English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ N ] / Nanook

Nanook Çeviri İspanyolca

67 parallel translation
Onlara ilk sonuçlardan birazını gösterir göstermez, Nanook'la topluluğu, tam anlamıyla zafer sarhoşuydular.
Tan pronto les mostré algunos de los primeros resultados, Nanook y su gente estuvieron completamente ganados.
Zavallı yaşlı Nanook, kabinime tutunmuştu.Hala yapabiliyorken, filmler üzerine konuşuyorduk. Keşke bir başka seneye de orda olsaydım.
El pobre y viejo Nanook rondaba mi camarote, hablando de películas que aún podríamos hacer si tan sólo yo me quedara otro año más.
2 yıldan az bir süre sonra Nanook'un geyik beklentisiyle içerilere girmeyi göze alarak açlıktan ölmüş olduğu haberini aldım.
Menos de dos años después, supe que Nanook se había aventurado hacia el interior en busca de ciervos y había muerto de hambre.
Ama, - Kuzeyli Nanook - olarak "büyük aggie" miz, dünyadaki tuhaf köşelerden çoğuna girmişti. Sevecen, cesur, sade Eskimo Nanook'un göründüğü.
Pero nuestro "gran aggie" convertido en "Nanook del Norte" ha llegado hasta los más lejanos puntos de la tierra, y más hombres que piedras en la orilla alrededor del hogar de Nanook han visto a Nanook, el amable, valeroso y simple esquimal.
... - korkusuz, canayakın, kaygısız Eskimolar. - Bu film, Hopewell Sound'un Itivimuit'leri olarak. küçük bir grup takipçi, bir Nanook ( Ayı )'un yaşamı ve ailesiyle ilgilidir. Bu film, şefkati, sadakatı ve sabrıyla Kuzey Ungava'da yapılmıştır.
Esta película concierne a la vida de Nanook ( el Oso ), su familia y su pequeña banda de seguidores Itivimuits de Hopewell Sound, en el norte de Ungava, gracias a cuya amable confianza y paciencia esta película fue posible.
Nanook ve takipçilerinin av alanı, büyüklük olarak İngiltere'ye... yakın büyüklükteydi.Henüz, 300 kişiden daha azıyla işgal edilmiştir.
El terreno de caza de Nanook y sus seguidores es, por su tamaño, un pequeño reino - casi del tamaño de Inglaterra, pero ocupado por menos de 300 almas.
- Nanook.
- Nanook, el Oso.
Nanook'un, denizdeki mors ve somon balığı avlanma alanlarına ve beyaz adamla post takası yapmak üzere. nehrin aşağısına yaz yolculuğu için harekete geçiyor.
Nanook se prepara para la travesía veraniega bajando el río hasta puesto comercial del hombre blanco y hasta la zona de pesca de salmones y morsas en el mar.
Bu, Nanook'un yosunu yakacak olarak kullanma şeklidir.
Esta es la forma en que Nanook utiliza el musgo como combustible.
Nanook'un tilki, fok ve mors dışındaki yıllık avında, eliyle hakladığı 7 büyük kutup ayısı vardır.Zıpkınından daha korkunç bir silahla hiçbirşey öldürmemiştir.
La caza de este año de Nanook, aparte de zorros, focas y morsas, incluye siete grandes osos polares que, en encuentros mano a mano, él mato con nada más que su formidable arpón.
Nanook, elindeki kutup tilkisi ve ayısının postuyla, takasçının değerli dükkanındaki bıçaklar, kolyeler ve parlak renkli şekerler için kıyasıya pazarlığa girişir.
Las pieles de los zorros árticos y los osos polares, Nanook las intercambia por cuchillos y cuentas y caramelos de colores del preciado puesto comercial.
Nanook ülkedeki en iyi köpek ırkından olan, genç husky'lerini gururla gösteriyor.
Orgullosamente Nanook muestra sus jóvenes "huskies", los más finos perros de la región.
Takasçı, büyük avcı Nanook'u dikkate alıp, ona gramofonun prensibini açıklamaya çalışarak, onu eğlendiriyor. - -Beyaz adam, onun sesini kaydediyor.
Como deferencia hacia Nanook, el gran cazador, el comerciante lo entretiene e intenta explicar los principios del gramófono - cómo el hombre blanco "envasa" su voz.
Takasçı, Nanook'un çocuklarından bazılarına ziyafet çekiyor-Domuz yağı ve deniz bisküvisi.
Algunos de los hijos de Nannok reciben un banquete de manos del comerciante - bizcochos marineros y manteca.
Zaten açlığın ince ucundaki Nanook'un topluluğu, hareket edemeseler de büyük savaşçı Nanook, günü kurtaran oluyor.
Aún cuando la banda de Nanook, ya a punto de morir de hambre, no se puede mover, Nanook, siendo el gran cazador que es, los salva.
Nanook, yiyeceği görünce bir kez daha seviniyor. Büyüklerini fildişleriyle öldürüyor.
Nanook, alegre de ver comida una vez más, mata a los grandes con sus dientes.
Nanook, balıkçı kardeşini ağırlığıyla destekliyor.
Nanook lleva a un hermano pescador hasta la costa.
Derken, Nanook'un gözcülerinden biri adadan uzakta bir yerden mors haberiyle geliyor.
