English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Mıe

Mıe Çeviri İspanyolca

35,557 parallel translation
Tanıştığımız geceyi hatırlıyor musun? Hani E Corp'un partisi olan gece?
¿ Recuerdas la noche en que nos conocimos en la fiesta E-Corp?
İki E ile yazılıyor tamam mı?
Se escribe con doble E. ¿ Queda claro?
Bu da eski kayıt ve dosyalarımızı onlara teslim etmemiz demek.
E investigación significa entregar documentos y archivos antiguos.
Bu yüzden davadan vazgeçiyorum ve bir daha böyle bir şey yaşanmaması adına ne gerekiyorsa yapacakları teminatını veren Belediye Başkanı Conley'e Alison Hawthorne-Price'a ve Boston Hawthorne Beton'a çok minnettarım.
Por tanto, abandono mi demanda, y estoy muy muy agradecida al alcalde Conley, a Alison Hawthorne-Price y a Hormigones Hawthorne de Boston, por acordar hacer lo que haga falta para asegurarse de que no vuelva a pasar algo así.
Cam'e nasıl yardım ettiğini görüp, nasıl hala Garret olduğunu düşünürsün?
- ¿ Cómo puedes... seguir pensando que es Garrett si viste cómo ayudó a Cam?
Ayrıca sana inandığım kadar Ben'e inanmıyorum. Ama yalan söylememeliydim.
Y no creía en Ben tanto como creo en ti.
Annem ona bir mesaj kaydetmiş ve büyükannemin evinden öyle çabuk çıktık ki, onu alamadım bile.
Me grabó un mensaje en él, e hiciste que nos fuéramos tan rápido de casa de la abuela que no pude agarrarlo.
Lütfen beni Ellis'e götür. Her an biriniz yazılım hatasıyla beni öldürmeye çalışabilir.
Llévame con Ellis antes de que uno de ustedes sea sobrescrito e intente matarme.
Bugün bahçeye erken çıktım ve egzersizlerimi yaptım. Ve dedim ki, her şey gitmiş. Dün hepsi buradaydı.
Incluso cuando salí al patio hoy, salí temprano, caminé por ahí e hice mis ejercicios, y vi que todo se había ido, ayer estaba todo allí, y hoy todo desapareció así nomás.
Senin Bayan Quill'e emir vermenden hoşlandığımı sanmıyorum.
Creo que no me gusta cómo le das órdenes a la Srta. Quill.
Tamam, hadi gidip JJ'e bir ses alalım.
Vale, vamos a conseguirle una voz a JJ.
Germaine'e saygılarımı ilet.
Mándale saludos a Germaine.
Amerika halkı bizi buraya kendileri için en akıllıca, bilgece davranalım diye gönderdi.
El pueblo norteamericano nos envió aquí para tomar decisiones informadas e inteligentes en su favor.
Evet, Vegas'ta Gilles Goujon'un Wynn'e yeni açtığı şnitzel restoranını deniyorduk, sonra dedik ki hayatımızın kalanına neden bugün başlamıyoruz ki?
Estábamos en las Vegas echando un vistazo al nuevo restaurante de Gilles Goujon de escalopes en el Wynn, y pensamos, ¿ por qué no empezar hoy el resto de nuestra vida?
Kötü Yer'e giden insanlar Eleanor burada da amacımız bu.
Las personas que van al Mal Lugar, Eleanor, ese es el punto.
Biraz ağlasın, "vah vah, geçti canım," sonra Felek'e kalmadan bitmiş olur.
Hacer que llore, así, así habremos acabado a la hora de la Rueda.
Gerildim işte, hemen e-posta atayım adama.
Es que estaba nervioso. Le mandaré un mail al tipo.
Ciddi misin yahu sen, e-postamı falan mı hackledin?
¿ En serio? ¿ Has hackeado mi e-mail?
Sanırım o kişi sensin yani avukat tut.
E... imagino que ese alguien es usted, así que contrate a un abogado.
Eğlendik güldük, millet Big Wang'e falan takılmak isteyen var mı?
Bueno, fue divertido. Oíd, chicos, ¿ queréis ir al Big Wang o algo así?
Thomas Buenos Aires'e uçacak, tamam mı?
Thomas volará a Buenos Aires, ¿ de acuerdo?
Obergruppenführer Smith'e sordum. Asil iş hakkında konuşmak Doktorlarımız tarafından yapılmaktadır Hepimiz adına
He pedido al Obergruppenführer Smith que hable del noble trabajo hecho por nuestros médicos en beneficio de todos nosotros y por el futuro del Reich.
Ona değil Louis'e ihtiyacım var. Ama nerede olduğunu bilmiyorum.
No la necesito a ella, necesito a Louis y no sé dónde está.
Biliyorum ama Reynols'ı halledemezsem döndüğümde Louis'e ihtiyacım olacak.
Lo sé, pero si no puedo lograr esto con Reynolds, voy a necesitar a Louis en cuanto regrese.
