Piskopos Çeviri İspanyolca
1,055 parallel translation
Yemek servis edildi Piskopos.
La cena está servida, reverendo.
- Tabi, Piskopos.
- Sí, reverendo.
- İyi akşamlar Piskopos Brougham.
- Buenas noches, Reverendo Brougham.
Evet, Piskopos Brougham.
Vaya, el Reverendo Brougham.
Oturun Piskopos.
Tome asiento.
Piskopos'un sandalyesinde bir sorun var.
Hay un problema con la silla del obispo.
Piskopos daha sonra gelmeye çalışacak.
El obispo tratará de venir más tarde.
Eminim, Piskopos da duyacaktır.
Sé que él también lo estará.
- Piskopos gelemediği için üzgünüm.
- Lamento que no esté el obispo.
Tilda, ben Piskopos Brougham.
Tilda, habla el Reverendo Brougham.
Sylvester, bu kocam, Piskopos Brougham.
Sylvester, éste es mi esposo, el Reverendo Brougham.
- Piskopos dedi ki...
- El obispo me dijo...
- Piskopos bekleniyor, ama asistanı değil.
- No lo espera a usted, sino al obispo.
Piskopos!
¡ El obispo!
Piskopos ile Bayan Brougham geldiler madam.
El obispo y la Sra. Brougham vienen a saludarla, señora.
Çok garip, sen bir piskopos... bense işi bitmiş bir bilginim.
Parece extraño, usted un obispo... y yo, un viejo erudito decrépito.
Baş Piskopos, Bâkire'ye olan nefretiniz onaylandı artık.
Vuestro odio hacia la Doncella está justificado.
Piskopos, acaba yalan söylüyor olabilir mi?
Obispo, ¿ sería posible que me estuvierais mintiendo?
- Hemen, derhal... bekleyin Piskopos.
- Tranquilo.
Bu nedenle, tatilini, ülkedeki kiliseleri dolaşıp pirinç kabartma koleksiyonu yaparak değerlendiren bir piskopos karakterine büründüm.
Adopté el atuendo y la personalidad... de un obispo colonial que pasa sus vacaciones... coleccionando calcos de grabados de iglesias rurales.
Piskopos'un, bölgeyi avucunuz içine almak için,... papazlara ödeme yapmaya yetecek kadar parası olmasa gerek.
Monseñor debía estar muy necesitado para darte una parroquia.
Piskopos, kendisi basit bir adamdır, onu ciddiye alır.
Y Monseñor es tan simple que le toma por un personaje.
Herbie Morton piskopos olmuş.
Herbie Morton ya es obispo.
- O şimdi piskopos oldu.
- Ya es obispo.
Piskopos da iyi adamdır, belki sorun çıkarmaz.
El obispo es buena gente, quizás todo salga bien.
Sayın Piskopos ben...
He venido, monseñor...
Yapan ha piskopos, ha değil.
Hace poca diferencia si era obispo o no.
Piskopos veya rahip fark etmez, suçlu ölmeli.
El culpable debe morir, ya sea obispo o sacerdote.
- İyi ama... Piskopos bile orada!
- No podemos... el cura!
Ne şirret bir kadınla evlenecekmişim, Piskopos, benim gibi mülayim bir insan...
Iba a casarme con esa arpía. Padre, yo que soy un hombre de paz.
Haydi, Piskopos!
Venga, Padre.
Steve çok büyük biri olabilir, bir piskopos veya bir kardinal.
Puede llegar a ser grande, como obispo, y quizá cardenal.
Piskopos ne karar verdi?
¿ Qué ha decidido el obispo?
Şey, eğer piskopos misyonun kapatılmasına karar verseydi, bu kadar yolu katetmem istenir miydi?
Bueno... ¿ Me hubieran enviado aquí si decidieran cerrar la misión?
Piskopos yanılıyor. Misyon kapatılmalı.
El obispo se equivoca, la misión debería cerrarse.
Sorun şu ki, piskopos, dünyevi nedenlerin tanrısal olanlar kadar... önemli olduğuna inanmıyor.
El caso es que el obispo no cree que las razones terrenales sean tan importantes como las espirituales.
Sinkiang'deki Piskopos tarafından gönderildiler.
Los envía el obispo de Sinkiang, saben quién soy.
Ulusal tiyatroya asmak istedim onu da direktör ve baş piskopos protesto etti.
Quise colgarlo en el Teatro Nacional, pero el director general y el arzobispo protestan.
Belki Piskopos amcanız sizin için sorgulattırabilir.
Quizás su tío, el Obispo, pueda averiguarlo.
Görmeye geldiğimiz Piskopos, çok bilgilidir.
Pero este diablo de obispo al que vamos a consultar es una hombre muy erudito.
Tanrı seni korusun, sevgili Piskopos!
¡ Y que Dios te proteja, Arzobispo de Paris!
Bu mikrofilmin içinde Piskopos Dresev'ın hapishanedeki son yıllarında yazdığı günlüğün bir kopyası var.
En este paquete están los microfilms del diario del obispo Dresev escrito a mano durante su último año en prisión.
Piskopos Dresev şu duruşmasından hemen önce ölen adam değil mi?
El obispo Dresev fue el hombre que murió hace unos meses...
Şuna bak. Her şeye kâdir piskopos. Sinekler bile yüzüne konmayı reddeder.
Miren nomás don Domino de Obispo que ni las chinches se le paran en los pellejos.
Piskopos, sivil otoriteyle bir anlaşma yaptı. Siz sıraya girmeyin.
Por encargo del obispado, que lo ha arreglado con las autoridades civiles no irá usté en la cuerda.
Sen, şeytan Piskopos!
¡ Tú, endemoniado!
- Margus'da piskopos yok ki.
- No hay obispo en Margus.
- Piskopos, istirham ederim!
- ¡ Padre, se lo suplico!
Affedersiniz, Piskopos.
Perdone, Padre.
Piskopos size ondan bahsetti mi?
¿ Le habló el obispo de él?
Piskopos bunu anlayacaktır, değil mi, Peder?
Vd. lo dejará claro, ¿ verdad?