Pierrot Çeviri İspanyolca
188 parallel translation
- Doğru mu, Pierrot?
- ¿ Es verdad, Pierrot?
- Sen gitme, Pierrot.
- Tú no, Pierrot.
Pierrot, Carlos, Jimmy, Max, tüm grubu. - Ve de canlı olarak.
- Pierrot, Carlos, Jimmy, Max, todos..... y vivos.
Pierrot.
Pierrot.
Pepe, Pierrot'u kardeşi gibi sever...
- Pepe le quiere como a un hermano.
Ben Pierrot'u şehre getiriyorum, siz yakalıyorsunuz.
- Haré que Pierrot baje a la ciudad.
Pierrot'u nasıl buraya çekeceksin?
- ¿ Cómo va a hacer para que Pierrot baje?
Pierrot'un çok sevdiği bir annesi var.
- Pierrot tiene una madre, a la que quiere mucho.
Bu gece Pierrot'un adını yakalananlar listesine ekleyebilirsin.
- Esta noche, Pierrot formará parte de la lista de presos.
Benim de bir annem var, Pierrot.
- Yo también tengo madre, Pierrot.
Bırakın boş boş konuşmayı, gelin iki el atalım!
- ¡ Pierrot! ... ¡ Ven a jugar! ¡ No te quedes parado!
Otursana, Pierrot.
- ¡ Vamos, Pierrot!
- Pierrot buralarda mı?
- ¿ Pierrot está allí?
Pierrot'un yeni kız arkadaşı çok güzel.
- Es bonita la nueva chica de Pierrot.
Albert'in eski kız arkadaşıydı o.
- La nueva de Pierrot es la anterior de Albert.
Pierrot'a elden vermem istendi.
- Tengo que dársela a Pierrot.
Dinle, Pierrot.
- Escucha, Pierrot.
Pierrot kaçıp buraya geldiğinde, görmemezlikten geldi.
- Cuando Pierrot desertó y vino aqui, miró hacia otro lado.
Pierrot'e karşı da çok yumuşaksın.
Como con Pierrot. Demasiado suave
- Pierrot nerede?
- Regís ¿ Dónde está Pierrot?
- Sen misin, Pierrot?
- ¿ Eres tú, Pierrot?
Pierrot'umu arıyorum.
- Abuelo, ¿ y mi Pierrot? .
Sonra Pierrot, Régis'le birlikte gitti.
- Entonces Pierrot bajó con Régis.
Şimdi Pierrot'u bekliyorum.
- Ahora estoy esperando a Pierrot.
Hadi Pierrot'u bekleyelim.
- Estamos esperando a Pierrot.
Pierrot'u Oluk Sokak'a götürerek... Cesurcaydı gerçekten.
- Como cuando acompañaste a Pierrot a la calle Vraievoir. ¡ Muy bien!
Söyle bana, Pierrot'tan ne zaman ayrıldın?
- Dime, ¿ dónde dejaste a Pierrot?
Régis ve Pierrot birlikte Oluk Sokak'a gitmişler.
- Régis y Pierrot bajaron a la calle Vraievoir.
Öyleyse zavallı Pierrot'un dönmesini bekliyorsunuz.
Entonces estabas esperando al pobre Pierrot.
Neden mi zavallı?
- ¿ Por qué "pobre Pierrot"?
Şöyle demeliydim : Zavallı Régis'le Pierrot'un dönmesini bekliyorsunuz.
- Yo diría que estás esperando a Pierrot con el pobre Régis
Tabii, Pierrot'u merak ediyorsun.
Seguro que estás preocupado por Pierrot.
Pierrot'a pek düşkündün.
- ¿ Tu quieres a Pierrot?
Inès, 12 Oluk Sokak'a git ve Pierrot'u bul.
- Inés, ve a buscar a Pierrot, en la calle Vraievoir.
Pierrot'u düşünüyor.
- Está pensando en Pierrot.
- Pierrot nerede? - Bilmiyorum.
- ¿ Dónde está Pierrot?
Pierrot'u severdim.
- Yo sentía afecto por Pierrot.
Pierrot artık yok.
- Pierrot ya no está.
Pierrot artık huzur içinde yatabilir.
- Pierrot puede dormir en paz.
Sonun Pierrot gibi olacak.
- Saldrás como Pierrot.
Pierrot öldü ve arzuladığın kadın...
- Pierrot está muerto y la mujer que tú deseabas...
Pierrot'un annesinden gelen mektup hakkında.
- Es sobre la carta de la madre de Pierrot.
Carlos, Pierrot...
- Carlos, Pierrot...
Pierrot, bir daha düşün. Bizim için anlamını düşünsene!
Pierrot, reflexiona, piensa en nuestro futuro,
- Pierrot girer...
Llega Pierrot...
- Pierrot!
¡ Pierrot!
Pierrot'umuzu kaybettik!
¡ No tenemos Pierrot!
Bay Angelo sizi Pierrot'un ofisinde görmek istiyor.
Don Angelo le espera en el despacho del Sr. Pedro.
Pierrot ekibini sevmiyor.
No, pero Pedro no quiere a ese personal.
- Pierrot.
Pierrot.
Pierrot.
- Yo, Pierrette. Yo, Pierrot.