Pumpkin Çeviri İspanyolca
53 parallel translation
Balkabağının ispanyolcası olmalı.
Oh, eso debe ser "pumpkin" en español
Pumpkin, bu adamı yarın uçakta istiyorum yoksa atılır!
Pumpkin, lo quiero en el avión mañana, o está fuera!
Pumpkin, listedeki arabaları ve adreslerini doğru mu diye kontrol etmeni istiyorum.
Pumpkin, mirate bien la lista y asegúrate de que las direcciones están actualizadas.
Tamam, herhangi bir sorunuz olursa, Pumpkin'e sorabilirsiniz.
Ok, si tenéis alguna otra duda, preguntad a Pumpkin que estará aquí.
Pumpkin, mümkün olduğunca çok kontak anahtarı bulmanı istiyorum.
Pumpkin, quiero que consigas tantos números de códigos de llave como puedas.
Eugene, bugün Pumpkin beni arayıp Joe'nun hasta olduğunu söyledi.
Eugene, Pumpkin me llamó para decirme que Joe está enfermo.
Selam, Pumpkin.
Hola, Pumpkin.
Pumpkin, sigorta şirketine raporu gönderdi. Arabanın, Taylor'a ait olmadığını yazdı.
Pumpkin ha mandado una carta a la compañía de seguros diciendo que Taylor no estaba en posesión del coche.
Pumpkin'e söz verdim.
See, se lo he prometido a Pumpkin.
- Bu da Pumpkin millet.
- Esta es Calabaza.
- Ben de seni. Pumpkin nasıl?
- Me acuerdo de ti. ¿ Y tu Calabaza?
Rupert Pumpkin adında bir adam geldi.
Aqui hay un hombre llamado Rupert Pumpkin.
Üzgünüm Bay Pumpkin ama Bay Langford'un sekreteri adınızı randevu defterinde bulamamış.
Lo siento, Sr. Pumpkin. La secretaria del Sr. Langford no tiene anotada su cita.
Güvenlik...
Me oye? - Suficiente. - Seguridad, Pumpkin llegó otra vez.
Şey... Pumpkin.
Su nombre es Pumpkin.
Pumpkin, evet. Pumpkin adında birini tanıyor musunuz?
Conoce el nombre " "Pumpkin"?
Bay Pumpkin, bize Jerry Langford'un nerede olduğunu söyleyecek misiniz, söylemeyecek misiniz?
Bueno, Sr. Pupkin, nos va a decir dónde está Jerry Langford o no?
Neden Kıymetli ya da Balkabağı ismini koyup işi bitirmiyorsun?
¿ Por qué no te llamarás Precious o Pumpkin Pie y hacer con ella?
Pumpkin, asla asansöre yalnız binmem.
Ay, querida, nunca voy sola en ascensor.
Aklıma gelmişken, Pumpkin... Postacı bunu posta kutuna sığdıramamış... Bu yüzden bende postacıya, onu sana verebileceğimi söyledim.
Esto no cabía en tu buzón, así que el cartero me lo dio para que te lo entregara.
Biliyorum, ama senin için umudumu koruyorum, Pumpkin.
- Lo sé, pero guardo esperanzas para ti.
- Şekerim.
- Pumpkin.
Um... oh, bir daha ki sefere konserve alacağım... Fakire fukaraya yardım edeceğim mesela onlara... eski lima fasülyesi ve pumpkin karışımı alacağım.
Ah, la próxima vez que junten alimentos en lata les daré a los pobres algo que realmente les guste en vez de habas y mezcla de calabaza.
Yetti. Dışarı çık, Muffy veya Pumpkin ya da...
Sal, Budincito o Calabacita o...
Pumpkin.
Pumpkin.
Anne ve babası dünyanın en havalı ebeveynleridir.
Pero Peachy y Pumpkin son los padres más modernos del mundo.
Annem ve babam üzülüyorlar.
Incluso Peachy y Pumpkin están preocupados.
Orjinal balkabağından mı o?
¿ Es la original muñeca Pumpkin Patch? Lo es.
Bak canım, yeni evimiz.
Oh, Pumpkin, mira, nuestro nuevo hogar.
Tatlım.
Uhm... Pumpkin.
Ucuz Roman'ın açılışındaki Pumpkin ve Honey Bunny sahnesi Denny's de çekildi.
En la escena inicial de Pulp Fiction, Pumpkin y Honey Bunny están en Denny's.
Bugün çocukları Pumpkin Patch'e alışverişe götüreyim diyordum.
pensando en llevar a los niños al huerto de calabazas hoy.
İddiaya göre birisi köpüksüz bir Pumpkin Spice sipariş etti.
Alguien supuestamente pidió una calabaza, no un cochazo.
Bay Pumpkin'i arama çalışmalarına ne oldu?
De hecho, ¿ qué ha pasado con la búsqueda del... Sr. Pumpkin?
It's The Great Pumpkin, Charlie Brown'dan bilirsiniz.
Ya sabes, de "Esta es la Gran Calabaza, Charlie Brown".
It's The Great Pumpkin, Charlie Brown.
Es "La Gran Calabaza", Charlie Brown.
Pumpkin Patch?
¿ Campo de calabazas?
- Bişey istiyormusun? - Pumpkin spice *, lütfen.
- Pumpkin spice, por favor.
Balkabağı
¡ Pumpkin!
Bal kabağı, sana o tuhaf kadından uzak durmanı söylemedim mi?
Pumpkin, te tengo dicho que no vayas con esa mujer tan rara.
- Balkabağı!
- ¡ Pumpkin!
Sanırım balkabaklı lattemi burada içmeyeceğim. Orkideler hakkında ufak bir ipucu.
Creo que tomaré mi pumpkin latte... para llevar.
Adı Pumpkin olan kuklası üstüme yürüdü.
Su muñeco, Pumpkin, vino hacia mí.
Jenny'ni yanık hidisi ve glutensiz kabak tatlısı... n burnt turkey and gluten-free pumpkin pie... moralini yerine getirmek için tam aradığın şey olabilir.
Que el pavo quemado de Jenny y el pastel de calabaza sin gluten pueden ser justo lo que necesitas para levantar el ánimo.
Pumpkin?
¿ Pumpkin?
Az önce ona Pumpkin mi ( kabak ) dedi?
¿ Dijo "Pumpkin" para si mismo?
- Rupert Pumpkin.
- Rupert Pumpkin.
- Oh, merhaba, Pumpkin.
- Hola, bizcochito.
Nasıl gidiyor, Pumpkin?
Hola. ¿ Cómo estás, Pumpkin?
Eğer Charlie Brown and the Great Pumpkin'i yalnız izlemekten sıkılırsan, evine gelip sana arkadaşlık edebilirim.
Las cámaras de seguridad del cementerio no registraron nada. A ninguna Fey Sommers saliendo de su tumba. Yo la vi.
Pumpkin Patch'e mi gitmeliyiz?
¿ Deberíamos ir a un campo de calabazas?