Proust Çeviri İspanyolca
180 parallel translation
Yatakta çalıştığınızı sanmıştım, Marcel Proust gibi.
Ya creía que vivía en la cama como Proust.
Yalnızca çağdaş yazarları değil. Yalnızca Péguy, Proust, Bergson'u değil hepsini, bunların tamamını. Hepsini, hepsini!
No sólo los modernos, no sólo los Péguy, los Proust, los Bergson, sino todos los demás, todos estos, todos.
Saçma! Aziz Thomas, dinle felsefeyi ayırmıştı. Bir küçük kasaba profesörü Proust, Cocteau ve Genet'e karşı, Racine'nin dünyasını öne sürüyor.
En absoluto, ya que Santo Tomás precisamente separó la filosofía de la teología sin duda un profesor de provincias poco virtuoso, que opone el mundo de Racine al de Proust, Cocteau o Genet.
Tezimi Proust üzerine yazıyorum.
Estoy escribiendo una tesis sobre Proust.
Ama yeni bir şey değil.
Pero no es nada nuevo. Has leído a Proust y...
Proust'u okudun... Proust'tan daha eski bir hikaye biliyorum.
Conozco una historia más antigua que Proust.
Marcel Proust'un dediği gibi,.. ... ki bu, dünyadaki her kadın için geçerlidir,..
En palabras de Marcel Proust, y son válidas para cualquier mujer del mundo :
Evet, aynen öyle. Zaten Proust'un çağdaşı.
Sí, un contemporáneo de Proust.
Keman çaldığı için mi? Yoksa Proust okuduğu için mi?
¿ Porque toca el violín y lee a Proust?
Sınavlarımı geçerim. Shakespeare okurum.
¡ Aprobaré los exámenes, leeré a Proust!
Marcel Proust.
Marcel Proust.
Alan Bullock'un Norman adlı iki turnabalığı merhum Marcel Proust'un da mezit balığı vardı.
Alan Bullock tiene dos percas que se llaman Norman. Y el gran Marcel Proust tenía un bacalao salado.
Les Beaux Quartiers, yazari Marcel Proust, sayfa 145. Burjuva kulturune olum!
"Los bellos barrios" de Marcel Proust, página 1 45.
Şimdilik, Yves'in, jürinin, Vladimir, Rosa ya da Juliet'in görüntüsünden sonraki siyah görüntü Bobby'nin gittiğini, dolayısıyla da en sonunda zaferi işaret ettiği anlamına geliyor. Gerçek bir zafer, Proust'un hizmetçisi gibi değil "Zafere Doğru" mahiyetinde bir zafer. Filistin mücadelesine bir katkı.
Y entonces, ahora, después de una imagen de Yves... del jurado, de Vladimir y Rosa... o de Juliet, poner una imagen negra... por una imagen de Bobby que ha desaparecido... bien, tiene sentido, es una victoria... y además una victoria que no es la de la criada de Proust... esta victoria está en el camino de "Hasta la victoria"... con los palestinos, y los sublevados del mundo.
Seni eğlendirmek için Proust ve yol göstermek için de Tintin.
Toma, Proust para entretenerte y Tintín para instruirte.
Proust'u oku yeter. Ama sen Yahudi yazarları okumuyordun.
Lee a Proust, aunque tú no lees escritores judíos.
Arthur Ludlow Memorial Hamamı, Newport'a hoş geldiniz. Bu yılki İngiltere Proust'u Özetle Şampiyonası finalleri için.
Buenas noches y bienvenidos a los Baños Arthur Ludlow Memorial... a la final de este año del Concurso de Resúmenes de Proust.
Hatırlayacağınız gibi, her yarışmacı Proust'un A La Recherche du Temps Perdu'sunun kısa bir özetini yapacak. Bir kez mayo, bir kez de gece elbisesiyle. Yarışmacılar üç finaliste indi ve bu akşamki jüri üyeleri şöyle :
Los concursantes harán un resumen de "En busca el tiempo perdido"... primero, en bañador y luego en traje de fiesta.
Proust'un romanı kaybedilen zamanın geri alınamazlığını masumiyetin tecrübeyle yitirilmesini tekrar kazanılan zamanın ekstra zaman değerlerini anlatır.
15 segundos a partir de ahora. La novela trata de la irrevocabilidad del tiempo... de la superación de la inocencia a través de la experiencia.
Unutmayın, Proust'u bütünüyle özetlemek için 15 saniyeniz var. Pekala Bingley. Şu anda başladı.
Recuerden que tienen 15 segundos a partir de ahora.
Proust'un ilk kitabının konusu Konusu fa-la-la
Proust, en el primer libro, escribió sobre...