Burayı kurtarmak için biz bir yerlerimizi yırtalım, o çekip gitsin mi?
- No. ¿ Nos matamos por salvar este maldito lugar y ella decide levantarse e irse?
Takışıyoruz. - Takışıp takıştırıyoruz! Size yardım edebilirim.
Voy a tomar su relación y ponerla debajo de un microscopio y cavar e indagar y fisgonear hasta que vuelvan a su armonía de almas gemelas.
Pardon millet durumu şöyle açıklayayım Janet'e format atıldı.
Lo siento, chicos. Verán, en la confusión,
Basıncı 80'e çıkaralım.
Está bien, vamos a aumentar la presión a 80.
Bence buna odaklanılıyor. Tutukluları topluluk cezaevlerine, şartlı tahliye ve gözaltına programlarına koyup bunlara yatırım yapmak önem kazanıyor.
Eso es lo que yo veo, que el foco está puesto en tener reclusos en correccionales, con libertad condicional o bajo palabra, e invertir en esos programas.
Yatırım yapar adaletsizliğe, korkuya Ve uzun acılara
Invierte en injusticia, miedo E interminable sufrimiento
Bunu, bilgi ve etik konularında benden daha üstün olduğu için yaptım.
Solo hice lo que hice, porque es superior a mí ética e intelectualmente.
Çünkü dün gece Cahill'e gittim ve... Ona Sutter'ın programını vermeye çalıştım.
Porque anoche fui a ver a Cahill e intenté darle el programa de Sutter.
- O olmasaydı Mario Gomez'e ne olduğunu asla bulamazdım.
Nunca habría averiguado qué le pasó a Maria Gomez - sin él.
Duygusuz, kalpsiz ve umursamaz olmakla suçlandım.
Prácticamente me acusaron de ser fría, despiadada e insensible.
- Seni kandırıp Danbury'e gönderen kadınım.
Soy la mujer que te engañó para que fueras a Danbury.
Çünkü Cahill'e gidip sana alabileceğin en iyi anlaşmayı ayarladım.
Porque fui a ver a Cahill e hice el mejor trato que jamás recibirás.
Ağırdan almak istediğini bildiğimden haftaya arayacaktım.
E iba a llamarte para ver si salimos la próxima semana porque sé que quieres ir despacio.
Jaclyn'e yardım etmek istiyor musun istemiyor musun?
¿ Quieres ayudar a esta Jaclyn o no?
Şey, Ben Bay Peterson'u saat 11'e kadar görmeye gitmedim.
Es que no vine a ver al Sr. Peterson hasta las 11 : 00 a. m.
Claire'e ne alacağım?
¿ Qué le voy a regalar a Claire?
Lee Harris'e yaptığı şeyi itiraf ettiren adam ben olacağım.
Voy a ser el tío que consiga que Lee Harris admita lo que hizo.
Ben Agnes Mary Winstead Roanoke Kâbusumda Kasap rolünü canlandırdım.
Soy Agnes Mary Winstead e hice el papel de La Carnicera en Mi pesadilla Roanoke.
Yaşadığım sürece seni sadakatle ve deliler gibi seveceğime yemin ederim.
Prometo amarte fiel e intensamente, por lo que me queda de vida.
Ben Kasabım, ve hepinizi korkutan ve toprağımı ihlal eden bana zarar veren. Buraya gelecek kadar cesur musun?
Yo soy la Carnicera y todos los que amenazan e invaden mi tierra me hacen daño. ¿ Cómo os atrevéis a regresar aquí?
S.H.I.E.L.D. mı?
¿ SHIELD?
Teknik olarak, S.H.I.E.L.D.'ın bilim ve teknoloji özel danışmanıyım ve benim için çalışıyor.
Bueno, técnicamente, como soy la asesora especial en ciencia y tecnología de SHIELD, ella trabaja para mí.
S.H.I.E.L.D.'ın meşhur kanunsuz ile birlikte kapımda bitmesine şaşırdım.
Sorprendido de ver a SHIELD en mi casa y con la infame justiciera a rastras.
S.H.I.E.L.D. her şeyi Nainsanlara yardım etmek için yapıyor.
SHIELD está haciendo todo por ayudar a los Inhumanos.
Ne zamandır arkadaşımız Dr. Radcliffe'e yardım ediyorsun?
¿ Por cuánto tiempo le has dado una mano a nuestro amigo el Dr. Radcliffe?
Teknik olarak, S.H.I.E.L.D.'ın bilim ve teknoloji özel danışmanıyım ve benim için çalışıyor.
Bueno, técnicamente... como Consejera Especial de Ciencia y Tecnología de SHIELD.. trabaja para mí.
S.H.I.E.L.D.'ın meşhur kanunsuz ile birlikte kapımda bitmesine şaşırdım.
Sorprendido de ver a SHIELD en mi puerta... y con la infame justiciera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]