Müsadenle Çeviri İspanyolca
181 parallel translation
Müsadenle!
"¡ Discúlpenme!"
Müsadenle Jerry.
Disculpa, Jerry.
- Müsadenle.
- Discúlpeme.
Müsadenle.
Con su permiso.
Müsadenle...
Si me perdona.
Müsadenle.
¿ Me disculpa?
Pekâlâ tatlım, müsadenle sana odanı göstereyim.
Bueno, querida, déjame enseñarte tu habitación.
Ingrid, müsadenle sana kardeşimi takdim edeyim.
Ingrid, permíteme presentarte a mi hermano.
Şimdi müsadenle.
Ahora, si me disculpa.
Müsadenle.
Bueno, si no le importa.
- Müsadenle.
- Por favor.
Müsadenle, sevgilim.
Perdona, zorrita mía.
Tabiki, müsadenle.
Claro. Sí, disculpa.
Müsadenle, nerede şu sensör yahu?
¿ Puede decirme dónde está el sensor?
Şimdi, müsadenle şekerciğime akşam yemeği hazırlamam lazım.
Ahora, si me disculpas tengo que traerle la cena a mi amorcito.
Aça şimdi müsadenle, Holling bana taze bir tabak karga hazırlamış.
Pero, si me disculpas, creo que Holling me ha preparado un plato de polvo para que lo muerda.
Müsadenle Eve.
Discúlpame, Eve.
Müsadenle.
Perdona.
Müsadenle şunu tam anlayayım.
Aclárame esto.
Müsadenle.
Disculpanos.
Müsadenle, eğer kaybederse.
Con todos los respetos, gobernadora, si es que pierde.
- Müsadenle...
- ¿ Te importa si...?
Müsadenle doğru isim olup olmadığını kontrol edeyim.
Permítame permítame revisar si anoté bien el nombre.
Müsadenle... rahatsız etmek istemem..... ama bir şekilde Neil'in telefon numarasını almam mümkün mü?
No quiero parecer atrevido pero ¿ sería posible que me des el teléfono de Neil?
Müsadenle çıkmadan önce mesajlarımı kontrol edeyim.
Déjame revisar mis mensajes.
Müsadenle mesajlarımı kontrol edeyim.
Déjame revisar mis mensajes.
Müsadenle sana bir soru soracağım.
Dime.
- Müsadenle.
Con permiso.
Müsadenle oturabilir miyim?
¿ Te importa si me siento?
Müsadenle, katlanmam gereken birkaç konuşma var.
¿ Me perdonas ahora? Una aburrida pero necesaria conversación me espera.
Müsadenle ifade edeyim ki, Bay D ile yapılan anlaşma ihlal edilemez.
Pero dŽjame decirte, no se rompe un acuerdo con el Sr. D.
Senden bir Rock efsanesi yaratacağım, her şeyin olacak, her istediğine sahip olacaksın, müsadenle göstereyim.
Voy a hacer una leyenda del rock de ti, Ser'a todo tuyo, todo lo que siempre quisiste, dŽjame ense – arte.
- Tabii ki. - Müsadenle.
Por supuesto.
Müsadenle.
Discúlpame un minuto.
Cevabın sorunun içinde saklı olduğunu biliyorsun. Müsadenle işeyeceğim.
Sabes, si es una pregunta retórica que no necesita respuesta, perdóname mientras hago aguas menores.
- Müsadenle çantana bakacağım.
- Déjeme ver la mochila.
Müsadenle.
Disculpa.
Müsadenle hayatım.
De acuerdo, cariño.
Müsadenle.
Dénos un momento.
Şimdi, müsadenle...
Ahora, si no te molesta me...
Müsadenle, Kızlar tuvaletine gitmeliyim.
¿ Me disculpas? Debo ir al baño.
- Hey, müsadenle sana bir soru sorayım.
- Una pregunta.
Müsadenle.
Espere.
Müsadenle.
Déjanos un momento.
Müsadenle.
Discúlpame.
Müsadenle.. Oh..
¿ Te importa?
Müsadenle. Artık müdür benim.
Disculpa, soy la jefa.
- Müsadenle!
- Suéltame.
- O zaman müsadenle.
- Entonces, la dejo.
Müsadenle.
Con permiso.
Müsadenle Baldrick?
Discúlpame un momento.