Nazır Çeviri İspanyolca
305 parallel translation
" İmparatorun Emriyle, Saray Nazırı akşam Tuileries Sarayı'na davetli Louis Pasteur'un takdiminden şeref duyacaktır.
" Por orden de su majestad. Louis Pasteur está invitado al Palacio de las Tullerías.
Müsaadenizle Sayın Yargıç, İllinois Eyaleti iddia makamı - Hazır ve nazırdır, efendim.
El Estado de Illinois está preparado y esperando, señor.
Tapu hazır ve nazır olacak, bu da ne demekse.
Tendré el título presto, sea lo que sea eso.
Yarın mağazada olacağıma söz veriyorum. Her şekilde hazır ve nazır!
¡ Le prometo que mañana iré a la tienda y estaré rebosante de energía!
Her şey hazır ve nazır.
Está arreglado.
Nazırın yüzü gülecek diye bir an karşısında takla mı atmalı her an?
¿ Hacer el bufón con la única esperanza de forzar la sonrisa de un rostro frío?
Ama naip, nazır, vekil olarak değil ya da başkası adına ikinci derece bir aracı olarak da değil ; silsileden, kan bağıyla, soydan gelme hakkınızla tek başınıza ülkenin hâkimi olarak üstlenin.
No como protector, regente, sino como heredero legítimo, a través de las generaciones, por sangre y nacimiento... y por derecho de herencia y de nacimiento.
Hepsi yarışın başlamasına hazır ve nazır.
Todo listo para la salida de los caballos.
Hazır ve nazırım.
Listo, dispuesto y capaz.
- Hazır ve nazır efendim.
- Listo y cargado, señor.
Tabii erteleyemez. Bakanlık Kuryesi dediğin her an hazır ve nazır olmalıdır.
Un correo de gabinete tiene que estar listo en todo momento.
Saray nazırına, ikinizin de onayladığını bildireceğim.
Le diré al Chambelán que ambos la probasteis.
Vekilharç ve nazırın değerlendirmeleri yerinde olmuş.
El Administrador y el Chambelán son buenos jueces.
Evet. Ve buradaki saray nazırı ile Edo'daki saray nazırı anlaştılar.
Si y nuestro Chambelán y el Chambelán de Edo están de acuerdo.
Saray nazırı ve vekilharçta durumun farkında.
El Chambelán y el Administrador lo saben.
Kocam, nazır ile birlikte mi?
¿ Mi marido está con el Chambelán?
Nazırın evinde olacağını söyledi ve seninde hemen oraya gitmeni istiyor.
Dijo que estaría en la residencia del Chambelán y que fueses de inmediato.
Nazır ikinizide görmek istiyormuş.
El Chambelán desea veros a los dos.
Nazır bile olsa, ona bu konuda ikinizin de ne kadar azimli olduğunu gösterin.
¡ Aunque sea el Chambelán muéstrale lo determinados que están para seguir adelante!
Saat 2 civarı, nazırın evine gitti.
A la residencia del Chambelán sobre las 2.
Nazırın evine mi?
¿ La residencia del Chambelán?
Ama Sahei ve Nui, senin onu nazırın evine götürdüğünü söylüyorlar.
Sahjei y Nui dicen ¡ que la llevaste a casa del Chambelán!
Söz dinleyip kaleye sorun çıkarmadan dönersen, nazır her şeyle ilgilenmeye hazır.
Si regresas al castillo obedientemente y sin hacer líos el Chambelán está dispuesto a pasar por alto todo.
Nazırın emirleri mi?
¿ Órdenes del Chambelán?
Nazır hizmetli Bansaku Kariya'nın karısına günde iki kez gelip onu emzirmesini söylemiş.
El Chambelán ordenó que la esposa del sirviente Bansaku Kariya la alimentase dos veces al día.
Nazırın evine gidersen öfkeye kapılmandan korkuyorum.
Temía que fueses a la residencia del Chambelán.
