Reklâmlar Çeviri İspanyolca
53 parallel translation
Nane Çayı reklâmları yüz binlerce Amerikan tarafından izleniyor.
Sabe, los anuncios de Ming Tea los ven cien millones de americanos.
Sanırım bu reytingle bütün reklâmları alırız.
Creo que podemos vender todos los espacios.
Ama genellikle reklâmlar. - İşte, buradasın.
Y sobre todo la publicidad, que tiene una influencia deplorable.
Öğrenciler, Havacılık Okulu'nun reklâmlarına karşı çıkıyorlar.
Los estudiantes son perseguidos por anunciar la "Universidad Volante"
Bu bir dakikalık reklâmları yayın için sıraya sok.
Grápeme estas cuñas de un minuto de inmediato.
Reklâmları görmüştük.
Hemos visto los anuncios.
Evet, reklâmlar.
Anuncios.
Reklâmlar.
Anuncios.
Bu adam burger reklâmlarının yönetmeni mi?
¿ Orson Wells dirige comerciales?
TV reklâmları ve bunun gibi şeyler.
Pueden hacer comerciales y cosas como esa.
Adı da insan gösterisi Yürütülen süslü reklâmlar
La decoración es publicidad y la preparación es comercialización.
Elektronik mağazaların reklâmları için, müzik seti fotoğrafları çekerdi.
Fotografiaba radios para tiendas de electrónica.
Sadece televizyon reklâmlarından sekiz milyon kazanıyorlar.
Cobran 8 millones por derechos de la televisión.
Reklâmları okuyacağım, bir iş arayacağım, sonra güne bir ara vereceğim.
Ah, leer los clasificados, buscar un trabajo.
- Reklâmları görmüş olmalısın.
Seguro que has leído el periódico.
Benim kızım televizyon reklâmlarında oynuyor. Evet, benimki de reklâmlarda oynuyor. Ve filmlerde.
si, bueno, ella tambien hace comerciales de TV y peliculas si claro.
Şunu unutmayın. Reklâmlar hafifler hafiflemez. Amerikan halkı bu kitabı hak ettiği şekilde fırtına sonrası sessizliğine gömecektir.
Les aseguro que cuando se acabe la publicidad, el público estadounidense tratará el libro con el desprecio que merece.
Sadece eski iç çamaşırı reklâmlarına hayranım.
Sólo admiro sus anuncios de ropa interior.
İç çamaşırı reklâmlarını severdim.
Me encantaban tus comerciales de ropa interior.
Konuşabilir miyiz? - Reklâmları bekleyebilir miyiz, Marty?
¿ Puedes esperar al anuncio, Marty?
Reklâmlar 5 dakika içinde başlayacak.
En serio, los anuncios empiezan en 5 minutos.
Reklâmlar bitti.
Terminaron los comerciales.
Üç çatallı bir stratejimiz var... Web üzerinden reklâm, ürün ortaklığı ve basılı reklâmlar.
Tenemos una estrategia de tres puntas... anuncios en Internet, productos asociados y avisos gráficos.
Kim televizyon reklâmlarını sever?
- ¿ A quién aquí le gustan los anuncios?
Gerçekten mi, sen televizyon reklâmlarını sever misin?
De veras, ¿ te gustan los anuncios?
"Televizyon reklâmlarına hayır"
No más anuncios.
İnternette reklâmları gördüm.
Yo respondí a un anuncio.
Durun, şu magazin dergilerinde reklâmları olan Judge Reinhold'un gösterisi bu, değil mi?
No será el mismoJudge Reinold de los anuncios de las revistas, ¿ eh?
Reşit olmayan erkek arkadaşları için reklâmlar veren Erik.
Erik, quien pone anuncios para novios menores de edad.
Reklâmları ileri-sarma'yı unutmayalım.
no nos olvidemos de poder adelantar la publicidad.
Reklâmları ileri sarmayacağız.
no adelantaremos la publicidad.
Reklâmlar başladı!
Oh, publicidad!
En azından reklâmlar mahvolmadı.
Bueno, al menos la publicidad no esta arruinada.
Reklâmlar için kısa bir ara verelim.
Es hora de un corte comercial.
Bir İç çamaşır reklâmlarında oynar mısın?
Harias un comercial de ropa interior?
Demek istediğim artık kimse reklâmları seyretmiyor ki. - Bu doğru mu?
Digo, nadie ya mira los anuncios publicitarios.
Televizyon reklâmlarındaki gibi bir ev istemiştim.
Iba a remodelar la casa como en esos infomerciales.
Reklâmları sırasında bu ışıkları yayına vermeyi umuyorlardı. Böylece seyircilerin bu malları almaktan başka çareleri kalmayacaktı.
Se esperaban que emitiendo las luces intermitentes durante los comerciales los espectadores no tendrían otra opción más que comprar sus productos.
Reklâmlar bu işin yürümesini sağlıyor Brian.
La publicidad es lo que mantiene a la franquicia viva.
Reklâmlarımı mı izlediniz?
¿ Ha visto mis promos?
Satılacak Altın'ın reklâmlarını getir.
- Sí. Muéstranos el comercial de "Oro para Vender".
Güzel reklâmlar.
Un buen discurso de ventas.
Ve dergimdeki reklâmları kesme.
Y no rasgues los anuncios de mis revistas.
Dikkatimi çekmek için yaptığınız önemsiz rekabet. Gece yarısı telefonla aramalar, eleştirisel reklâmlar.
La lucha mezquina por mi atención las llamadas tarde en la noche, la publicidad de ataque.
Beyler! Reklâmlarımdan biri başlıyor.
Oigan, aquí viene uno de mis comerciales.
IBM 360'tan bahsediyorum, ama resim göstermiyorum. Çünkü sadece reklâmların resmini gösteririz.
Les hablo sobre el IBM 360, pero... no les enseño una foto, porque solo enseñamos fotos de anuncios.
- Televizyondaki reklâmları mı yapıyorsunuz?
¿ Hacías comerciales para televisión? Montones.
Bu sayede Wrangler kot reklâmlarında oynayan adamların hangilerinin karılarını dövdüğünü bilebiliyorum.
Así puedo decir siempre cuáles son los tipos que golpean a sus esposas en los comerciales de Wrangler. Todos.
"Sex and the City'nin yeniden yayınlandığını fark edene dek ped reklâmlarının ne diye böylesine uzun olduğunu merak ediyordum."
- No, no. "Me preguntaba por qué era tan largo un comercial de tampones hasta que me di cuenta que era una repetición de Sex and the City."
Sex and the City'nin yeniden yayınlandığını fark edene dek ped reklâmlarının ne diye böylesine uzun olduğunu merak ediyordum.
Me preguntaba por qué era tan largo un comercial de tampones hasta que me di cuenta que era una repetición de Sex and the City.
Şimdi reklâmlar.
Y ahora unos anuncios.