Péter Çeviri İspanyolca
25,535 parallel translation
Peter'a güvenmiyorum...
No me fío de Peter...
- Nesin sen, Peter Pan mı?
¿ Qué eres, Peter Pan?
Ans ile Peter'in oğulları da.
Y los hijos de Ans y Peter.
Babam iki bilet aldı Peter Pan'ın Marshfield lise üretimine.
Mi papá compró dos boletos para la producción de la Escuela Marshfield de Peter Pan.
Peter Pan'a benziyorsun.
Tú te pareces a Peter Pan.
Eğer Peter Parker ıssırıldıktan sonra Örümcek Adam olmak istemeseydi?
O sea, ¿ qué tal que Peter Parker no hubiera querido ser Spider-man luego de que lo mordieran?
Oğlum... Yani dindar bir adam olarak güç bela yürüttüğümüz inancımızın merkezindeki bir hacca itiraz ediyorsun. Aziz Peter'ın varisiyle bizzat tanışmayı söylemiyorum bile.
Hijo mío, alguien tan devoto como tú, difícilmente puede negarse a hacer un peregrinaje al mismo centro de nuestra Fe, aún menos a conocer en persona al descendiente de San Pedro.
Büyük bir zevkle ve gururla hâlâ Peter'la evleneceğimi söylüyorum.
... un gran placer y un orgullo anunciar que sigo comprometida con Peter.
- Ve Peter zor zamanlar geçirdi. - Biliyorum.
- Peter vivió un infierno.
Peter ve senin için hayatı zorlaştırıyor mu?
¿ Les está complicando la vida a Peter y a ti?
Ama böylece siz sözünüzü tutmuş olacaksınız. O da amacına ulaşarak Peter Townsend'in karısı olacak.
Pero usted habrá cumplido su palabra y ella lo habrá conseguido y será la señora de Peter Townsend.
Zaten Peter istemezdi.
Peter tampoco los querría.
- Peter?
- ¿ Peter?
ALBAY PETER TOWNSEND
CORONEL PETER TOWNSEND
Peter'la evlenmen...
Y tu matrimonio con Peter...
Bu ailenin bir parçasıyken Peter'la evlenmene izin veremem.
No puedo permitir que te cases con Peter y sigas formando parte de esta familia.
Peter'dan başkası olmayacak.
Peter es el único.
Sadece Peter beni sakinleştirmeyi güven vermeyi ve korumayı biliyor.
Peter es el único que sabe cómo calmarme, tranquilizarme, protegerme. No me digas que lo entiendes.
Sadece Peter kendime hakim olmamı sağlayabilir.
Peter es el único que me hace mantener la cordura.
Peter Townsend'in Londra'ya dönüşü ile Prenses'in kararı arasında geçen 19 gün büyük merak uyandırmıştı.
Los 19 días transcurridos entre la vuelta de Townsend a Londres y la decisión de la Princesa estuvieron marcados por una creciente incertidumbre.
Peter Russo ve Zoe Barnes. Tam da bu odada.
A Peter Russo y Zoe Barnes en esta sala.
Zoe beni bu koltukta baştan çıkarmaya çalışıyordu. Peter da suratımı bu cama dayamıştı.
Zoe intentaba seducirme en este sofá, y Peter me empujaba la cara contra este vidrio.
Peter Pan.
Peter Pan...
ANDREW E. STONER VE PETER A. CONWAY'İN ADLI KİTABINDAN UYARLANMIŞTIR. Alt yazı çevirmeni :
Instagram @ ElChinoD
Üç saat, belki daha az, Peter.
Tres horas, puede que menos, Peter.
Bunun hakkında ne yapacağımızı bilmiyorum Peter.
No estoy segura de esto, Peter.
- Merhaba, Peter.
Hola, Peter.
Sen iyi bir çocuksun Peter.
Eres un buen muchacho, Peter. El mejor.
Selam, Peter.
Hola, Peter.
Peter Tao'ya ait.
Pertenece a Peter Tao.
NSA için çalışan Peter Tao vardı.
Estaba Peter Tao, que trabajaba para la Seguridad Nacional.
- Sakin ol Peter.
- Cálmate, Peter.
Öyle mi? İşimiz bitti Peter.
Hemos terminado, Peter.
Peter... Peter'ı aramalısın.
Peter... tienes que llamar a Peter.
Peter'i hemen şimdi arıyorum.
Llamaré a Peter ahora mismo.
Afedersiniz tekrar arıyorum ama Lynda burada ve Peter'in gelip gelmeyeceğini merak ediyor.
Siento volver a llamar, pero estoy aquí con Lynda, y se pregunta si Peter viene de camino.
Peter nerede?
¿ Dónde está Peter? ¿ Qué ocurre?
Görüşürüz.
¡ Peter!
Peter! Tekrar hoşgeldin. Adamım uyanmışsın.
Bienvenido. ¡ Chico, estabas inconsciente!
Tanrın şimdi sana yardım edemeyecek Peter.
Oh, tu Dios no puede ayudarte ahora, Peter.
Sen bu akıma öncülük edeceksin Peter.
Vas a marcar tendencia, Peter. ¿ Quién lo hubiera dicho?
Peter lütfen otur.
Peter, por favor, toma asiento.
Peter'ın canlı olduğunu teyid için sesini duymalıyım.
Necesito escuchar la voz de Peter para confirmar que está vivo.
Yönetim bu sefer kazanamadı Peter. Çünkü bu şeyleri duymayı kabul etmeyecekler beni anladın mı?
No, la Administración no luchará contra esto, Peter, porque nunca tendrán conocimiento de esto, ¿ comprendes?
Peter bir sorumluluk haline geldi.
Peter se ha convertido en un lastre.
Aslında, kısa bir süre önce CIA Gizli Servisler Yöneticisi Bay Peter Kotsiopulos'unda bu komploların içinde yer aldığını öğrendim. Görünüşe göre ülkeden kaçmış durumda.
De hecho, hace poco tiempo me he enterado de que el Director de Servicios Clandestinos de la CIA, el Sr. Peter Kotsiopulos, también forma parte de esta conspiración y que según parece ha abandonado el país.
Merhaba Peter.
Hola, Peter.
Peter'ın Hollywood yolu otobüsünü kullandığı zamanki gibi.
Al igual que cuando Pedro montó que Access Hollywood autobús.
Lanet olsun.
! PETER :
Alo?
( Celular sonando ) PETER : ¿ Hola?
Hey, arkadaşıma ödeme yapmamışsın!
PETER : ¡ Hey, usted no pagó mi amigo!