English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Odedi

Odedi Çeviri İspanyolca

2,062 parallel translation
Ruskin, freskin parasını ödedi.
Ruskin me pagó por el mural.
Patty seks yapmak için para mı ödedi?
¿ Patty pagó por sexo?
Bu değerli hukuki tavsiyen için Silas sana ne kadar ödedi, Dean?
¿ Cuánto te pagará Silas por tus valiosos consejos legales, Dean?
Christy adama kucak dansı yaptı adam parasını ödedi, evimize döndük.
Christy le dio al tipo un baile él le pagó y nos fuimos a la casa.
Ne kadar ödedi?
¿ Cuánto te pagó?
50 bin dolar ödedi.. ve karşıIığında hiçbişey istemedi
Él pagó $ 50,000 dólares. Y no quiso nada a cambio.
Kadının çalıştığı şirket parayı ödedi.
La compañía de la dama, pagó dos millones por ella.
Cesur bir dedektif olduğumu düşünüyor. Hem parayı da çoktan ödedi, 200 Dolar yani...
Cree que soy un valiente detective, y ya me pagó $ 200.
- Ödedi mi?
- ¿ Pagó?
Pekala, yani, Blanchard, Kimball için George Gilbert adındaki bir adamı öldürmesi için mafyaya 50 bin dolar ödedi.
De acuerdo, entonces Blanchard le pagó a la mafia cincuenta mil dólares para que matasen a alguien llamado George Gilbert para Kimball.
Bardan dolayı borcu var ve bir kez borcunu ödedi.
Una vez que pague el dinero que debe en el bar.
Ama borcunu ödedi.
Y me lo devolvio.
Ronde'ye kıçımı öpmesini söyledim. Paramı ödedi.
Le he dicho a Ronde que me bese el culo, y de hecho me ha pagado.
Patrick hukuk fakültesi ücretlerini üstlenmedi. Robert ödedi.
Patrick nunca tomó los prestamos que la escuela de leyes ofrecía y Robert tuvo que pagarlo
Tamam, ben aldım ama Monk ödedi.
Vale, yo la compré, pero el Sr.Monk la pagó.
Peki bizim Amerikan İdolümüz kimin kefaletini ödedi.
Y quién sacó a nuestro American Idol?
Farkını kim ödedi?
¿ Quién pagó por ese cambio?
- Bu delikanlı viziteyi ödedi mi?
- ¿ El señor te compró un detalle?
Senin borçlarını ödedi.
El pagó tus deudas.
- Nakit ödedi. Her ay olduğu gibi.
Pagó en efectivo, como todos los meses.
Stilistinin ücretlerini kim ödedi?
¿ Quién le pagó el estilista?
Parayı peşin ödedi.
No tengo tiempo para esto.
19 dolarlık hesap ödedi diye alkış mı bekledi?
¿ Esperaba una ovación de pie por pagar una cuenta de 19 dólares?
Bak, hesabı sonunda kim ödedi?
¿ Quién se quedó con la factura?
Cenaze masraflarını mı ödedi?
¿ Pagó por su funeral?
Daire için ne ödedi?
¿ Cuánto le costó la habitación?
Federal acil durum yönetim merkezi bu çiçeklerin parasını ödedi çünkü şovun felaket olacak.
"FEMA pagó por estas flores porque tu show será un desastre".
Sana para mı ödedi?
¿ Qué hizo Greene? ¿ Le pagó una buena suma?
Kaplan, o fahişeye yalancı tanıklık yapması için para ödedi.
Es una puta que Caplana ha pagado para servirle de alivio.
Yüksek kalite resimlerin sahtelerini boyamam için bana para ödedi.
Fink me pagó para falsificar pinturas.
Ben düğün, parti ve her şey için ödedi.
Pagué la boda, la fiesta y todo.
Ve bu yanlış güveni hayatıyla ödedi.
Y pagó esa confianza equivocada con su vida.
Yani, bağnazlık yapmanız için biri size para mı ödedi.
Entonces, ¿ alguien les pagó para que se convirtieran en fanáticos?
Yani, birisi size para ödedi.
Entonces, alguien te ofreció dinero.
Toparlanacaktı. Geriye ödedi mi?
¿ Lo devolvió?
Borcunu ödedi.
Ya pagó la deuda.
Singh Kardeşliği bize ihanet etmen için ne kadar ödedi?
¿ Cuanto te pagaron los Singhs para traicionarnos?
Çünkü arkadaşlarım yol paramı ödedi.
Porque mis amigos pagaron mi viaje.
Herkes beş dolar ödedi.
Todos han pagado $ 5.
Ama Clara bedelini hayatıyla ödedi.
¡ Tu hermano, que sedujo a mi pobre hermana Clara, vive! Y no se da a conocer, pero ella, lo tuvo que pagar con la muerte.
Bu hafta altı kişi tüm borcunu ödedi.
Seis pagos al contado en una semana.
Senin mimarlık okulunun parasını kim ödedi? Ya senin burun estetiğini, prenses?
¿ Quién carajo pagó por tu carrera de arquitectura? ¿ Y qué hay de tu nueva nariz, princesa?
O yatırımcılar onun ne yaptığını biliyorlardı ve yaptığı tam da onların yapmasını istedikleri şeydi ama cezasını o ödedi.
Esos inversores sabían lo que él estaba haciendo, y eso era exactamente lo que querían que hiciera, y él pagó el precio por ellos.
11 Eylül'de birçok masum insan öldü. Sonuçlarını yine insanlar ödedi.
Yo sabía que la muerte de inocentes en 9 / 11 costaría toda la humanidad.
Ödedi.
Me pagó.
Hesabı ödedi, Mark'a tekrar konuşacaklarını söyledi ve gitti.
Pagó la cuenta, le dijo a Mark que lo iba a llamar y se fue.
- kefalet ödedi.
- Nos abandonó.
Bütün o faturaları kim ödedi sanıyorsun?
Quien crees que ha estado pagando las cuentas?
Beni ele vermesinin bedelini ödedi.
- Me delató y pagó por ello.
Hayatı boyunca çalıştı ve Lil Teyzeme bize bakması için para ödedi. Hiç kolay değildi.
Ella trabajó toda tu vida y le pagaba a mi tía Lil para cuidarnos de día y era duro.
Birisi kefaletini ödedi.
Alguien acaba de pagar tu fianza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]