepard.
İlk olarak California'da öldürülen Müdür Shepard'ın karıştığı silahlı çatışmaya benzer olarak yerleştirilmiş beş ceset bulundu.
Aparecen cinco cadáveres que representan exactamente el tiroteo... en el que mataron a la directora Shepard en California.
Müdür Shepard cinayetinin kayıtları mühürlüydü.
El expediente del asesinato de la directora Shepard es secreto.
Müdür Vance konferanstan dönmek için uçağa bindi bile.
El director Vance está volando de regreso de su conferencia.
Sergei'nin Müdür Shepard'ın ölümüyle ilgili gizli detayları nasıl öğrendiğini anladım.
He descubierto cómo Sergei sabía... todos los detalles clasificados de la muerte de la directora Shepard.
Müdür Skeiff?
¿ Warden Skelff?
"O uyuyor, müdür."
Continuó, "Está llorando, capataz."
Şu kuş sence okyanusu görmüş müdür?
Me pregunto si esa ave habrá visto el mar.
Müdür yardımcılığına kadar yükseldi.
Se esforzó para ser asistente de gerente.
Müdür Yardımcısı Sabrina Clevenger.
Directora adjunta Sabrina Clevenger.
Müdür Weber. Mezuniyet için daha çok fazla vakit olduğunu biliyorum ama Jeremy çok iyi bir Sanat Okuluna kabul edildi.
Director Weber, sé que la graduación no es hasta dentro de unos meses, pero Jeremy fue aceptado en esta muy buena escuela de arte.
Gelişmeleri bildireceğiz Müdür Bey.
Le mantendremos informado, director.
Müdür Franklin üçünüzü gördüğüm anda görevden almamı söyledi ki bunu yarın sabah sizi gördüğümde yapacağım. - Hayır.
- Ryan.
Müdür Han!
¿ Qué pasa, amigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]