Bayanlar, baylar. Bu akşam yarışmacılarımızdan hiçbirinin Proust'un başyapıtının karmaşıklıklarını özetlemeyi başardığını sanmıyorum.
Damas y caballeros, no creo que ningún concursante... haya sabido encapsular la trama de la obra maestra de Proust.
Proust'un ilk kitabının Konusu, konusu...
Proust, en su primer libro, escribió sobre...
İkinci teorime göre, itfaiye koroları Marcel Proust hakkında nadiren şarkı söyler.
La segunda teoría es que los bomberos... pocas veces cantan canciones sobre Marcel Proust.
Norman Mailer ancak büyük realistlerin... örneğin Proust veya Flaubert'ın ulaşabildiği... o öneme o olumluğa negatif ikiliğe aynen sahip.
Norman Mailer tiene exactamente el mismo tipo de relevancia. Esa dualidad afirmativa-negativa... que sólo Proust o Flaubert pudieron lograr.
Hatta Proust gibi, özenle seçilmiş kelimelerle uzun uzun anlatmak gerekirse kötü üne sahip ev.
Incluso Proust, en su "recherche" nos dio una descripción detallada de un burdel.
Sen ve senin lanet Proust'un.
Tu y tu asqueroso Proust.
Marcel Proust'nun da kaldığı büyük otelleri. Özel karamela tatlısı, tenis kulübü, ve tabii ki 18 delikli golf sahası...
Su gran hotel con su habitación de Marcel Proust, su especialidad de caramelos blandos, club de tenis, pista de golf...
Proust'tan kafamı kaldırıp ona baktım, Yeats'i burnunu sokmuş okuyordu.
Desvié la mirada de mi Proust y ella tenía la nariz en su Yeats.
Mesela Proust, Gide...
Como Proust, Gide...
Therèse, Proust'un homoseksüel olduğuna emin misin?
¿ Seguro que Proust era homosexual, Therèse?
Dona Olympia Proust, Beaudelaire ve Whitman severmiş...
D. Olimpia ama Proust, Baudelaire y Whitman.
Evet, Joyce, Proust, Whitman, hepsi bir arada! Sadece sözcükler.
Si, Joyce, Proust y Whitman, todos juntos en uno.
Proust, Marcel Proust!
- No. - Marcel Proust.
Kafka, Proust, hepiniz benim davetlimsiniz.
Kafka... Proust...
Oh, hiç sanmıyorum.
Sí. O, como dijo Marcel Proust...
Evet, Proust'u severim ve...
Sí, me encanta Proust y...
Proust'u okuduğunu anladım.
Veo que estás leyendo a Proust.
Buradaki insanların şöyle düşündüğünü görürsün, "Tanrım, suçlu hissediyorum, hiç okumadım."
Si llevas eso, la gente pensará "Jesús, me siento tan culpable, nunca he leído a Proust."
Yani, o herkesi inandırmış buram buram Proust kokan kayıp bir Napolyonlar ve Matchkalar kabilesi olduğuna.
Tiene a todos convencidos... de que hay una tribu de Napoleones y Matchkas que citan a Proust por ahí.
Proust ve Henry James gibilerini dinleyerek uyuyabilirim.
Proust, Henry James. Ellos sí pueden hacerme dormir.
Stendhal, Proust. okuyorum
Stendhal, Proust.
Belki de Proust'u okumalıyım, ama kitabından nefret etmiştim.
Por supuesto que debería haber disfrutado leyendo a Proust, pero su forma de pensar no iba conmigo. Así que
Marcel Proust bir fincan kahvede tüm bir hafıza ağını görmüş. O çaydı.
Marcel Proust revisó una parte de su vida en una taza de café..
İdeal olan bu bence. Paralarını veriyorsun, evine geliyorlar... Proust ya da sinema hakkında tartışman gerekmiyor...
Es lo ideal : pagas y te vienen a casa sin tener que hablar de Proust ni de cine...
Ya da Proust'un diyeceği gibi :
Buenas noches y bienvenidos.
Harry, Proust özeti yapmaya başlamana neden olan şey ne?
- Sí, Arthur.
İlk olarak bir deniz kıyısı Proust özetleme yarışmasına girdim.
¿ Qué le llevó a querer resumir Proust?
Ama cidden, erkeklerinin hepsi çok ilginç.
¿ Lees a Proust a E.M. Forster?
Kimmiş o aşkım? Proust mu? E.M. Forster mı?
Tras un duro día esclavizada bajo el secador, lee emocionantes historias sin sentido.
"KAYBEDİLENLERİN ANISINA"
"EN BUSCA DEL TIEMPO PERDIDO MARCEL PROUST"