Ne kadar güzel bir gün Çeviri İspanyolca
116 parallel translation
Ne kadar güzel bir gün.
Qué día más bonito.
Ne kadar güzel bir gün.
Qué día más hermoso.
Ne kadar güzel bir gün, değil mi, Roberto?
Es un día precioso, Roberto.
Bak, ne kadar güzel bir gün.
Mira qué hermoso día.
Ne kadar güzel bir gün.
¡ Qué día tan bueno!
Ne kadar güzel bir gün.
¡ Qué día más bueno hace!
Ne kadar güzel bir gün degil mi?
¿ No es un hermoso día?
Ne kadar güzel bir gün.
¡ Un día gratificante!
Hazırlıksız yakalanmak için ne kadar güzel bir gün.
Qué bonita manera de irse, sin darse cuenta.
Ne kadar güzel bir gün.
Qué día tan hermoso.
Ne kadar güzel bir gün.
¡ Qué día más espléndido!
Ne kadar güzel bir gün Bay Christie değil mi?
Un día hermoso, Sr. Christie, ¿ no le parece?
Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
" Buenos días, amor mío, y buen domingo.
İnfaz için ne kadar güzel bir gün.
Que dia para ejecuciones.
Dışarı çıkıp oynasana. Bak ne kadar güzel bir gün.
¿ Por qué no sales a jugar?
Ne kadar güzel bir gün!
- ¡ Qué maravilloso día!
- Ne kadar güzel bir gün!
- ¡ Muy buen día!
Ne kadar güzel bir gün!
"¡ Guau, qué día tan bonito!"
Ne kadar güzel bir gün...
¡ Hola, Manuel! Oh, es un día maravilloso
Ne kadar güzel bir gün!
- Ay, es un día hermoso.
Ne kadar güzel bir gün.
Qué día más bello.
Ne kadar güzel bir gün.
Qué día maravilloso.
Ne kadar güzel bir gün!
¡ Qué día tan hermoso!
¢ İ Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
¿ No hace un día precioso?
Kan banyosu için ne kadar güzel bir gün.
Qué bonito día para un baño de sangre.
Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
Qué día tan maravilloso que estamos viviendo, ¿ verdad?
Ne kadar güzel bir gün!
Qué día tan hermoso.
Ne kadar güzel bir gün.
Hace un día maravilloso.
- Ne kadar güzel bir gün.
Qué día hermoso.
Bugün ne kadar güzel bir gün.
Es un día muy hermoso.
Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
Lindo día.
Dolaşmak için ne kadar güzel bir gün.
Qué buen día para caminar.
Ne kadar güzel bir görüntü. Gün doğumunun ışığında üzeri parlıyor.
Qué bello espectáculo, con sus escamas reluciendo con la luz temprana del alba.
- Ne kadar güzel, güneşli bir gün böyle!
- ¡ Vaya día de sol!
Ne kadar da güzel bir gün!
Buenos días. Buenos días. Buenos días
öyle mutluyum ki, uçabilirim... ne güzel bir gökyüzü, cennet gibi bir çatı... böyle güneşli bir gün daha olamaz bunun bir tekrarı olamaz... kimin bu kadar parası var?
"Estoy tan exaltado que podría volar " Qué cielo, un techo divino " No volverá a hacer un día tan soleado No puede repetirse
Ve sonra, bir gün, insanlara iyi davranmanın ne kadar güzel olacağını söyleyen bir adamın bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık 2000 yıl sonra,
Y entonces, un día, aproximadamente 2.000 años después de que un hombre fuera clavado a un árbol por decir cuán maravilloso sería portarse bien con los demás, para variar, una mujer que estaba sola, sentada en un pequeño café en Rickmansworth,
Şimdi bile hoş bir çiçek, güzel bir gün batımı görünce... onun bunları ne kadar sevdiğini düşünüp üzülüyorum.
Incluso ahora, estoy un poco triste cuando veo las plantas florecer. O alguna puesta de sol hermosa que tu mamá desearía ver.
Sonunda hepsi tek amaçları güzel görünüp zengin bir koca kapmak olan ve bütün gün telefonda kendileriyle aynı derecede ahmak olan arkadaşlarıyla, güzel görünüp zengin kocaya sahip olmanın ne kadar harika olduğunu konuşan ahmaklara dönüşecekler.
Para que no sean más que tontas huecas cuyas metas sean verse lindas, casarse con un rico y pasar su tiempo contando qué bueno es verse linda y estar casada.
Bugün sıradan, harika bir gün olması ne kadar güzel değil mi?
¿ No es agradable tener un día común y corriente como cualquiera?
Balık tutmak için ne kadar da güzel bir gün.
Qué hermosa mañana para pescar.
Para lazım. - Ne kadar güzel bir gün değil mi?
- Necesito dinero.
Bu harcanmayacak kadar güzel bir gün, ne dersin?
Es un lindo día. Sería una pena desaprovecharlo. ¿ No crees?
Umarım sen de bir gün sevginin ne kadar güzel bir şey olduğunu fark edersin.
Espero que algún día te des cuenta de lo hermoso que es el amor.
Mantık ve duygusal olarak kırılgan olan kadın meslektaşlarımız özel bir hayvan türüdür dış görünüşleri ile ilgili her zaman güvensizlerdir onlara her gün ne kadar güzel göründüklerini söylemeyi unutmayın ne kadar süssüz ve derbeder olsalar bile
Irracionales y frágiles por naturaleza, las compañeras son animales peculiares. Son muy inseguras en cuanto a su aspecto. No olviden decirles lo lindas que están cada día aunque estén feas y desprolijas.
Böyle inanılmaz bir gün için ne kadar güzel bir son. - İşte geliyorlar.
Una culminación increíble para un día tan tumultuoso.
Ne kadar güzel bir gün, hadi... Delirelim!
Hay un día precioso. ¡ Vamos!
¶ Bütün dünyada dövüşmek için ¶ ¶ ne kadar da güzel bir gün ¶
Imposible " No se use para allanamientos reales.
Ne kadar güzel ve güneşli bir gün.
Qué contenta estoy de haberme depilado el bello púbico. Yo también.
Ne kadar güzel ve güneşli bir gün.
Qué hermoso día soleado.
Ne kadar da güzel değil mi? Temiz hava, kuşlar ağaçlarda ötüyor. Sevgili annemizin cesedini topraktan çıkarmak için harika bir gün.
Es encantador... este aire puro, los pájaros están cantando en los árboles, es el día perfecto para desenterrar el cadáver de nuestra querida madre.