English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Mıllı

Mıllı Çeviri İspanyolca

6,195 parallel translation
Akıllım benim.
Buen chico.
Hemcinslerine göre bu yarım akıllı odunları öylece hazırlayıp bu havada göndereceğime inanıyor.
Ese imbécil tiene demasiada fe en el prójimo... si piensa que voy a ensillar y cabalgar hasta allí.
Bu yarım akıllının doğru yolu bulmuş olması gerekiyordu.
Esa idiota debería estar ya en el buen camino.
Belediyede çalışan bir arkadaşım burayı 20 yıllığına kiraya vereceklerini söyledi. Başvurmalıyız Elena.
Lo descubrí por un amigo en común, lo están arrendando por 20 años, tenemos que aplicar.
Dinle Robbie, babama sana anlatmadığım hiçbir şeyi söylemedim ve bu bence akıllıca bir fikir...
Mira, Robbie, no le he dicho nada a papá que no te haya dicho a ti, muy bien, y creo que es una buena idea para...
Yalnızca paraya değil, akıllı paraya ihtiyacımız var.
No sólo necesitamos dinero. Necesitamos dinero inteligente.
- Ben de akıllı bir adamım.
También yo soy un hombre inteligente.
Öyle yapmayacak kadar akıllıyım, Doktor.
Soy demasiado listo para eso, Doc.
"Aman Tanrım, yeni yıllık üniversite hayatım boşa gitti."
"Dios, siete años de universidad tirados a la basura".
Efendim, henüz kesin olarak bilmiyorken kaynaklarımızı israf etmek akıllıca mı?
Señor, ¿ es sabio desperdiciar las raciones cuando no estamos seguros?
Ama onları Hisar Kent'in içinde tutup bize vergi ödettirirsek daha akıllıca olmaz mı sizce?
Pero ¿ no es más prudente dejarlos en su ciudad amurallada... para que nos paguen tributo?
- Öyle. Bu arada Peter'ın şirketlerinin arasında sadece size yıllık maaşımın yüzde 10'unu yatırdım.
Y, por cierto, tú eres el único de la compañía de Peter en el que he invertido un diez por ciento de mi salario anual.
Ama onu hapisten çıkartmak... sence bu akıllıca mı?
Pero escapó de las mazmorras... ¿ estás seguro que esto es prudente?
3.000 yıllık bir mumyayı çalıp yakmalarına yardım etmemiz dışında tabii.
Excepto por la parte donde los ayudamos a robar una momia de 3000 años para quemarla.
Bir yolunu bulursun akıllı kızım benim.
Lo vas a resolver, mi chica lista.
Bu akıllıca mı?
¿ Es sensato?
Yapmak üzere olduğumuz şey en akıllıca plan olmayabilir ama inanıyorum ki bu plan en iyi başarı şansımız.
Lo que estamos por hacer quizá no sea el plan más racional, pero sí creo que es el plan con mayores posibilidades de éxito.
Suratsız, şişko ve kıllı heriflerin altına yattığınızda aldığınız paradan fazla mı?
¿ Mejor de lo que te pagan... por tener a un hombre gordo y peludo encima tuyo?
Bunca yıllık ressamım kırmızının böyle bir tonunu görmedim.
En todos mis años como pintor, nunca he visto un bermellón como este.
Bu şey on bin yıllık mı?
Espera, ¿ esa cosa es de hace 10.000 años?
Sen ve kız arkadaşın çok akıllıydı, tamam mı
Tú y tu novia fueron muy inteligentes, ¿ bien?
Ben de kendimi öldürüp okul yıllığında tam sayfayı kaplayacağım.
Así que me mataré y conseguiré una página entera en el anuario.
Copley'deki takım elbiselileri gizli sosuna çekmen akıllıcaydı.
Fue muy inteligente por su parte hacer que los empresarios de Copley se interesaran por su salsa secreta.
- Daha akıllıca çalışmamız lazım.
Tenemos que ser más inteligentes.
Bu akıllıca olurdu, sanırım.
Eso sería inteligente, supongo.
Gitmeye hazır mısın, yoksa yıllık falan yazacak mısınız?
Bueno, ¿ estás lista para irte o tienes que firmar anuarios o algo?
