English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ P ] / Pennington

Pennington Çeviri İspanyolca

192 parallel translation
- Amiral Pennington güvertesinde mi?
¿ Está el almirante Pennington a bordo?
Günaydın Bay Pennington. Otobüsler artık çekilmez oldu ve işte bu yüzden... Elbette sadece otobüsler de değil.
Buenos días Señor Pennington, el tráfico estaba imposible, por supuesto no voy a hablarle de los autobuses...
Tabii zamanında. Bu sabah geciktiğim için gerçekten üzgünüm Bay Pennington.
Siento muchísimo haberle hecho esperar señor Pennington.
Benim adım Sloane, profesör. Major Sylvester Pennington Sloane. Majestelerinin 42.
Soy el comandante Sylvester Pennington Sloane, de los Fusileros Escoceses de Su Majestad la Reina.
- Andrew Pennington, Amerikalı vekilim.
Te presento a Andrew Pennington, mi administrador americano.
- Pennington diye biri. Linnet'in vekili.
Ah, es un tipo llamado Pennington, administrador de Linnet.
Bay Pennington, Bayan Doyle'un ölmesini isteyebilecek biri var mıydı?
Dígame, Monsieur Pennington, ¿ conoce usted a alguien que podría haber deseado ver muerta a Madame Doyle?
Bay Pennington'ın bize yalan söylediğini biliyor musun?
Ah, ¿ sabe usted que Monsieur Pennington nos mintió?
Bay Pennington.
Monsieur Pennington.
- Bay Pennington, Linnet Doyle evlendiğinde reşit değildi, değil mi?
Dígame, monsieur Pennington, Linnet Doyle no era mayor de edad cuando se casó, ¿ verdad?
Hayır, Bay Pennington. Dünyada en kolay şeylerden biri yolcu listelerine bakmaktır.
No, Sr. Pennington, es la cosa más fácil del mundo comprobar las listas de pasajeros.
Yetkililerin, Bayan Doyle'un servetinin durumunu çok ayrıntılı inceleyeceğinden emin olabilirsiniz.
¡ Tres asesinatos, monsieur Pennington! Puede estar seguro de que las autoridades llevarán a cabo una investigación para esclarecer al estado de las finanzas de Madame Doyle.
O da yıldırım gibi harekete geçti, Bay Pennington'ın kamarasında silahı olduğunu biliyordu.
Actuó como un rayo, recordó que Monsieur Pennington tenía un arma en su camarote,
Bay Pennington, eve döndüğünüz için mutlu olmalısınız.
Monsieur Pennington, ¿ se siente feliz por volver a casa?
Cesedi gördünüz mü Bay Pennington?
- ¿ No vio el cuerpo, señor Pennington?
Teşekkürler Bay Pennington.
Gracias, señor Pennington.
Ne içersiniz Bay Pennington?
- ¿ Qué bebe, señor Pennington?
Pennington arar aramaz geldiğini ve adamı ölü bulduğunu söyledi.
Dice que subió cuando Pennington le llamó y encontró al hombre muerto.
- Pennington'un dediğini.
- Lo mismo que Pennington.
Komşulardan ikisi Pennington'un karısının ölümünden Morlar'ı sorumlu tuttuğunu söylüyor.
Dos de los vecinos dijeron que Pennington creía que Morlar era responsable de la muerte de su mujer.
Morlar'ın böyle şeyler için kendini sorumlu tutma gibi bir alışkanlığı var. Ama bu Pennington... Cinayet işleyecek kadar sağlam sinirleri var mı?
Morlar tenía la costumbre de hacerse responsable de ese tipo de cosas, pero, Pennington, ¿ tendría valor para matar?
- Yardım etmeye çalışıyorlardı.
- Intentaban ayudar, señor Pennington.
Bir insanı gözlerinden dolayı yargılayamazsınız Bay Pennington.
No se puede matar a un hombre por sus ojos, señor Pennington.
Tam olarak ne yaptı, Bay Pennington?
¿ Qué hizo exactamente, señor Pennington?
- Komşusu Bayan Pennington'u?
- ¿ De su vecina, la señora Pennington?
Pennington çalındı, Michael.
El Pennington fue robado, Michael.
Yine de az önce dikkatsizce çarptığınız bu araba belki de dünyadaki en son Pennington Ascot Regencies olabilir.
Pero ocurre que... este auto que usted chocó tan descuidadamente es uno de los pocos... Pennington Ascot Regency que quedan en el mundo.
Pennington Ascot Regency bir klasik.
El Pennington Ascot Regency es un clásico.
Pennington'la birlikte keyifli bir sürüş yaptığını sanıyordum.
Pensé que disfrutabas de tu paseo en el Pennington.
Eğer, döndüğünde Pennington'unu bulamazsa...
Si regresa y yo no tengo el Pennington...
Eğer Pennington'u satmayı planlıyorlarsa burası onu satmak için gayet iyi bir yerdir.
Si piensan vender el Pennington, éste podría ser el lugar ideal.
Pennington'u bulmak olarak tanımlıyorum.
Para mí significa recuperar el Pennington.
Pennington'la ne yaptın?
¿ Qué hiciste con el Pennington?
Pennington Ascot Regency'i seviyesiz bir şova mı soktun?
¿ Pusiste en exhibición el Pennington Ascot Regency... para que lo viera la plebe?
Pennington'ım nerede?
¿ Dónde está mi Pennington?
Evet. Devon, Beni derhal... Pennington'ıma götürmen için ısrar ediyorum.
Devon, insisto en que me lleves hasta mi Pennington enseguida.
Bay Pennington, Şef Sterns arıyor.
Sr. Pennington, la oficina del Capitán Sterns.
Pennington, bir anlaşma yaptığımızı düşünüyordum!
¡ Pennington, creí que teníamos un trato!
Kızlarıyla birlikte, Pennington'lar.
Jefe, vino una pareja con su hija.
Ne istiyorlar?
Los Pennington.
Bayan Pennington, neden izin vermiyorsunuz...
- Sra. Pennington, ¿ por qué no nos deja...?
Selam Pannington.
Hola, Pennington.
Oturun, Bay Pennington.
Siéntese, Sr. Pennington.
Senin ve Bo'nun kızı tahrik ettiğinizi ve Bay Pennington'a saldırdığınızı gördüm.
Lo vi a usted y a Bo insultar a Candace Pennington y atacar a su padre.
Siz daha mı farklı gördünüz?
¿ Vio otra cosa, Sr. Pennington?
Pennington Bo'nun babasına yumruğu patlattı. Ben de izin verdim.
Pennington le dio una paliza a Bo y a su padre y no lo impedí.
Demek istediğim dün Yeni Zelanda'daki Pennington Okulundan bir ileti aldım.
Lo que quiero decir es que... Ayer recibí un comunicado del colegio Pennington.
- İyi günler Bay Pennington.
Buenos días Señor Pennington.
Bu Pennington'ın silahı.
Es la pistola de Pennington.
Ancak katilin adını açıklamak üzere olan kadının sizin silahınızla öldürülmüş olması da... inkâr edilemeyecek bir gerçek. Uç cinayet, Bay Pennington.
que estaba a punto de revelar la identidad del asesino.
Charles Pennington?
¿ Charles Pennington?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]