Olması lazım Çeviri İspanyolca
3,184 parallel translation
- Güzel bir adının olması lazım.
Tienes un nombre genial.
İş değişikliği yapmak için başta işin olması lazım bir kere!
¡ Para estar entre trabajos primero tenias que tener un trabajo!
Evet. İşini bırakmak zorunda kalacaksın çünkü ikimizden birinin evde olması lazım.
Tendrás que dejar tu trabajo porque un padre debe estar en casa.
Evet, ayarladığım akış oranıyla şimdiye bayağı bir kalmış olması lazımdı.
Sí. Con la velocidad que programé debería quedar todavía mucho.
Bu yaraları bu bıçak yapmış bu derece derinliği olması için en az 15 cm uzunluğunda olması lazım.
El cuchillo que hizo estas heridas probablemente tenga un mango vertical de al menos 15 cm para poder lograr la profundidad.
Evinde hazırlanıyor olması lazım.
Debería estar en casa preparándose.
Pekala, eğer immza istiyorsan içerde bir yerde takvim falan olması lazım.
Así que probablemente tengo un calendario o algo allí si tu quieres que te lo autografíe.
Hepimizin aynı şeyi düşünüyor olması lazım.
Todos tenemos que estar pensando lo mismo.
Ameliyat olması lazım. Tarih ayarlayın.
Tiene que operarse.
Sanırım dizinin mümkün olduğunca gerçekçi olması lazım çünkü onu korkutucu kılan şey bu.
Creo que esta serie tiene que ser lo más realista posible porque eso es lo que la hace aterradora.
Yıllıkların kütüphanede olması lazım.
[Con la ayuda de Boong Do...] En realidad estoy estupefacta.
064 ise Jeju Adası'nın olması lazım? Jeju Adası mı?
064... debería ser Jeju.
- Kaç tane olması lazım?
- ¿ Cuántos hay?
Yani öyle olması lazım aslında.
Por lo menos así es como que se supone que funciona.
Bu gece tamir olması lazım.
La necesito compuesta hoy.
Aklımın yerinde olması lazım.
- Necesito mantenerme cuerdo.
Bu yüzden bu işin olması lazım.
Por eso necesito la pelea.
Kartların senden biraz daha yukarıda olması lazım, gelecek sefer için.
La carta debe ir más arriba, Danielle. Para la próxima.
Artık biraz soluklanmayı hak ediyor olması lazım, sence de öyle değil mi?
Se merece un descanso.
Andy'deki taşaklara baksak mı, ha? Şimdiye biraz büyümüş olması lazımdı.
Al final tú, tú tienes huevos.
Y'yi de sayarsan 26 olması lazım.
Veintiséis, creo, si cuentas la Y.
"Dünya halklarının bu materyale sahip olması lazım," diyor.
Dice que la gente del mundo debe ver este material.
Kuru temizleme olması lazım.
Se tiene que lavar en seco.
Karda kaymamak için çivileri veya düzenli oyukları olması lazım.
Tienen que tener buen agarre, así que tienen que tener suelas con clavos o canales bien marcados.
- Neye konsantre olması lazım ki?
¿ En qué necesita concentrarse?
Bir çekim olması lazım.
Tiene que haber una chispa.
- Yeterli değil. 500 olması lazım.
- Insuficiente. Deben ser 500.
Motorun da 20 kilo daha hafif olması lazım.
¡ Y el Motor debe pesar.
Umarım cüzdanı kabarıktır. Öyle olması lazım.
Ojalá tenga bolsillos grandes Los necesitará.
Mutfağın orada falan bir bodrum kapısı olması lazım çünkü yaptığı her şey yer altında olacaktı.
Debería haber una puerta al sótano a un lado de la cocina, o algo así. Porque si algo está tramando, lo está haciendo bajo el suelo.
- Benim rüyam olması lazım bu...
Este es mi sueño, sabes.
Bu kadar büyük bir heykeli görmemek için insanın gerçekten kör olması lazım.
Debes de estar ciego para perder algo de 13,000 por 2,560 pies
Bu güzelliği fark etmemesi için insanın kör olması lazım.
Yo siempre he sido así... Digo lo que pienso.
Olması lazım.
No debería haber problemas.
Affedersiniz, ama, bir öğrenciyle yemek yiyebilmek için ziyaretçi kartınız olması lazım.
Disculpe, pero debe tener una tarjeta... de identificación para almorzar con un alumno.
Evet, evet, var... buralarda bir yerde... olması lazım.
Sí, sí, lo tengo... No, lo tengo... Sí, este...
- Öyle olması lazım zaten. Daniel ise aşağıda şöyle ; " Çok sıkışık.
La parte de arriba está mucho mejor.
Diyebileceğim birinin ilişkisi olması lazım.
Lo que digo es que uno de ellos tenía una aventura.
Hepimizin öyle olması lazım, mon ami, hepimiz beyinlerimizin kontrolü altındayız.
Bueno, agradezcamos, mon ami, de estar en posesión de nuestro intelecto.
Buralarda bir yerde olması lazım.
Debería tenerlo por aquí.
Gece bekçisinin alarmı çalıştırdığı o gece olması lazım.
Sería al mismo tiempo que el guarda dio la alarma.
Çünkü biri ve diğerinin doğru olması lazım.
Porque lo uno o lo otro debe ser cierto.
Hayır, 120 ilâ 130 bin olması lazım.
Creo que 120 o 130.
- Öyle olması lazım.
Podría haber sido.
Buralarda olması lazım.
Tienen que estar aquí.
Teğmen Lawson, herkesten çok sizin... El-Kaide'yi yoketmenin önemini anlıyor olması lazım.
Teniente Lawson, usted de todas las personas debería entender la importancia de destruir Al qaeda.
Meksika'dan gelen transatlantik posta olması lazım.
Deben haber llegado con el correo transatlántico desde Mexico.
Ama olması lazım.
Tiene que haber uno.
Ve bunun Pazar akşamı elimde olması lazım.
- Tengo un poco de marihuana de alta calidad en México y la necesito aquí el domingo en la noche.
Güvende olması için... -... senin gibi güçlü bir çocuk lazım ona.
Necesita alguien grande y fuerte para protegerla.
Ama şimdi bütün bunların olmasına izin vermen lazım tamam mı? Seni seviyorum baba.
Papá, tienes que hacer caso omiso de todo.