Pub Çeviri İspanyolca
1,394 parallel translation
Pub'ların siyasi mesaj verdiğini sanmıyorum.
Yo no creo que sea necesario si es un bar.
Yani burası bir pub mı?
¿ Y esto es un bar?
Düşünsene, bütün gün pub'dayım ama kimse bir şey diyemiyor çünkü bu benim işim ve burada olmam gerekiyor.
Imagíname todo el día en el bar, pero nadie puede decirme algo porque es mi trabajo y debo estar ahí.
Pub'a gitmek için para alacağım.
Sería como si literalmente me pagaran por ir al bar.
Pek pub'a gitmek için para alıyor olmayacaksın çünkü pub'ın işlerini yapacaksın.
No es tan así como que te paguen por ir al bar porque tendrás que hacer tareas de bar...
Süper Hans, burası pub'a benzemiyor bile.
Ni siquiera parece un bar.
Logoları köpükten, birasında dezenfektan mayonezinde oda spreyi olan pub zincirlerine yeterince gittim.
He visitado bastantes bares de ciudad con sus logos en los vasos y desinfectante en la cerveza. Purificador de aire en la mayo.
Pub'da çamaşır makinesi mi istiyorsun?
- ¿ Quieres tener una lavadora en el bar?
Çamaşır makinesinin pub'da işi ne?
¿ Qué mierda hace una lavadora en un bar?
Ee, pub'ın adını ne koyacaksınız?
El bar. ¿ Cómo lo van a llamar?
Yani, o ve başka birkaç konuda anlaşamıyoruz ama kesinlikle adı Pedofillere Özgürlük olan bir pub'a eş-yönetici olmam.
De hecho, estamos estancados en eso y en un par de otras cosas, ya sabes pero no administraré un bar llamado Liberen A Los Pedófilos.
Jez, pub'la ilgili olarak.
Escucha, Jez respecto a bar.
Pub'dan kurtulmak istiyorum.
Me voy a deshacer del bar.
Pub'ı. Ondan kurtulmak istiyorum.
Verás, me voy a deshacer del bar.
Parti, pub.
La fiesta, el bar.
Pub işini halletmek için kıçımı yırtıyorum.
Me he estado rompiendo las bolas para armar el bar.
Pub'ın sahibi olduğumuzun kanıtı lazım, değil mi?
Mira tenemos que ponerle un puto sello característico.
Pub'ın tapusu mu?
¿ Las escrituras del bar?
Ah, sana söylemedim mi? Pub'ı bize veriyor.
Sí. ¿ No te conté?
Pub'ı bize verdiğinde iyiydi.
Estaba bien cuando nos dio el bar.
Birkaç bin pound değerindeki bir pub'ı para almadan vermek insanın aklının başında olmadığının göstergesidir.
Creo que regalar un bar que vale varios miles de dólares sugiere que ella no estaba en su sano juicio cuando lo hizo.
Pub'ı para makinesine dönüştürünce ona da biraz veririz.
Una vez que convirtamos el bar en una maquina de ganancias le daremos su parte.
Bize onun pub'ını vermezsen onu becerebileceğini mi sanıyorsun?
¿ En serio crees que si no nos das el bar ella te dejará cogértela?
Dinle, Büyük Suze'la pub'a gidiyorum.
- Voy al pub con Big Suze
Lanet olsun. Şu anda bir barda olabilirdim.
Yo debería estar en un Pub.
Seyrek de olsa... Ya da son zamanlarda pek de seyrek olmayarak sık sık gittiğim şu bara gittim ve aşırı tuvaletim geldi, sonra küçük kız kardeşim aklıma geldi ben de çalıların arkasına yapmayayım dedim.
Pero en las raras, o últimamente no tan raras ocasiones que frecuento el pub y tomo demasiado, mi hermana me deja quedarme para que no maneje.
Eğer uçuşun iptal olur veya bir sebeple gitmekten vazgeçersen, bu akşam o küçük barda arkadaşlarımla yemek yiyeceğim.
Si te cancelan tu vuelo o cambias de opinión voy a cenar con unos amigos en el pub esta noche.
Bara gidelim, tamam mı?
Vamos al pub, ¿ quieres?
Hey, şimdi birlikte Cloverdilly Pub'a gitmeye ne dersin?
Oye, ¿ qué te parece si tú y yo bajamos al pub Cloverdilly ahora mismo?
Cloverdilly Pub mı?
¿ El pub Cloverdilly?
Cloverdilly Pub kulağa hoş geliyor.
El Cloverdilly suena divertido.
Bar, değil mi?
Pub?
Enoch Arden olduğunu söyleyen bir adam öldürülmüş. Dün gece pub'da.
Un hombre que se hacía llamar Enoch Arden ha sido asesinado, ayer noche, en la fonda.
Doğrusu ben bile bilmiyorum. Çok acele hazırladım. Ama bu can sıkıcı pub'ı yarım mil havaya uçurmaya yeterli.
No se lo puedo decir ni yo mismo, lo hice muy aprisa, pero serán suficientes, para hacer saltar por los aires este triste fonducho.
" Henry'nin terapisti, şu anda Cross Keys Pub'da.
La terapeuta de Henry está ahora mismo en el pub Cross Keys. S.
Coachman denen birahane!
Un pub que se llama El Entrenador!
- Bara.
- Al pub.
Geçen gece barda kavga vardı.
Hubo una pelea en el pub la última noche.
Gereğinden fazla hava aldığını ve sonra barda ona saldırdığını inkar eder misin?
¿ Niegas haberte emborrachado y haberle atacado en el pub ayer noche?
- Saat kaçta bardan ayrıldınız?
- ¿ A qué hora te fuiste del pub?
Ağzım barın küllüğüne döndü.
. Mi boca sabe como el cenicero de un pub.
Bardan 11'den evvel ayrıldın, sonra eve gittin.
Salí del pub antes de las 11 y me fui a casa
Ted Bannister barı on-oniki arası terk etmiş.
Ted Bannister se fue del pub a las 11 menos 10...
Bu demektir ki ; olay olduğunda Ted ve Derek barda hala içiyorlardı.
Lo que significa que Ted y Derek estaban en el pub cuando pasó.
Bana bak, Den Watts... Mezarından çıkmış olman hiç umrumda değil. Hemen terk et barımı!
Escúchame, Den Watts no me importa si has vuelto de la tumba sal de mi pub.
Bar'daki görüşmeleri sen yaptın, değil mi?
Hiciste las entrevistas en el pub, ¿ verdad?
Dün gece içtiği yer olan Trafford Arms'daki halının aynı renginde.
Es mismo color que la moqueta del pub donde estaba bebiendo ayer por la noche.
Onu kim öldürdüyse barın dışında takip mi etti?
¿ Que el que lo mató lo siguió desde el pub?
Harika. Pub'da görüşürüz.
- Genial, te veo en el pub
Ölen kişiden, sizi "The Stag" adlı pub'a çağıran bir mektup mu aldınız? Bay Hunter.
Sr. Hunter.
Evet, bardaki adam gördüğünü söylemişti.
Sí, los chicos del pub dijeron que sí que podría.