Ben de. Toksinlerden arınmak zordu ama hallettik. Artık akıllıca yemek seçimleri yaptığımız için mutluyum.
La desintoxicación fue dura, pero ahora que la pasamos, estoy realmente contenta de haber hecho pequeños cambios en nuestra comida.
Haber vermeden uğramanın uygunsuz bir durum olduğunun farkındayız. Doğru, diğer ebeveynler hakkında söylediğiniz şeyler şu bitirme mevzusunu değil ama belki sadece dört yıllığına imtiyazlı okul açacağız ve size o ebeveynlerden olmadığımızı söylemek istiyoruz.
Somos conscientes de lo inapropiado que es esto y todo lo que dijiste sobre otros padres que como sabéis, no terminan las cosas que comienzan y tal vez sólo hacen una escuela para cuatro años, queríamos explicarte que no somos ese tipo de padres.
Ölüm duyurusunda diyor ki, "Walden Programlama gelecek nesil teknoloji sayesinde bir gün eşi benzeri görülmemiş akıllı telefon tanıtımını yapacak."
En Obit ponen, "Walden Computing está a un día de desvelar el teléfono móvil que presume de tener una cobertura sin precedentes, gracias a una tecnología de última generación."
Dediğim gibi, yıllık 300 dolar ayrıca 200 de peşin. - Anladım.
Entonces, como decía, saben, son 300 por año mas 200 de adelanto.
- Akıllı kızım benim.
Eres una buena chica.
Karım her tür protokolü atlatabilecek kadar akıllıdır.
Mi esposa es sobradamente inteligente como para burlar cualquier política.
Onları akıllıca kullanalım
Usémosla sabiamente.
Evet, evet, evet, bayım çok akıllısınız. Çabuk çıkın.
Se un buen hombre y date prisa.
Sanırım akıllı telefon almalıyım.
Probablemente debería comprarme un Smart Phone.
Tanrım, bu 15 yıllık bir viski.
Dios, que es un whisky de 15 años.
Akıllı bir adam mı istiyorsun seksi bir adam mı?
Oye, ¿ quieres un hombre listo o un hombre sexy?
- Sence bu akıllıca mı?
- ¿ Crees que eso es sabio?
Pek tutulmayan bir mahallede üç yıllık kira anlaşması yaptım.
Era un contrato de tres años en un barrio indeseable.
Nanoteknolojiyi yaparken akıllıca davrandım.
Fui inteligente creando la nanotecnología.
Ailemi geride bırakıp,... kuleye giderken akıllıca davrandım.
Fui inteligente dejando a mi familia, yendo a la torre.
Akıllıca davranmak oğlumu elimden aldı aklımı başımdan aldı.
La inteligencia me costó mi hijo, mi cordura.
Akıllıca davranmaktan usandım artık.
Estoy cansada de hacer lo que es inteligente.
Hank, geçen gün yıllık fotoğraflarında kullanmayı konuştuğumuz döşemeyi yapalım.
Hank, quiero usar la impresora, tal y como hablabamos el otro día, para imprimir unas fotos del anuario que hice.
İnanıyorsun yani. Bu 50 dakikalık uçuş süresinde 600 yıllık atalarımızın sarayını satacağım.
Así que crees que voy a vender el palacio de mis ancentros de más de 600 años a 50 minutos de vuelo.
Yıllıktaki fotoğrafına balık filetomu bandırdım.
Embadurne mi palito de pescado con tu foto del anuario.
Eğer akıllı ise bir daha bu şehire adımını atmaz.
Si es inteligente, no mostrará su cara de nuevo en esta ciudad.
Senden akıllı mı?
¿ Más inteligente que tú?
İşte burası. "Aynı zamanda düşük fiyata alınabilecek akıllı bir yatırım."
Ahí tienes. "También un valor sabio a un costo bajo..."
Hayır, senin eşyalarından uzak durmayı bilecek kadar akıllıyım.
No, soy lo suficiente inteligente para mantenerme alejada de tus cosas.
Ben sadece planlamayla ilgileniyorum. Yok, biliyorum, biliyorum. O zaman şimdi diş tellerini sıktıralım sonra da gidip muhasebeciyle konuşalım.
Por eso y apos ; el ll acaba de obtener sus abrazaderas apretadas y luego saltamos en y hablamos con el tenedor de libros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]