English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ P ] / Porra

Porra Çeviri İspanyolca

426 parallel translation
Değneğimi bırak!
¡ Suelta la porra!
Her şey mahvoldu.
Todo a la porra.
Yüzyılların geleneği acımadan çöpe atılacak.
Siglos de tradición mandados a la porra.
- Kafanıza sopayı indirirler.
- Golpean con una porra.
Evime de huzur!
- Vete a la porra.
Söyleyin ona yılan balığı gibi derisini yüzeceğim.
Dile que se vaya a la porra.
Tabii olur da dikkatsiz bir şekilde arkamı döner ve sen de copumu alıp bana vurarak küt diye bayıltırsan bu bambaşka bir şey olurdu.
Claro, que si te doy la espalda... como por descuido... y resulta que tu agarras mi porra... y me das un trastazo en el cráneo... eso ya sería otra cosa.
Cebimden copumu alın, kapıyı kitleyin, eve gidip anahtarları saklayın.
Sacad la porra del bolsillo, cerrad la puerta, largaos a casa, esconded las llaves.
- Cop mu?
- ¿ Una porra?
Siz mahkûmlara hoparlörden sesleniyorsunuz. Ben ise sopayla konuşuyorum.
Usted les habla por el micro, yo con la porra.
Bir silah, bıçak, cop ya da jilet, diğer adamda olmayan bir şey.
Un revólver, una navaja, una porra, algo que no tenga el otro.
İşte, al.
- Toma. - Y la porra?
Bir tanesine atlayıp kiliseye gel.
- Que se vaya a la porra.
Pekâlâ, Hattie hala. Pekâlâ. Kay!
Hay una porra... hay una parada de taxis, coja uno y vaya a la iglesia.
At o sopayı. At onu!
Tira esa porra. ¡ Tírala!
Basın gidin!
¡ A la porra!
O aleti elinden aldı ve baktı ve sonra kafasına vurdu, o da aynen şöyle yere düştü :
Luego le quitó la porra, la miró y le atizó en la cabeza. Entonces se desplomó así :
Cop da kullanıyor.
Está usando una porra.
Onu tokatladı.
Tenía una porra...
Buraya lastik hortumla gelmemene inanmak zor, Teğmen.
Apenas lo reconozco sin su porra, Teniente.
Bekçinin canı cehenneme!
¡ A la porra el encargado!
- Sopasıyla kafamı patlatmayı düşünüyordu.
- Me iba a romper la crisma con la porra.
Hepsinden nefret ediyorum!
¡ Que se vayan a la porra!
Copa dikkat et.
- Arriba. - Cuidado con la porra.
Nefret ederim o adamdan!
¡ Le odio! Richard Benson, ¡ a la porra!
Canına okuduğumun.
¡ A la porra!
- Canı cehenneme.
- Y una porra.
- Canları cehenneme!
- A la porra con ellos.
Yuh olsun.
Todo a la porra.
Pes olsun.
Todo a la porra.
Nota çantası yerine bir cop taşıyordu.
Llevaba una porra en vez de una funda de instrumento.
Unut gitsin çantayı!
¡ A la porra el bolso!
Beni o ofise geri getirmek istiyorsanız, koca bir sopa ile iriyarı iki tane adam göndermeniz gerekiyor.
Si me quiere ver de vuelta en esa oficina tendrá que enviarme a dos hombres bien armados. Con una porra.
# Vurmayayım şimdi copla #
No nos obliguen ahora a sacar la porra
"New Orleans'ın canı cehenneme" diye düşünüyorsun.
Así que piensas : ¡ A la porra Nueva Orleans!
ye, çok uysal.
¡ Y una porra manso!
Bir sopayla ona vurdu!
Le ha pegado, lo he visto. Tiene una porra.
Öldürücü darbe kafatasına geldi ve bir alet neden oldu sopa gibi, bir demir çubuk veya silah kabzası.
Lo mató un golpe en el cráneo. Y sólo pudieron propinárselo con algo como una porra, una barra de hierro o un revolver.
Otopsiye göre bir sopayla öldürülmüş.
Según la autopsia, le golpearon con una porra.
Tanıklık yapacaktım! Ama biri kafama vurdu... bir kamyondan... bir sopayla beni susturmak için.
Iba a decírselo al Juez y me golpearon en la cabeza con una porra.
Onu yolladılar ve dövdüler tanığı bir şehit yapmak için!
Lo mandaron ellos y añadieron lo de la porra.
Daha önce Yago'nun sana polis copu gibi bir sopayla vurduğunu söyledin.
Anteriormente declaró que Yago le pegó con una porra - como las de la policía.
Otururken sopayı gördüm.
Cuando se sentó, vi la porra.
Sonra gösteride Yago'nun sopası var. Birçok tanık gördü onu.
Y lo del arma del crimen, la porra que llevaba Yago, y que vieron varios testigos.
Tutuklandığında ortadan kayboldu.
Esa porra desaparece en el momento en que Yago es detenido.
Raporunda sopadan bahsetmemelisin.
No menciones la porra en el informe.
Bunun iyi tarafıysa uçmaktan aciz havacılarımızın bizi havaya uçurmasına engel olması. Verstehen?
Lo bueno del tiempo... es que las Fuerzas Aéreas no nos mandan a la porra... porque es un engorro volar.
Bu, polis copu karşısında atlayacak cesaret örneği değildir. Peki onca zaman dilekçe yazmak... Yararı ne?
No es que no sea valiente, para interponerse... entre una porra y un manifestante, hace falta tener valor... pero escribir sin parar peticiones... o hacer listas, ¿ para qué sirve?
Bu görüntü ve siyasi olması beklenen kaskını ve sopasını ele geçirdiği görüntü arasında korkunç bir farklılık söz konusu.
Pese a todo hay una maldita separación entre ese plano... y después el plano que se quiere político... en el que la vemos con su casco y su porra.
Büyük paranın canı cehenneme!
¡ A la porra el dinero!
Bir sopa?
¿ Una porra?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]