Entonces uno de los vigías de Nanook llega con noticias de que hay morsas en una isla lejana.
Fok avlamaya hazır Nanook, denizdeki dev sert buz kütlelerine sokuluyor.
Nannok, resuelto cazador de focas, se interna en los gigantescos y accidentados campos de hielo en el mar.
Nanook, tuzaklarından birine yaklaşan beyaz bir tilki görüyor, ailesine dolanmasını işaret ediyor.
Nanook, al ver que un zorro blanco se aproxima a una de sus trampas, le indica a su familia que se desvíe.
Kısa gün, sona eriyor ve Nanook, kamp yeri bakmak üzere ilerliyor.
El corto día se acerca a su fin y Nanook se adelanta a buscar un terreno en el que acampar.
Daha kolay kesmek amacıyla, Nanook, aniden buzlanan mors dişinden bıçağını yalıyor.
Para cortar más facilmente, Nanook lame su cuchillo de marfil de morsa, que inmediatamente se cubre de hielo.
Bu küçük fok, Nanook, bir diğerini öldürene kadar onların tüm yiyeceği.
Esta pequeña foca es todo el alimento que tienen hasta que Nanook cace otras presas.
Yanaklarını ovalıyor.Nanook, onları ısıtıyor.
Nanook las calienta frotándolas contra sus mejillas.
Geceleyin, fok derisinden botların sert ve kaba hale gelmesi için çok önemli bir operasyon.
Nyla muerde las botas de Nanook para ablandarlas. Una operación muy importante, pues las botas de piel de foca se ponen rígidas e inmanejables durante la noche.
Hep yiyecek arayışındaki Nanook'la ailesi. denizdeki fokluk alanları aramaya başlamak üzere hazırlanıyorlar.
Nanook y su familia siempre en búsqueda de comida, se preparan para partir a la zona de caza de focas en el mar.
Nanook, kızağını geceleyin iglonun üstüne koymasaydı....... köpekler, kızak parçalarını birbirine bağlayan, fok postundan sırımları yemiş olacaklardı.
Si Nanook no hubiese puesto el trineo sobre el iglú durante la noche, los perros se habrían comido las correas de cuero de foca que mantienen las partes unidas.
Nanook'un enikler için yaptığı minicik iglo, onları tüm gece sıcak tuttu ve. onları yaşça büyük köpekbalıklarından korudu.
El pequeño iglú que Nanook hizo para los cachorros los mantuvo tibios toda la noche y a salvo de las mandíbulas hambrientas de sus hermanos mayores.
Nanook'un başköpeğinin hükümranlığına meydan okunuyor.
El reinado del perro líder de Nanook es desafiado.
Nanook, nasıl da koca fok Ogjuk'u avlıyor.
Cómo Nanook caza el "Ogjuk", la gran foca.
Rüzgarın tiz ıslığı, sürüklenen karın cırtlaması ve tıslaması, Nanook'un baş köpeğinin dokunaklı kurt ulumaları, Kuzey'in hüzünlü ruhunu simgeliyor.
El estridente silbido del viento, el roce y el siseo de la nieve seca, el lúgubre aullido del perro líder de Nanook, caracterizan el melancólico espíritu del Norte.
- Kuzeyin Nanook'unu hatırlar mısınız?
? Recordais al perro de las praderas?
Tıpkı Chekhov'un Natasha'sına benziyordu ya da tıpkı Flaherty'nin filmindeki, Nanook'un kız kardeşine benziyor.
Que se parece a la Natacha de Chekhov. O a la hermana de Nanouk del Ártico.
Gel Nanook.
Vamos, Nanuk.
Nanook?
¿ Nanuk?
- Ne olmuş Nanook'a?
- ¿ Qué le pasó?
Nanook, üstüme solumasan olmaz mı!
Deja de respirarme.
Nanook, yukarı çık. Hadi git.
¡ Nanuk, vete arriba!
Sakin ol Nanook!
¡ Calma!
Nanook! Onu dışarıda bıraktım.
¡ Dejé a Nanuk afuera!
Eh, Nanook da biraz yardım etti.
Nanuk nos ayudó un poco.
Ayı Nanook'la dövüştün.
Luchaste con Nanook, el Oso.
Küçük Nanook.
Pequeño nanuk.
Tam bir kutup ayısı.
Una verdadera "Nanook del Norte".
Ethan Watson'ın porno evinde "Alice Tully'nin evi" ve "Neredeyse boşalacak" filmleri vardı.
"Nanook del norte" en el teatro Alice Tully y "Calmada la mamada" en el teatro porno de Ethan.
Ağır ol, Nanook.
Tranquilízate, Nanook.
Kutup ayılarının anası?
¿ Nanook?
Ne diyorsun?
Hey Nanook, ¿ Qué dices?
- Evet, bana Nanuk'u ver lütfen. Affedersiniz.
Dile a Nanook que se ponga.
- Nanook!
- Nanuk.
Joe Teyze çocuklarımıza bakmakla görevli. Sadece beş tanesine. Hepsi üvey çocuk.
La tia Jo está cuidando a nuestros cinco hijos son todos adoptados, uno de cada continente y parece que Nanook, nuestro pequeño esquimal tuvo un accidente con el trineo en la escalera de casa lamentablemente, debemos...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]