English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ N ] / Narayama

Narayama Çeviri İspanyolca

80 parallel translation
Sizlere Narayama Türküsünü sunuyoruz. Obasute efsanesine dayanan, yaşlı insanların ölüme terk edilmelerini anlatan bir hikâye.
Tenemos el honor de ofrecerles, para disfrute de sus sentidos, una obra maestra basada en una antigua leyenda de Obasute :
NARAYAMA TÜRKÜSÜ
LA BALADA DE NARAYAMA
# Narayama Festivali üç kez geldikten sonra
Han pasado 3 años y todos somos
Seneye 70 yaşında olacağım. O zaman beni Narayama'ya götürmek zorundasın.
Cuando llegue el Año Nuevo, yo tendré ya 70 y tendré que hacer mi peregrinaje al Narayama.
# Narayama'ya gitmesi bekleniyor # Köyde uzun zamandır süregelen bir gelenekti bu
La cima del Narayama llama a aquellos que alcanzan los 70.
Tatsuhei güçlü ol yoksa beni Narayama'ya götüremezsin.
Tatsuhei, con tu falta de arrojo, no pareces muy buena compañía para el sagrado ascenso al Narayama.
Yine de Narayama tırmanması çok zor bir dağdır.
El Narayama tiene unas pendientes muy empinadas.
Yeni yıl geldiğinde, oraya gideceğim.
Hasta que llegue el Año Nuevo, no debo subir a la cima del Narayama.
Narayama yolculuğumu yapacak yaşa gelmek üzereyim ama genç bir kadın kadar yemek yiyormuşum gibi görünüyorum.
No puedo subir al Narayama, mientras mi dentadura sea fuerte y me permita comer como si fuera una mujer joven.
Tatsuhei, dişsiz ihtiyar bir kadın olarak Narayama'ya gitmek istiyorum.
Tatsuhei, solo si soy una anciana senil y desdentada, la cima del Narayama me aceptará.
# Narayama Festivali üç kez geldikten sonra
Ha llegado la Fiesta del Arroz.
Beni iyi dinle Mata. Herkes ailenin köyün en cimri insanları olduğunu söylüyor.
Y dicen, Matayan, que eres tan miserable que no has guardado nada para tu vejez y que no tienes con qué celebrar tu ascenso al Narayama.
Narayama'ya gitmek gibi bir niyetin yok, değil mi?
Incluso se ha negado a darte de comer.
Bu geceki festival için pilavı bol pişirdim.
Y, además, hoy se celebra la Fiesta del Narayama y debemos compartir lo que tenemos.
# Artık hiçbir şey için # Kaygılanmıyor # Bedeni Narayama'da
Aunque la muerte espere en las montañas, hoy no es día de lamentaciones.
Yeni yıl gelir gelmez Narayama'ya yolculuğa çıkıyorum.
Con el Año Nuevo, subiré al monte. ¿ Qué te parece, hija?
Erkenden gidersem Narayama Tanrısı beni kutsayacak.
Cuanto antes vaya, más favorables me serán los dioses.
Narayama'ya gitme yaşım yaklaştıkça dişlerim eksiliyor.
Y pronto podré ir a encontrarme con mi destino en la montaña. Sí, ya no tengo dientes.
Narayama'yı bugün çok net görebiliriz.
La cumbre del Narayama parece tan cercana...
Böyle acı çekmek yerine Narayama'ya gitmelisin.
En vez de prolongar tanto tus sufrimientos, deberías ir al Narayama de una vez por todas.
Orası, bir tanrının yaşadığı kutsanmış bir yerdir.
El Narayama es la morada de los dioses. La cima de la montaña sagrada es un remanso de paz y armonía.
Narayama'ya gitmek istemiyorum.
No iré al Narayama. No pueden obligarme.
Yeni yıl gelir gelmez.
Pienso subir al Narayama por Año Nuevo.
Narayama'ya varmak için yedi vadiden geçmen gerekiyormuş. Öyle diyorlar.
Para subir al Narayama, hay que pasar por siete gargantas escarpadas.
Tıpkı tuzhanedeki Otori gibi. Eminim kar, ben Narayama'ya ulaşana dek beni bekleyecektir.