Nazır ve vekilharç, kendini zaptedebilmenden etkilendiler.
Él y el Administrador se impresionaron por tu contención.
Aizu bölgesinin yöneticisi Efendi Masakata Matsudaira'nın, saray nazırı Yanase'nin, ve vekilharç Takahashi'nin kellelerini.
Las de el Señor Masakata Matsudaira, Gobernante del Clan Aizu la del Chambelán Yanase y la del Administrador Takahashi.
Nazırın araya girmesi olayları daha da karıştırabilir.
La intervención del Chambelán agravaría las cosas.
Hazır ve nazır!
Ya está.
Zengin olacağız tepede, kasabanın güzel manzarasına nazır ahşap bir ev yapacağım kendime.
Cuando nos hagamos ricos, me construiré una casa de madera, en la montaña, para tener la ciudad a la vista.
- Herkes hazır ve nazır.
Rone, aquella es tu habitación...
- Hazır ve nazır polisimiz.
- El policía omnipresente.
Saray baş nazırı Doi.
Doi, el Chambelán jefe.
Bu arada genç bir nazır olan Matsudaira Izu, ve haremin önde gelenlerinden Leydi Kasuga Iemitsu'yu desteklediler.
Mientras tanto, Matsudaira Izu, aun joven Chambelán, y la dama Kasuga, jefa del harén, apoyaban a Iemitsu.
Prens Tadanaga'yı destekleyen baş nazır Doi zehirlendiğinden şüphelenebilir ve gerçeği öğrenmek isteyebilirdi.
El Chambelán Jefe Doi, que esta apoyando al Príncipe Tadanaga, naturalmente sospecha algo y quiere saber la verdad.
Nazır hazretleri, siz ne düşünüyorsunuz?
Chambelán, ¿ que opinas?
Saray nazırı mı?
¿ El Chambelán?
Iemitsu, Matsudaira Izu'yu baş nazırı olarak atadı. Yagyu'yu da baş kumandanı olarak. Ve kabinesini Tadanaga ile başedebilmek için yeniden düzenledi.
Iemitsu asigno a Matsudaira Izu como Chambelán jefe Yagyu como Inspector General y ha reorganizado su gabinete para arreglárselas con Tadanaga.
Özür dilerim, efendim. Nazır Doi geldiler.
El chambelán Doi ha llegado.
Sayın nazır, İmparatorluk elçisi olarak sözlerinizi dinledim. Biz samurayların, Majestelerini endişelendirdiği besbelli.
Chambelán, según entiendo al enviado Imperial, es evidente que nosotros los samurai, estamos preocupando a su majestad.
Boris Vladimirovich Sturmer, Saray Nazırı Danıştay üyesi, malının mülkünün haddi hesabı yok.
Boris Sturmer Vladimirovitch, Maestro de Ceremonias en la Corte, miembro del Consejo de Estado, gran terrateniente.
XV. Louis'nin ilk kiracısı ve saray nazırıydı.
Era arrendador general de Luís XV y su primer ayuda de cámara.
Bu balayı için hazır ve nazırım.
Muchacho, estoy preparado para esta luna de miel.
Hazır ve de nazır.
Cargada y a punto.
Evet. Hazır ve nazır.
Sí, preparado.
Harbiye Nazırı olan Rupert Amcanız.
- Desde luego, señor. Su tío Rupert, a quien acaban de nombrar ministro de Guerra.
Yoksa nazırın yüzü gülecek diye bir an karşısında takla mı atmak lazım her zaman.
¿ Convertirme en payaso, adular con vileza los cuernos de un cabestro por temor a que me lance un gesto siniestro?
Onda ne yapaylık, ne naz ne de çıkarını düşünme vardır.
No da muestras de ñoñería, coquetería, ni de alevosía.
Hazır ve nazır.
En cuerpo presente.
Rupert Amca Harbiye Nazırıydı.
¡ Claro, el tío Rupert!