Revolver Çeviri İspanyolca
804 parallel translation
Neden çantanda yalnızca gülen bir yüz düğmesi ve bir tabanca var.
Oye, ¿ Cómo es que todo lo que tienes ahí es un botón de carita sonriente y un revolver?
Konferansın sonunda.. Saygın seyircilerin gözleri önünde kendi tabancası ile vurulacak ve ölecek..
Al finalizar la lectura se disparó con su propio revolver ante los ojos de una respetable audiencia.
Onu bir bıçakla mı yoksa bir tabancayla mı öldürdünüz? - Adınız H-U-Y F-E-I diye mi heceleniyor?
¿ Lo mató Vd. con un cuchillo o con un revolver?
"Arizona Jim aniden tabancasını masanın üstüne koydu cebinden çıkardığı ufak kırmızı kutuyu açtı ve dedi ki İşte bu haplar bana cesaret veriyor!"
De repente, Arizona Jim puso su revolver sobre la mesa... y tomando de una cajita roja de su bolsillo... la abrió y dijo :
Eğer istersen, silahını çek. Ben de çekerim.
Si quieres disparar, saca tu revolver y yo sacaré el mío.
Eski gazeteleri bulur ve unutulmuşları karıştırırlar.
Pueden encontrar viejos periódicos y revolver aquello que es mejor olvidar.
- Şanslıymışsın ki silahın varmış.
- Por suerte tenía un revolver.
Sousè, acil durumlar için taşıdığı tabancasını çekiyor ve McNasty'yi vuruyor... "
cogiendo su revolver... el que lleva para tales emergencias, el golpeó a McNasty... "
Sanırım tabancanı da alsam iyi olacak.
Creo que también me llevo prestado el revolver.
Bir silah.
Un revolver.
Seni bekliyordum ama tabancamla değil.
Le esperaba, pero no con mi revolver.
Tabancani al Roy.
Coge tu revolver, Roy.
Bu onu baya sarsacak, değil mi?
Le va a revolver.
Christopher vakasìnì çözme görevi Müfettisº Briggs'e verilmisº ti.
Se dio al inspector Briggs la responsabilidad de revolver el caso Christopher.
Baskın endişelendirmiyordum beni, fakat taşıdığım tabanca sorundu.
La redada no me inquietaba, mi revolver un poco.
Karıştır, karıştır, çevir, çevir.
mezclar, mezclar, revolver, revolver.
Çevir, çevir, karıştır, karıştır.
mezclar, mezclar, revolver, revolver.
Karıştır, çevir, karıştır, çevir.
mezclar, mezclar, revolver, revolver.
Adam vurmak kolay mı sanıyorsun?
¿ Y tu crees que es facil matar a un hombre... con un revolver? .
Bakın, kasabadan ayrılmanızdan sonra, garip bir tesadüfle müzik bölümümüzü karıştırmaya başladım.
Por una extraña coincidencia, cuando se ha ido del pueblo he empezado a revolver en nuestro departamento de música.
Belki de bu Kuzeyli silah çekip ateş etmeye başlamıştır, sonra da kendisinin vurulmasına neden olmuştur.
El yanqui sacó un revolver y empezó a disparar. Murió.
Rozetin ve silahın var şerif.
Lleva insignia y revolver sheriff,
- Silahını da getirdik.
- Tal y como lo has ordenado. - Hemos traído tu revolver
Sana söylemek istediğim şey şu... Geçenlerde, bir adam üstüme silahla geldi.
Lo que quería decirte... el otro día, un hombre se me acercó con un revolver.
Şimdi dediğimi yap yoksa bu silah karnının sağında koca bir delik açar.
Compórtese o este revolver la volará en pequeños pedacitos.
Ortalıkta çok fazla dillendirilsin istemediler. Bu yüzden de haraç için hep küçük şehirleri mesken tuttular.
No quieren revolver mucho el gallinero asi que recolectan pequeños montos en pueblitos de la 99.
Hafir makineli bir tüfek aynı ölçüde iyi olurdu.
Una metralleta no tiene la misma precisión y fuerza, es como un revolver.
Bir revolver?
¿ Un revolver?
Bir erkek bana baş sallasa Eli hemen gider silahına
"Si otro me corteja," "mi revolver no lo deja"
Şerifin silahşorluğunun oralarda epey ünlü olduğunu biliyorum.
Quiero decir, que conozco que el revolver del comisarion tiene buena reputacion.
Onu biliyordum. Bir adamın, hayatını silahla kazanıp hedef tahtası gibi dolaşmasının ne demek olduğunu bilmiyordum.
Si, eso me dijistes, no sabia lo que era... para un hombre el vivir de su revolver, caminando las calles, como un blanco viviente.
Ah, geçmişi kurcalamak.
Ah, revolver el pasado.
Bire karşı on!
- Será un revolver contra diez.
Elini tabancandan ayırma.
Mantén tu mano sobre el revolver.
Şimdi silahını ver.
Ahora, deme ese revolver.
- Silahın.
- Tu revolver.
Silah için sana 100 teklik veririm.
Te doy 100 por el revolver.
Odamı maymunlar gibi eşelemek zorunda mıydınız?
¿ Deben revolver mi cuarto como si fueran monos?
- Ver o silahi bana.
- Dame el revolver. -!
O silahi bana vermezsen seni duvara yapistiririm.
Dame el revolver o te aplastare contra la pared.
Silahi at.
Tire el revolver.
Bence biri onu bir silah namlusunun İçinde buldu ve tetiğe basarak onu bu dünyaya ateşledi.
Creo que alguien le encontró encajado en el tambor de un revolver y lo echó al mundo disparado al apretar el gatillo.
Karşısına silah kullanmada daha hızlı biri çıkacak. Çünkü hep böyle olur.
Encontrará a alguien con un revolver más rápido, así es como sucede.
Yada silahını çekişinden.
O por su forma de llevar el revolver.
Sanırım o sabah neden Fort Worth'dan kaybolduğumu merak ediyorsun. Revolver'i denediğimiz gün. Hangimiz daha iyi atacak diye.
Te habrás preguntado por qué no fui a Fort Worth aquella mañana, cuando íbamos a decidir quién era el mejor con el revólver.
Browning 7.65 tipi revolver, şöminenin önündeki koltukta bulunan cesedin yanında, ilginç bir pozisyondaydı.
El arma del delito es un revolver del 7.65.
İyi, o zaman, bir katliam yap...
- ¡ Ahora una matanza! El revolver, ¿ dónde está el revolver?
Silahtaki gezi ayarlayamazsınız bile.
¡ Ni siquiera hacéis una muesca en el revolver!
Hayır, silahım yok.
No, no tengo un revolver.
- Dikkat et, silahı var. - Kapa çeneni.
Tiene un revolver.
Bir silah istiyorum.
Necesito un revolver.