English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ N ] / Neşeli

Neşeli Çeviri İspanyolca

3,191 parallel translation
# Hayat neşeli bir şarkı sanki # Varsa yanında söyleyecek biri
La vida es una canción feliz. Cuando hay alguien a nuestro lado para cantar.
Bir tür Budist öğretisi neşeli günlerimde çok mutlu olmamamı, kederli günlerimde de çok üzülmememi sağlıyor.
Una especie de gen budista que hace que mis días felices no sean tan felices, y que los días tristes no sean tan tristes.
Neşeli Ayak, gelip şunu tutmak ister misin?
Hey, Seño Pies Dancy, ¿ quieres venir y sostener esto un segundo?
Hep böyle neşeli görünmüyorsun?
Se veían tan felices.
- Neşeli ol.
- Se la alegría.
Neşeli ol.
Sé la alegría.
# Tanrı huzur versin neşeli beyler #
Dios los bendiga caballeros.
"Neşeli" demek.
Significa "alegre".
Eğer oğlum kocam olsaydı, şan şeref kazandığı sürece yokluğunda neşeli olmak, yatağında beni kucaklayıp sevgisini en çok gösterdiği zaman olduğundan çok daha kolay gelirdi bana.
Si mi hijo fuera mi esposo, encontraría más dicha con esta ausencia que le permitirá conquistar mayor honor, que con sus abrazos amorosos en el lecho.
Hey, neşeli görün. Gülümse.
Oye, alégrate.
NEŞELİ AYAKLAR 2
EL PINGÜINO 2
En neşeli duygudur.
Es la sensación más feliz.
Neşeli notlarımız bu kadar çok teşekkürler, hanımlar.
Bueno, después de esa nota de humor muchas gracias, señoritas.
- [Herkes neşeli] - Hey!
- [Todos los vítores] - ¡ Eh!
Birkaç gece önce neşeli bir rüya gördüm.
Hace unas cuantas noches tuve un sueño muy extraño.
Neşeli bir renk olduğu kesin.
Es un color muy alegre.
Daha neşeli şeylerden bahsetsek ya.
¿ Por qué no hablamos de algo que sea un poco más alegre?
Kağıdın üzerinde kalemini oynatırsın resim gittikçe berbat bir hal alır ta ki sen çirkin bir şey olduğunu anlayana kadar. Dönüp kendine bu yarattığın çirkinliğinin sınırı neresi diye neşeli bir şekilde sorarsın.
Y alegremente te preguntas a ti mismo cual el límite de la fealdad de eso que estás creando.
Asıl ismim Anne ama neşeli ruh halim yüzünden arkadaşlarım bana Pollyanna der.
Anne es mi nombre de nacimiento pero por mi carácter alegre, mis amigos me dicen Pollyana.
Alnımız süslü şimdi zafer taçlarıyla yıpranmış silahlarımız oldu hatıra. Güçlü naralarımız yerini bıraktı neşeli buluşmalara. Dehşet veren marşlarımız pek hoş danslara.
Nuestras frentes están ceñidas con guirnaldas de victoria nuestras armas penden de los monumentos, nuestras alertas nuestras alertas se han trocado en reuniones alegres nuestras temibles marchas en música de baile.
Bu şiir tüm kalbimle, her daim neşeli olan Rosalba'ya ithaf edilmiştir.
Este poema está dedicado a Rosalba. Hermosa alcade de Mariquita :
Veya en azından neşeli bir şeyler söylerdi.
Me estuviera salvando ahora. O al menos diría algo gracioso.
Aslında neşeli olduğun zamanlar aklıma geliyor, Patricia.
En realidad recuerdo cuando eras divertida, Patricia.
Çok neşeli bir zaman geçirmek isteyen küçük bir prensesimiz varmış anladığım kadarıyla.
¡ Creo que hay una pequeña princesa que tiene la necesidad de pasar un buen rato!
Merhaba, neşeli.
Pues, hola, alegre.
Neşeli olmak için bir sürü sebebim var.
Tengo mucho por lo que estar alegre.
Neşeli olmamam mı gerekiyor?
¿ No se supone que he de estar alegre?
Trav de sabahları neşeli olur.
Trav se despierta feliz.
Maalesef ki, Aural Intensity'ye koçluk eden neşeli eşcinsel çok kötü bir şekilde merdivenlerden düştü. Ben iyiyim.
Desafortunadamente, el homosexual más barato quién entrenaba a Aural Intensity tuvo una terrible caída de las escaleras.
Neşeli sarhoş kızlar. Herkesi tamamladıktan sonra sana geliyoruz.
Felices niñas borrachas y luego llegamos a completar el circulo, justo hacia ti, Rachel
Şimdi neşeli ağzında aile sağlık sigortası başlatabiliriz ya da kimin sana meyve kokteyline alkol katma görevini verdiğini söyleyebilirsin.
Ahora todos podemos hacernos escuchar en tu corito o puedes decirme quien te ha mandado achispar mi bol. Vamos Piernas.
Hayır, neşeli bir kalabalık.
No, una multitud alegre.
# Ve neşeli bir ezgi mırıldanır. #
# Y canta una canción alegre #
- Vay anasını. Çok neşeli vakit geçirmiş.
- Genial, es la hora feliz.
Ama şunu bil ki, aynı zamanda çok da neşeli biri olabilirim. - Kim demiş?
Está bien, bueno, quiero que sepas que puedo ser un individuo muy gracioso.
Hadi! Sen acayip neşeli, özgür düşünceli bugüne kadar tanıdığım en harika insansın.
Vamos, eres la persona más alegre, maravillosa, de espíritu libre que conozco.
Neşeli tutumundan dolayı dalıp gittiğim için özür dilerim.
Disculpa por confundirme por tu actitud.
Ve bunca zamandır, Bart'dan neşeli kişiliği yüzünden nefret ettiğini sanırdım.
Y todo este tiempo, pensé que odiabas a Bart por su personalidad alegre.
Bugün daha neşeli görünüyorsun. Öyleyim, Kelly.
- Te ves contenta esta mañana.
Unutma, bu adam senden ayrılırken çok neşeli ve pozitifti ki sen bile anlamadın ayrıldığını.
Recuerda que este tipo es tan optimista y positivo que te dejó y tú ni siquiera te diste cuenta.
Annenin yanına geldin diye tatlı ve neşeli haline burundunuz. Yol boyunca arka koltukta kedi-köpek gibiydiler.
Son dulces y suaves ahora que están con tu madre pero se pelearon como perros y gatos todo el camino.
Pek neşeli görünmüyor.
No lo veo alegre.
Bu gece neşeli bir kutlamanın, bir kızın kadınlığa geçişinin kutlanması gereken bir yerdeyiz.
Esta noche estamos en lo que debió ser una alegre celebración, el primer paso de una jovencita para convertirse en una mujer, la quinceañera.
Neşeli.
Excitante.
Neşeli değilse hayır.
No al menos es estimulante.
"20'li yaşlarda, hareketli, neşeli eleman aranıyor," diyor.
Dice : "Lugar lleno de vida para trabajadores de 20 a 30 años"
Neşeli, parlak gözler.
Ojos brillantes y alegres.
Tanrım, oldukça neşeli biri değil mi?
Jesús, él es verdaderamente divertido.
# Hayat neşeli bir şarkı sanki # Mimimimimimi!
La vida es una canción feliz.
# Hayat neşeli bir şarkı sanki
La vida es una canción feliz.
Chase kadar neşeli değildir.
No tan gracioso como Chase, pero ahora mismo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]