Nazikçe Çeviri İspanyolca
1,922 parallel translation
İzin verin nazikçe uyandırayım.
Permíteme despertarla suavemente.
Bunu nazikçe yapabiliriz. Yavaş, yavaş ilerleriz.
Puede ser gentil, muy lento.
- Ama nazikçe yap lütfen.
- Pero gentilmente, por favor.
Hepsini bir adımda geçmek için nazikçe sakin sakin oyuna ayak uydurursunuz.
Lo aceptas como si nada, de manera casual, siguiendo el juego...
Nazikçe istersen sana sakso bile çeker.
Te dará una mamada si se lo pides bien.
Sana nazikçe dokunursa, kendisine de dokunmanı istiyor demektir.
Si ella te toca suavemente, así quiere que la toquen.
Böyle nazikçe bir davete hayır denmez.
No se puede rechazar una invitación así.
"Kraliyet Astronomi Cemiyeti" Şimdi nazikçe çekin.
Amablemente.
Nazikçe! Koluma dikkat et.
Despacio, ¡ con cuidado!
Teşekkürler. Durman nazikçe.
Gracias, muy amable.
Ama nazikçe, sanki atın dizginleriymiş gibi.
Con suavidad, como las riendas de un caballo.
Yavaş ve nazikçe. Yukarıdan aşağıya doğru, sağa.
Despacio y con cuidado, aprieta de arriba a abajo.
Enstrümansız müzik, nazikçe nasıl desem- -... kulağa tecavüzden başka bir şey değil.
Por decirlo delicadamente, la música a capella es como violar las orejas.
Tecavüzcüler pencereye nazikçe çakıl taşı atmaz, Dave.
Los violadores no tiran suavemente piedras a la ventana, Dave.
Umarım seni nazikçe öldürür?
Me imagino que le es imposible ser un poco más amable.
Ona nazikçe niçin böyle bir oyun oynadığını soracağız.
Preguntarla de forma educada a qué carajo cree que está jugando.
Yanınızdaki kişiyi nazikçe bağlayın, çenenizi kapayın cep telefonlarınızı teslim edin ve genel kural olarak ben ne dersem onu yapın.
Aten a la persona de al lado, no abran la boca denme sus celulares y, en general, hagan lo que yo diga.
Bunu sadece bir kez ve nazikçe söyleyeceğim :
Voy a decir esto... una vez y amablemente :
"Beyazını, hemen nazikçe sarısının üzerine doğru tahta bir kaşıkla iki-üç saniye bastırın." Hemen.
"Inmediatamente y de modo suave empuje la clara sobre la yema con una cuchara de madera por dos o tres segundos." Inmediatamente.
Fakat bu işi nazikçe halledin.
Pero hacedlo con cuidado.
Will, nazikçe söylemeye çalıştım.
Will, traté de decírtelo amablemente.
Nazikçe?
¿ Amablemente?
Bana nazikçe söylemeye çalışmış!
¡ Ella trata de hablarme amablemente!
Önünde oturduğumda beni fark etmiyor bile. Çünkü bir kıza nazikçe davranmasını bilmiyorsun. Öyle değil mi?
- Eso es porque no sabes cómo tratar a una chica pequeñas criaturas.
Çok nazikçe.
Es preciosa.
Bir bayana vurmak hiç nazikçe değil.
No es cortés golpear a una dama.
Mira Gaffney, kendisini nazikçe sevecek olan Bruton Gaster'i arıyor.
"Mira Gaffney : busca a Bruton Gastor para que la ame delicadamente"
"Onu nazikçe sev."
"ame delicadamente"
Nazikçe söyledim.
Te lo pedí de buenas maneras.
Eller aşağı doğru, ve gerçekten yavaşça çal, nazikçe.
Lleva tus manos hacia abajo, y ahora ve muy lentamente. Suavemente.
Bu çok nazikçe.
Eso es muy dulce.
Sadece nazikçe nasıl yapıldığını göstereceğim.
Voy a mostrarte con elegancia cómo se hace.
Biri sana bir soru sorarsa gözlerine bakıp nazikçe cevap vermek adettir.
Cuando alguien hace una pregunta, es educado levantar los ojos, y responder a la altura.
Nazikçe bana devam etme fırsatı verdi diyelim.
Sólo digamos que muy gentilmente me dio la oportunidad de seguir adelante
Bu çok nazikçe. Çocukken favori örneğin neydi?
¿ Pero cuál era tu ejemplo favorito cuando eras niña?
Nazikçe yere konmuş ve elleri yana bitişmiş.
Él estaba cuidadosamente colocado sobre la tierra perfectamente acostado y con sus manos a los costados.
Yüzünü nazikçe ellerinin arasında tut, gözlerinin içine bak ve ona...
Gentilmente sujetas su cara con tus manos, la miras a los ojos y le dices,
Genetik yönden bozuk olan ortağımdan farklı olarak ben bu şansı savaşmak için değil nazikçe anlaşmak için kullanmak istiyorum.
A diferencia de mi asociado genéticamente defectuoso me gustaría tomar esta oportunidad no para hacer la guerra sino para jugar de manera amistosa.
Bree, fikrini nazikçe de söyleyebilirsin.
Puedes dar tu opinión y ser amable a la vez.
Bree, müstakbel damadına, ona aldığı ev için renk örnekleri gösteriyordu ve uyuşmadıklarında, nazikçe tebessüm ediyordu.
Bree estaba afuera mostrándole a su yerno colores para la casa que le compró y sonriendo educadamente cuando no se ponían de acuerdo.
... genç hanımlar için, nazikçe kapıyı açar...
Abría las puertas a las jóvenes con un elegante...
Karev, şakağın sağından tut ve nazikçe kaldır.
Karev, sostén firmemente y con temple y suavemente... despega.
Nazikçe.
Suavemente.
- İzlemek nazikçe olmaz, sadece hisset.
- No se mira, sólo se siente.
Şimdi, nazikçe sorarsan lütfen dersen, seni öldürmeyeceğim.
Ahora, lo pides amablemente, dices "por favor" y no te mato.
Benim babam her zaman nazikçe soran bir insandı.
Mira, mi padre era la clase de hombre que pedía las cosas amablemente,
Yani ben nazikçe sormam ve bana kötü davranılmaz.
Por eso yo no pido amablemente y no soy maltratado.
Nazikçe.
Y suavemente...
Çocuklarımız daha iyi okula gitsin diye senin orada yaşaman çok nazikçe.
Eres muy generoso al vivir ahí para que ellos vayan a una mejor escuela.
- Bu pek de nazikce değildi.
- Eso no fue muy amable.
Bu çok nazikçe bir davranış.
No, no, esto es muy gentil, pero...