Potus Çeviri İspanyolca
133 parallel translation
Arayan "Potus".
Es Predeleu
"Potus bisiklet kazası geçirdi"?
"Predeleu en un accidente de bicicleta?"
" Potus bisiklet kazası geçirdi.
" Predeleu tuvo accidente ciclístico.
- Çünkü Potus kaza geçirdi?
- ¿ Porque Predeleu tuvo un accidente?
Potus?
¿ Predeleu?
Bir dakikaya kadar Potus geliyor ve... ve sizi Başkana tanıtacak.
Déjeme explicarle cómo funciona todo esto. En un minuto, Potus entrará y hará el anuncio... - Presentará el vicepresidente designado.
Bir saat 40 dakika kadar. Podis ayın üçünde Merikan Lejyonuna hitaben konuşacak.
POTUS está por dirigir la palabra a la Asociación de ex combatientes norteamericanos en la tercera parte.
O neymiş? Podis'in tahminlerinde yüzde 23'lük düşüş görünüyor,
- Los números de sondeo de POTUS bajaron a 23.
Başkan Yardımcısı dün 18 : 00'de oyalayıcı başka bir ziyaret talep etti.
POTUS en persona pidió el vuelo de distracción de las 18 : 00 GMT de ayer.
Başkan'ın öncü timleri, Beyaz Saray Koruma Birimi ile birlikte, Başkanın gezeceği her yerdeki insan gücünü, tıbbi gereksinimleri ve tahliye durumunu belirlemek için inceleyecek.
El equipo avanzado de POTUS, con la sección de investigación para la Protección de la Casa Blanca, examina cada sitio que va a visitar el Presidente, para determinar los recursos humanos necesarios, médicos y procedimientos de evacuación posibles....
Gayda ve gitar tam kadro Başkanla birlikte koro halinde Grosvenar'daki komuta merkezinden yönlendirilerek hareket edecekler ; tâ ki Cowpuncher'daki ana üsten uçağı havalanıncaya kadar.
Una gaita y el PRS iniciarán un completo SA1s de POTUS sobre CP desde la unidad de Blacktop a Grosvenor en cuanto el vaquero toque tierra en el campamento base LZ.
En son A.B.D. Başkanı ziyareti 2 yıl önceydi.
La última visita oficial de POTUS aquí fue hace dos años.
- Başkan yürüyor. - Evet.
- POTUS está en movimiento.
Ona, Başkan üç-bir olduğunu söyle.
Dile que tienes un POTUS 111.
- Başkan üç-bir demem yeterli.
- ¿ Sólo digo POTUS 111?
Başkan üç-bir olası.
Tengo un posible POTUS 111.
Başkan üç-bir!
¡ POTUS 111!
Bana ne olduğunu anlat ve "POTUS" u koruma altına almaları gerektiğini söyle.
Cuéntale lo que me pasó y la necesidad de proteger los PEU.
"POTUS" ve ailesi konusunda bilgim yok.
No sé de POTUS y la familia del presidente.
Efendim. Potus ayrıca temizlik işleri kurulunda yer alacak petrolcüyü ne zaman açıklayacağınızı bilmek istiyor.
Señora, el Presidente quería saber cuándo anunciará quién de las petroleras irá al Equipo de Trabajos Limpios.
Um, eğer Senato Korsanlığı Reformuna çok yüklenmezsen başkan bunun için minnettar olacak.
Potus apreciaría que no fuera demasiado dura con la reforma del obstruccionismo.
Şey, efendim, Başkan yeni konunuzun göçmen sorunu olmasını istiyor.
Entonces, señora, a Potus le gustaría que su nuevo tema a tratar fuera la reforma de la inmigración...
Potus şu yeni hikaye ile ilgili çok heyecanlı.
El Presidente está muy emocionado sobre este nuevo relato.
Potus bunu sevmeyecek.
A Potus no le va a gustar.
- POTUS.
- ¿ El presidente?
- V-POTUS. - JSOC'un tepesi.
- Vicepresidente, el jefe del Senado...
Jaye ve Colton, Başkan'a gidin.
Jaye y Colton, vayan por POTUS.
Roadblock, Başkan güvende.
Roadblock, POTUS está seguro.
Görünüşe göre başkanın özel kalemi herkesten vasiyetlerini yazmalarını istemiş.
Al parecer, el Jefe de Gabinete de Potus va diciéndoles que escriban sus testamentos.
İyi dostum Başkan, benim Gamma Chi kardeşim beni ofisine çağıracak ve bana bir kılıç gösterecek ve bana kılıcı alıp, boğazımdan aşağı sokup kıçımdan çıkarmamı söyleyecek.
Mi buen amigo Potus, mi hermano de Gamma Chi, me va a llamar a su oficina y me va a mostrar una espada y me dirá que coja la espada y que me la meta por la garganta hasta que me salga por el culo.
Duvara bir yumruk atıp, Başkan'ın omzuna dokunabilirim.
Podría atravesar la pared y tocar a Potus en el hombro.
Millet, Başkan yatmaya gitti.
Gente, Potus se ha ido a la cama.
İçimden bir his Kent'in, başkanla benim arama gireceğini söylüyor kalın bir prezervatif gibi.
Tengo la fuerte sensación de que Kent se va a poner entre Potus y yo, como una especie de espeso condón de goma,
Başkanı bile solladınız.
Hasta ha eclipsado a Potus.
Başkanla birlikte Oval Ofis'te.
Está en el Despacho Oval con Potus.
- Başkan uyanık mı?
- ¿ Potus está despierto?
Konu başarılı seçim ziyaretleri olduğunda efendim % 0.9 oranla başkanın önündesiniz.
Dadle. En cuanto a las visitas de campaña con éxito, señora, tiene una ventaja sobre Potus del 0.9 por ciento.
Başkan % 0.9'luk oranınızı fark etti ve size dış işlerinde geniş kapsamlı bir rol verdi.
Potus ha notado su 0.9 por ciento y va a darle un papel más importante - en política exterior.
Başkan, sabah programlarına çıkmanızı istiyor.
Potus quiere que haga los programas de las mañanas.
G-8 konuşmasından bu yana Başkan'a tehditler dört kat arttı.
- Bueno las amenazas contra POTUS se han cuadruplicado desde el discurso del G8.
Evet, inceden Başkan'a sadıkmışız gibi gösteriyor.
Sí, es suficientemente sutil para parecer leal a Potus.
Başkan'ı bilirsiniz.
Ya conoces a Potus.
Gidip Başkan'ı bulalım.
Vamos a encontrar a Potus.
Bu olayın Başkan'la alakası yok.
Esto no es cosa de Potus.
Başkan katılmanızı çok ister, ben de öyle.
POTUS amaría tenerla ahí, igual que yo.
Dönem ortasından sonra Başkan'la birlikte onayladığınız "Kırsal Amerika'yı Dinleyin" programı çok...
- El programa "Escucha a la América Rural" que acordó con POTUS después de las elecciones- -
Başkan, oraya gitmenizi ve insan ilişkileri becerilerinizi kullanarak "Selam Amerika" programını başlatmanızı istiyor.
A POTUS le encantaría tenerla a Usted ahí para que, con su carisma, diera inicio al "U.S., Hey!".
- Hay amına koyayım.
- POTUS quiere que monitoree U.S. Hey! como mi proyecto personal. - Mierda.
Dolayısıyla, Başkan'ın yetkisini veriyorum.
Por tanto, tienes el permiso de POTUS.
Başkan, krizden bir an önce kurtulmamız gerektiğini biliyor.
Bueno, Potus sabe que debemos acabar con el cierre lo antes posible.
POTUS.
Michigan.