Estoy segura de que no nevará hasta que haya llegado, tal como le ocurrió a la vieja Otori de Shioya.
Narayama hükmünü uygulayın!
- ¡ Atrapemos al ladrón! - ¡ Al ladrón!
Narayama hükmünü uygulayın!
¡ Que el culpable haga penitencia en el Narayama!
- Hükmü yerine getirin!
- ¡ Al Narayama! - ¡ Que haga penitencia en el Narayama!
- Hırsızı cezalandırın!
¡ Mandémosle al Narayama!
Narayama hükmünü uygulayın!
¡ Que haga penitencia en el Narayama!
Babası da hüküm gereğince cezaya çarpıtıldı.
Su padre fue condenado al Narayama.
Amaya'nın babası Narayama hükmüne göre cezalandırıldığından kışı geçirmek için aile artık köklerle beslenmek zorunda kalacak.
Cuando el padre de Amaya fue castigado a ir al Narayama, sobrevivió a un durísimo invierno comiendo solo raíces.
Anne Narayama'ya belki gelecek yıl gitmek istersin.
Madre, tal vez debamos subir a la montaña.
Eski köyümden büyükannem de Narayama'ya gitti.
Mi madre, cuando alcanzó mi edad, ascendió hasta la cima.
Ama gelecek yıl beni Narayama'ya götüreceksin.
Pero me llevarás al Narayama cuando te lo pida...
Narayama'ya daha önce giden insanları bu gece çağır.
Esta noche invitaré al consejo de ancianos, hijo mío.
Narayama'ya gittiğimde kar yağacağının bir işareti bu.
El día que yo suba al Narayama es muy posible que nieve.
Sen gelmesen bile, yarın tek başıma Narayama'ya gideceğim.
De lo contrario, mañana tendré que subir sola al Narayama.
Narayama'ya yolculuk yapmak güçtür. Duygularını paylaşıyoruz.
El camino de ascenso a la cumbre del Narayama será muy duro y valoramos enormemente tu sacrificio.
Narayama yolculuğu kaidelerine sıkı sıkıya bağlı kalmalısın.
Durante el ascenso a la montaña sagrada, hay que cumplir con las formalidades establecidas.
Birinci kaide : Narayama'ya bir kez girince bir daha konuşmamalısın.
Al llegar a la montaña sagrada, no debéis pronunciar palabra alguna.
Narayama dönüş yolculuğunda asla geriye bakmamalısın.
Tatsuhei, cuando inicies el camino de regreso, bajo ninguna circunstancia, debes volverte para mirar atrás.
Narayama'ya nasıl gideceğini söyleyeyim : Dağın arkasındaki yolun kenarından geç. Bir sonraki dağın eteklerini dolaşarak kutsal ağacı geç.
El camino que lleva a la montaña bordea las laderas de las colinas del sur, pasa junto al árbol sagrado y continúa, serpenteante, su trazado.
Zirveye vardığın vakit vadinin karşısında Narayama'yı göreceksin.
Desde ese atalaya, más allá de una garganta, verás el Narayama.
Yedi Sapak Vadisi'nin geçince Narayama'ya çıkan yola gireceksin.
El camino que parte de esa garganta te llevará al Narayama directamente.
Narayama'ya giden belirli bir yol yoktur.
El camino hasta la cima existe, pero no existe.
Narayama tanrısı seni orada bekliyor olacak.
Los dioses te estarán esperando.
Dinle, Narayama'ya kadar yolu katetmek istemiyorsan Yedi Sapak Vadisi'nden tek başına geri dönebilirsin.
Escucha, si uno lo desea, puede volver atrás cuando se encuentra en mitad de la Garganta de las Siete Curvas.
# Narayama Festivali şarkısında
Y el Narayama recuerda a los mortales
Narayama yolculuğun için çok ucuz bir uğurlama töreni hazırlamışlar.
Señor, qué vergüenza...
# Böyle utanç içinde Narayama yolculuğuna çıkamaz
Con una vergüenza semejante, no se atreve a presentarse ante los dioses de la montaña.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]