Reddettim Çeviri İspanyolca
683 parallel translation
Reddettim.
Me negué.
"Halkın Partisi Birliğine" inanmayı reddettim.
Me negaba a creer al Grupo de Ciudadanos Independientes.
Seni bugüne kadar hiç reddettim mi?
Nunca te lo he negado antes, ¿ o sí?
- Doğal olarak reddettim.
- Me he librado de ellos.
Şahsen, onun akıldışılıkları ve de saldırıya uğrama korkusu yüzünden onun avukatlığını yapma fırsatını reddettim.
Yo mismo, alarmado por sus desvaríos y temeroso de sus arranques, rechacé la oportunidad de convertirme en su abogado.
Binlercesine baktım. Sağlığı elverişli olmayan ve gitmesini istemeyen birileri olan kim varsa reddettim.
Hemos estudiado miles de casos y rechazado los de salud irregular y quien tuviera amigos contra el proyecto.
Ama onlarý reddettim. Hayatýmý düzene sokmaya çalýţýyorum.
Pero los he rechazado, porque quiero reformarme.
Korkmayı reddettim. Ürkek yürek yaşlı bayanı bulamaz.
Me niego a rendirme.
Tedavinin tabiatı gereği, onu reddettim.
De acuerdo con la naturaleza del tratamiento, lo rechazé.
Bay Collins, siz teklifinizi yaptınız... ben de reddettim!
Sr. Collins, usted hizo su oferta y yo me he negado a...
Perakendeciler buna bir soru işareti eklememi istediler ama ben reddettim.
Al principio querían que dibujase un signo de interrogación. Pero me negué, era demasiado vulgar.
Oldukça sert bir şekilde reddettim.
Me negué con demasiada vehemencia.
Alec, Stephen'ın geç geleceğini söyledi ama yine de reddettim.
Alec me recordó que Stephen volvería tarde, pero me negué.
Nahilzay'i bir kez reddettim. Yine edeceğim.
Rechacé una vez a Nahilzay y lo volveré a hacer.
Sana yardım etmek için her şeyi yaptım, hatta bir teklifi bile reddettim ama hâlâ 5 parasız bir şekilde yerimde sayıyorum.
He hecho todo para ayudarte, incluso rechacé una propuesta, y todavía estoy en el mismo lugar sin un penique.
Bu sabah reddettim
Ya se lo dije
Beni teskin edip evime götürmeyi teklif ettiler... ama ben reddettim.
Se ofrecieron para llevarme a casa... pero me negué.
Ona yardım etmeyi reddettim, ona buradan defolmasını söyledim.
Rehusé ayudarlo, le dije que se fuera.
Geri dönmemi istedi.Reddettim.
Él me insistió para que volviera, pero me negué.
İnanmayı reddettim ta ki geçen yaz aniden, oğlumun haklı olduğunu öğrenene kadar.
Me negaba a creerlo. Hasta que de repente, el último verano, descubrí que él tenía razón.
Reddettim.
Dije que no.
Ona inanmayı hep reddettim.
¡ cómo me negué a creerle!
Susmam için para teklif etti ama reddettim.
- Ya te lo diré. Me ofreció dinero por mi silencio.
Acele acele geldim. Bir daveti reddettim.
Me invitaron a salir, pero lo rechazé y me apuré en regresar.
Henüz hiç bir şey bilmediğim için her şeyi reddettim.
Como aún no sabía nada, al principio lo negué todo.
Neler olup bittiğini görmeyi reddettim. Gerçekleri kabullenmeyi reddettim.
Me negaba a aceptar la realidad.
Onun yalvarışlarını dinlemeyi reddettim.
No escuché sus advertencias.
Evet, yeniden bir araya gelmek için yalvaran mektuplar yazdı bana ama reddettim.
En un instante concreto, cuando Gianni me escribió suplicándome que nos reuniéramos, le dije que no.
Etti bile efendim, ancak kendisini reddettim.
Ya lo ha hecho, pero me he negado a ir a verle.
Fakir prensler. Hepsini reddettim.
Pobrecitos. ¡ A todos les dije que no!
Özeleştiri yapmayı reddettim de ondan.
Porque me negué a hacer mi autocrítica.
- Ben onu reddettim! sana neden izin vereyim?
No le daré a Ud. lo que le negué a él.
Hapishane papazını üç kez görmeyi reddettim.
Rechacé ver al capellán de la prisión por tres veces.
Ben senin rolünü çoktan reddettim zaten. Palavra.
Yo rechacé el papel que tú vas a hacer.
Şimdiye dek bütün teklifleri reddettim.
Hasta ahora, he rechazado todas las ofertas.
Tahmin et bu akşam kimin akşam yemeği davetini reddettim.
Adivina quién me invitó a cenar y me negué.
Ama ben reddettim ve bana parayı tekrar verdi.
- Pero me negué y me ofreció dinero.
Ama reddettim.
Pero yo me negué.
Önce reddettim ama sonra dayanamadım.
Al principio me resistí, pero después no lo pude evitar.
- Onu imzalamayı reddettim!
- ¡ Me he negado a firmarlo!
Bir süreliğine sessiz kaldım, sonra reddettim.
Me quedé callado por un momento, luego me rehusé.
Adalet Bakanı sizin Solcu olduğunuzu düşündü. Ben resmen reddettim.
El Ministerio me preguntó si era Ud. De izquierdas y yo lo desmentí.
- Onu reddettim.
- Lo abjuré.
İlk teklif eden siz değilsiniz. Birçok teklifi reddettim.
No es el primero que me pide que me case con él hoy.
Bana üç kez rahip gönderdiler, aşırı seçenekleri hep reddettim.
"Ya me enviaron tres veces el cura... " y rechacé la extrema unción.
Seninle kalmak için reddettim tekliflerini.
Acaban de proponérmelo, y les he dicho que no porque deseaba estar contigo.
Phil, efendim... ben de onu reddettim!
Phil, señor... ¡ Yo le rechacé a él también!
- Onu reddettim.
- Le dije que no.
Televizyon ekranından bakmaya başlayınca onu izlemeyi reddettim.
Bueno, cuando empezó a mirar por la TV, yo me negué a mirarlo.
Yolarından çekilmemi istediler. Ben de iki sebeple reddettim.
Es cierto, pero además de que no podían quitarme el genio, no acepté por dos razones : una, que yo quiero trabajar para mi país.
Uzlaşmayı ne zaman reddettim?
 ¿ Cuà ¡ ndo he rechazado yo mi colaboracià ³ n?