Nene Çeviri İspanyolca
3,045 parallel translation
Bebeğim, dikkat et.
Ay, nene, cuidado.
- Aloha, bebek.
- Aloha, nene.
Seni dizimde hoplatayım bebeğim.
Quiero rebotarte en mi rodilla, nene. Ven aquí.
Parti ayakkabılarını giy, bebek.
Ponte los zapatos de beber, nene.
Simdi seksi Nene'nin gösterisi. Nene'yi hissedin.
El próximo show es Nene.
Nene iyi oldu sana.
Nene ha sido buena contigo.
Nene!
Nene!
Nene'nin acilen tedavi edilmesi gerek.
Nene necesita un doctor. lo mas rápido posible
Yaklaş, Nene.
Vamos, Nene.
Ginko, Nene ve Darna öldü.
Ginko, Nene y Darna murieron.
Dediğimi yap ama yaptığımı yapma, değil mi? Çeviri : nazo82 Ruthless İyi seyirler. Dedektif Hendricks, ne zaman kelepçe takacaksın bana?
Hey, los que no puede hacerlo, lo enseñan ¿ no? Detective Hendricks, ¿ cuándo vas a volver a cachearme, eh, nene?
Seni yakalayacağım, bebek!
¡ Voy a cogertete, nene!
Izgaraya "ızgara" denmez, Memphis tarzı olmadıkça.
Una barbacoa no es una barbacoa a menos que sea una barbacoa de Memphis. Sí, nene.
- Sen sus da ye bakayım.
- Lo haré, nene. - Está bien.
- Erkek dediğin kokar, bebeğim.
- Es olor a hombre, nene.
- Plakayı almışlar mı? - Sihir dedim, mucize değil yavrum.
Magia, no milagros, nene.
- Evet. Hadi git, bul onu yavrum.
¡ Ve a encontrarla, nene!
Biliyoruz da konuşuyoruz yavrum!
¡ Yo sé de lo que hablo, nene! ¡ Eso es lo que necesitas!
Nesin sen?
Soy una perra gratis, nene.
Birazdan alıcaksın, bebeğim.
Pues va a tener gelatina, nene.
Radyonun sesini aç bebeğim, ben geliyorum. Bunun için lanet bir takım elbise giydim!
Enciende la radio, nene, voy a entrar.
Şov zamanı yavrum!
¡ Hora del espectáculo, nene!
Anakin Skywalker.
Anakin Skywalker, nene.
Sistem geri geldi.
El nene ha vuelto.
Bu hıza ayak uydur ahbap.
Continúa así, nene.
Daha sert bebeğim!
[¡ MÁS DURO, NENE! Leamos un par de extractos del Código. ]
Bu çocukla yıllardır oynuyoruz.
He estado jugando con este nene durante años.
Meme emici, emzirikli ana kuzusu!
¡ Tú, chupa-tetas, lactante nene de mamá!
Artık sende bizdensin.
Estás al frente de la cola nene.
Bu bebek evdeki ana bilgisayar kadar güçlü değil.
Este nene no tiene la potencia de mi ordenador principal de casa.
Evet bebeğim!
¡ Sí, nene!
Evet bebeğim, evet!
Si, nene, ¡ sí!
Her şey kafaba bitiyor bebeğim.
Todo está en la mente, nene.
Sondala bebeğim sondala!
Perfora, nene, perfora!
İşte böyle! Bebeğim!
¡ Sí, nene!
Hadi bebeğim, Şey, bu sadece bir önlem Bu- -
- Vamos nene. - Es solo una precaución... No es- -
Çok üzgünüm bebeğim. Gidip temizlensem iyi olur.
Lo siento, nene, debo ir a limpiarme.
İşte plan bebeğim.
Ese es el plan, nene.
İç şunu bebeğim.
Bebe, nene.
Hayatım.
Nene.
Bebeğim biraz sakin ol.
Demonios, nene, ¡ quédate tranquila!
Okuyamıyorum bebeğim.
No puedo leer, nene.
Bebeğim!
¡ Mi nene!
Bebeğim, zorda kaldığında sana arka çıkacak bir ortağa ihtiyacın var.
Quiero decir, como, extraño. Nene, necesitas un compañero del que puedas depender, alguien que sea tu respaldo.
Mutlu Noeller.
¡ Feliz Navidad! - Te amo, nene.
Yakın bir zamanda, Marshall işinden istifa edip Tabi Kaynakları Koruma Konseyi'nde çalışmaya başlayacak ve dünyayı kurtaracak. Değil mi, canım?
Uno de estos días, Marshall va a renunciar a su trabajo y va a ir a trabajar para el Consejo de Defensa de los Recursos Naturales y a salvar el mundo, ¿ cierto, nene?
Cezalandır beni bebeğim.
Castígame, nene.
.
¿ Qué te pasa, Nene?
.
puedes llevar Nene?
- Aç mısın?
- ¿ Tienes hambre? - Sí, nene.
Altın yumurtlayan tavuğu asla kesmeyeceksin yavrum.
No mates a la gallina de los huevos de oro, nene.