Resepsiyon Çeviri İspanyolca
600 parallel translation
Fred. Aşağıya inip resepsiyon memuru ile konuştum.
Para asegurarme, se ha ido con él.
Ben Senf, Grand Hotel'in resepsiyon görevlisi.
Soy Senf, recepcionista jefe del Gran Hotel.
Biri buradan düşse resepsiyon görevlisine ne olur... bunu hep merak etmişimdir.
A menudo me he preguntado qué le pasaría al portero... si alguien saltase encima de él desde aquí.
Alo, resepsiyon mu?
Hola, ¿ recepción?
- Resepsiyon.
- Recepcionista jefe.
Evet, benim, resepsiyon görevlisi.
Sí, recepcionista jefe.
Resepsiyon için her şey hazır diyor.
Dice que todo está preparado para la recepción.
- Resepsiyon korkutucu derecede heyecan vericiydi.
- La recepción fue muy emocionante.
Resepsiyon lütfen.
Con recepción, por favor.
Resepsiyon.
Recepción.
- Mission Hastanesi? Resepsiyon.
¿ Ha ingresado una herida?
Tören için 94, resepsiyon için 506 kişi.
- Noventa y cuatro para la ceremonia... ... y 506 para el convite.
St. Margaret'te düğün, Piskopos Manners, resepsiyon.
Boda en St. Margaret, oficiada por el obispo, y recepción.
- Resepsiyon nasıl?
¿ Como está la recepción?
Washinton'da birden fazla deniz teğmeninin teyzesi resepsiyon verecek olan New York'lu bir kızla son bir kaç gün içinde nişanlanacak olması olağan dışı bir raslantı olurdu, değil mi?
Sería una extraordinaria coincidencia que más de un teniente de marina en Washington fuera novio de una chica de Nueva York cuya tía va a dar una recepción.
Resepsiyon mu?
¿ Habla mi idioma?
Resepsiyon zaten Çarşamba gecesinden önce olmayacağı için, sandalyeleri bu öğleden sonra değil de yarın getirmelerinin uygun olup olmadığını soruyorlar.
Quieren saber si estaría bien que entregan las 40 sillas doradas mañana por la tarde... en vez de hoy... ya que la recepción no es hasta la noche del miércoles.
- Küçük bir düğün ve küçük bir resepsiyon.
- Kay, no te vas a ir ahora, ¿ no? - No tenemos más remedio. - Quedan miles de cosas y nunca estás.
Bir adam arayıp kiliseye gönderilecek çiçekler ve resepsiyon hakkında soru sordu.
¡ Oh, Ben! ¿ Qué tal estoy?
Düğün konuklarını ünitelere ayırmış : Resepsiyon ünitesi ve kilise ünitesi diye.
Claro, vajilla rota, quemaduras de colillas, cosas así.
Her resepsiyon ünitesi şampanya, ikram servisi, bahşişler çiçekler ve ilave sigorta maliyetleri de dâhil...
De ese modo, el coste por unidad de fiesta era de 3,75 dólares. - ¿ Por pareja?
Resepsiyon için bu eve yalnızca 150 kişi davet edilecek bir kişi bile fazla değil.
No son amigos míos, yo quería una boda sencilla
Pek güzel. - Resepsiyon hakkında...
Porque es vulgar, cualquier bodorrio tiene uno.
- Aklımızda bu çeşit bir resepsiyon yoktu.
Y helados y repostería.
Eşyalarınızı kaldırması için bir kamyon kiralayın resepsiyon bittiğinde de onları geri getirtin.
No hace falta, habrá que quitarla también. Verá, todo es saber el truco.
Ethel Chauvenet onuruna çay partisi ve resepsiyon veriyorum.
He invitado a las señoras del Foro de los Miércoles a una recepción en homenaje a Ethel Chauvenet.
"Resepsiyon, çaylı davet" diye yazıyor, Bayan Shuvanut onuruna Çarşamba Forumu Üyeleri içinmiş.
"Recepción, programa y té", dice aquí "para los miembros del Foro de los Miércoles" para esa señora rica, la Sra. Shuvanut.
Aynı gece 4 Mart 1944'te bir Türk Bakan, diplomatlar topluluğu onuruna bir resepsiyon düzenlemişti.
Esa misma noche del 4 de Marzo de 1944 un Ministro turco ofrecía una recepción al cuerpo diplomático.
- Resepsiyon güzel miydi efendim?
- ¿ Agradable recepción, señor?
Resepsiyon Bay ve Bayan Blaine'in malikânesinde
Recepción en casa de los Sres Blaine a las 20 horas
Aynı akşam, elçilikte, kendi ülkesinin büyükelçisi tarafından onuruna resmi bir resepsiyon ve balo düzenlendi.
Aquella noche, en la embajada de su país le fue brindada una recepción en su honor por el embajador de su país en Italia.
Resepsiyon görevlisine rüşvet verdim ve mesajlarını kopya ettim.
Pero logré que el recepcionista me dejara copiar los recados de ella.
Ardından, bahçede yemek ve resepsiyon verilecek.
Y después, daremos una recepción y tomaremos té sobre el césped.
Resepsiyon, Bayan Hartong için 988 no'lu odanın anahtarı.
La llave de la habitación 988 para la Sra. Hartong.
Yarın akşam Prens Philip'in evinde bir resepsiyon var.
Mañana por la noche tenemos una recepción en casa del príncipe.
Evinde resepsiyon mu veriyor?
¿ Una recepción en su casa?
Resepsiyon, ben Jackie ben John Rhoades, oda 14'ten arıyorum.
¿ Oiga? Soy Jackie... soy John Rhoades, de la 14. Prepare la cuenta.
Şu anda resepsiyon odasındayız.
Estamos en la sala de recepciones.
Wagner'in baldızı için verilen bir resepsiyon vardı.
Hubo una recepción ofrecida por la nuera de Wagner.
Resepsiyon boyunca ona komplimanlar yapıp durdu.
Él estuvo acosándola durante toda la recepción.
Geçenlerde verdiğim resepsiyon... Lord Ferncliffe için verdiğim resepsiyonda...
la recepción... que di... para... para...
- Resepsiyon mu?
¿ Recepción?
Bu gevezenin başımıza ne iş açtığını biliyor musun? Yüz kişilik bir resepsiyon.
Una recepción para 100 personas.
-... resepsiyon vermeyi düşünüyoruz.
- En la comisaría.
Çok özür dilerim.Ben resepsiyon görevlisiyim.
Disculpen. Soy el recepcionista.
Aradığını resepsiyon memuru söyledi.
- El recepcionista me ha dicho...
- Resepsiyon.
Recepción.
Resepsiyon, lütfen.
Váyase.
'KÜLKEDİSİ ERKEĞİ'RESEPSİYON VERİYOR
EL "CENICIENTO" DA UNA RECEPCIÓN
Bu şekilde ayrıldığında her resepsiyon ünitesinin maliyetinin 3.75 dolara geldiğini söyledi.
Gracias, Srta. Bellamy.
Resepsiyon, partiye dönüşmüştü.
No puedes subir ahora, está cambiándose de ropa. La recepción se había convertido en juerga.