Pelota Çeviri İspanyolca
7,643 parallel translation
O dünyada futbol topu fırlatmak şakadan ibaret olacak.
En ese mundo, lanzar una pelota de fútbol es una broma.
Muhteşem bu, hani sen Parker maçında uzatmalarda topu son dakikada -
Esto es impresionante. Igual que ese juego en Parker, en tiempo extra, donde corres la pelota a la última -
Aman Tanrım. İçerideydi.
¡ Esa pelota entró!
Brad, top çizginin üzerindeydi.
¡ Brad, la pelota pegó en la línea!
Servisi at, kısa pantolon.
Sirve la pelota, el de shorts largos.
Böylece, servis atacağın topu her eline aldığında, topun testislerine değdiğini biliyor olacaksın.
Así, cada vez que haces un saque sabes que la pelota ha rozado tu escroto.
Ve rakip de, topa her vurduğunda, senin testislerine de vuruyor olacak, tamam mı?
Y tu oponente, cuando le pega a la pelota ¡ le pega a la pelota con tu escroto!
Çünkü artık o senin fahişen, çünkü senin testislerine vuruyor.
- Sí. Es tu ramera. Le pega a la pelota con tu escroto.
Tamam, topu almanı, ve kutuya doğru, aşağıdan fırlatmanı istiyorum.
Quiero que tomes una pelota y que la golpees por debajo del hombro, así.
Barry, top ver.
Barry, la pelota.
Barry, bana top ver.
Barry, dame la pelota.
- Top ver Barry, top.
- La pelota, Barry.
- Ben çıkıyorum.
La pelota. - Le diste con el marco.
Pekala, biraz pratik yapalım, yavaş yavaş eski halimize geri döneriz.
Muy bien, peguémosle un rato a la pelota para aclimatarnos.
Top.
Pelota.
Peki ya ikinci setin dördüncü sayısında yaptığın neydi?
¿ Y esa pelota equivocada en el cuarto juego del segundo set?
Bizim elimiz kayarsa yaparsak binlerce insan ölür.
Cuando nosotros dejamos caer la pelota, miles mueren.
Dünyamızı, bir beyzbol topunun üzerindeki dikiş yeri gibi sarıyor.
Envuelve nuestro globo como la costura de una pelota de béisbol.
Karşı önlemler hakkında dalga geçmiyormuş. Yakar top kortunda daha kötüsüyle başa çıktık.
el no estaba bromeando acerca de las contramedidas nos hemos manejado peor en el juego de esquivar pelota.
Hareket hâlindeki topu takip etmek, hareket hâlindeki topu nasıl takip edeceğinden başka bir şey öğretmez.
Perseguir una pelota no te enseña nada aparte de cómo perseguir una pelota.
Yüzümüze gözümüze bulaştırdık.
Entramos en la pelota.
Taşak mı bu be?
Se trata de una pelota?
Ver bakalım şu topu bana!
Dame esa grande y vieja pelota
Evsiz adam yayaya uçan tekme atıyor.
Un indigente golpea con una pelota a un peatón. ¿ Viste este?
Bir keresinde o yaşlı adam o külüstür C10'un karbüratörünü değiştiriyorken Pennzoil şişesini bir gol topuyla vurmuştum.
Una vez... cuando el viejo cambiaba su carburador, en esa mierda de C10, le arrojé una pelota de golf a esa botella de Pennzoil.
Örneğin denek "vur" diye düşündü diyelim.
Véase, el tema podría pensar... podría pensar "disparar", ¿ verdad? Pero está pensando acerca de un arma de fuego, una cámara, una pelota de baloncesto...
- Hey, Mark, top oynamak ister misin?
Hey, mark, ¿ quieres jugar a la pelota?
Bu top da bu maddeden yapılı ve sürekli zıplamaya devam edecek.
De eso está hecha esta pelota y continuara rebotando hasta..
Kriket liginin açılış törenine bu topu koyalım.
Lancemos esta pelota en la ceremonia de apertura de la liga de cricket.
Bu top elektrik sağlıyor.
Esta pequeña pelota puede proveer..
Vurcu topa vururdu ve eğer top ağaca sıkışıp kaldıysa saha oyuncuları topu kaleciye geri verene kadar vurucu koşup dururdu.
Un bateador golpeaba la pelota, y si quedaba atrapada en un árbol.. .. hasta que el jardinero no volviera con la pelota.. .. el bateador podía hacer muchas carreras.
... 15 yardlık ( 13.716 metre ) daire içinde 2 uçan saha oyuncusunun topu yakalayacaklar efendim.
Que entre el circulo de 15 yardas, habría 2 jardineros voladores.. .. quienes atraparían la pelota en el aire.
Bu top aynı polimerle kaplı.
Esta pelota está hecha del mismo polímero.
Pas ver.
Pasa la pelota.
Topu geri attığın için sağol.
Oye, gracias por parar la pelota.
Abaddon'un yerini her an bulabilirim.
No puedo arrojar la pelota de Abaddon ahora.
Produce top alabilir miyim lütfen?
Produce... ¿ Me das la pelota, por favor?
- Topu oyunda tutsan yeter.
- Solo mantén la pelota en juego.
O katır da beni beysbol topu gibi havaya attı.
Y esa mula me lanzó como a una pelota de béisbol en domingo.
Tam fırlatmadan önce top elimden kaydı.
La pelota se me zafó de la mano justo antes de soltarla.
Bu top vurucuya kadar ulaşmazsa sorumlusu sensin.
Si esta pelota no pasa de la base, te costará el pellejo.
Onun topunu kullan.
Use la pelota de él.
Evet, sinyali ortalıkta bir plaj topu gibi zıplatıyor.
Sí, está rebotando la señal como una pelota de playa.
Biliyorum. Ben sadece bu top sahte bıyığı almak için gelmiştim.
Sólo paraba para coger... esta pelota con el falso bigote pegado.
Biliyorum. Top bıyığı almak için uğramış.
Solo paró para coger la pelota con bigote.
Burada bir yerde bir top olduğunu biliyorum.
Sé que hay una pelota de golf aquí en alguna parte.
Başka bir hentbol nutuğu daha.
Otra vez con la maldita historia de la pelota mano.
Hentbol.
Pelota mano.
Seks, uyuşturucu, rock'n roll ve hentbolla dolu bir yazdı.
Fue el verano del sexo, las drogas, el rock and roll... y la pelota mano.
Dikkat!
¡ Pelota!
Sanırım hentboldan biraz daha zor bir şey.
Supongo que es un poco más complicado que pelota mano.