Rojo Çeviri İspanyolca
14,004 parallel translation
Kırmızı olan, değil mi?
Es el rojo, ¿ no?
Eski NIS kıyafetleri. Kırmızı yerine mavi kullanılıyormuş.
El antiguo mono del NIS... azul en lugar de rojo.
Euji'de genç bir sihirbaz sınırda savaştan bitap düşmüş insanları eğlendirmek için sihirbazlık gösterisi sergiliyordu.
Font color = "# FFA500" - = Hwansulsa Hwan Hee es el más buscado después de mago en el "Moorangroo", una zona barrio rojo popular en Uiji de la dinastía Joseon.
İhtiyar Kırmızı harekete hazır.
El viejo Rojo está listo y cargado.
Al gözün kızarsın.
¡ Aquí está Rojo en tu ojo!
Kırmızı Görüş'e hoş geldiniz.
Bienvenidos a Ver Rojo.
Bakın bakalım Kırmızı'yı kim gördü.
¡ Ahora quien ve Rojo!
Kırmızı.
Ah, Rojo.
- Kırmızı?
¿ Rojo?
Emir aldıkları Rus süper kötü adamın adı Kırmızı Hayalet.
Siguen ordenes de ese otro súper villano ruso... El Fantasma Rojo.
Jetinin işi bitti Kırmızı Hulk.
Tu jet ya está dañado, Hulk Rojo.
Kırmızı Hayalet ve maymunlarının onu bulmasını...
El Fantasma Rojo, o sus monos, no deben encontrarlo...
Abomination'u Kırmızı Hulk'tan uzaklaştırmama yardım edeceksin.
Me ayudarás a alejar a Abominación del Hulk Rojo.
Evet, Kırmızı'nın kamera sinyalini takip ettik.
Sí, seguimos la señal de rastreo de las cámaras de Rojo.
Abomination, Kırmızı Hayalet ve süper maymunları.
¡ Abominación, el Fantasma Rojo y sus Súper Simios!
Tanrım, Kırmızı bununla ilgili ne hissetsem bilemedim.
Cielos, Rojo, no sé lo que siento sobre eso.
Tek başına devam etmek Kırmızı'nın sandığından zordu.
Ir solo fue más duro de lo que Rojo pensó.
Kafana sahip çık Kırmızı.
¡ No pierdas la cabeza, Rojo!
Bu kırmızı şarap Grenache mahsulü, bitirmeye fırsatları olamadı.
Este rojo es una mezcla de Garnacha que nunca tuvieron opción de acabar.
Ellerimdeki de buydu, tuğla tozu.
Eso es lo que teníamos en las manos, polvo de ladrillo rojo.
Yeni Ducati motorunla hız sınırının üç katı hızla kırmızı ışıkta geçtin.
Te saltaste con tu nueva Ducati un semáforo en rojo al triple del límite de velocidad.
Sonra tam önümde, ara sokaktaki park yerinden çıktı... Kırmızı ışığa geldiğinde onun tam arkasındaydım.
Y sale del callejón del parking justo delante mía, y se pone en el semáforo en rojo y estoy justo detrás de él.
Yeşiller ve kırmızılar.
El verde y el rojo.
Terör tehdidi alarmı kırmızıya yükseltilmiş.
La alerta contra el terrorismo se elevó a rojo.
Mavi takım bu tarafa, kırmızı bu tarafa.
Adorable. Equipo azul de este lado, rojo allá
Tüm hayatı boyunca depresyona karşı mücadele verdi ama bir gün pes edip küçük kırmızı Ferrari'sini garaja soktu, kapıyı kapattı ve karbon monoksit de geri kalan işi tamamladı.
Luchó contra la depresión toda su vida, hasta que un día se rindió, condujo su pequeño Ferrari rojo hasta el garaje, cerró la puerta y el monóxido de carbono hizo el resto.
Kırmızıyı kırmızıya, sarıyı sarıya, aynı şekilde devam et.
Rojo con rojo, amarillo con amarillo, etcétera.
Bütün sanat eserlerim senin kopyan olan oyuncak bebek ve elbette babanla kırmızı arabasındaki fotoğraflarımız.
Todas mis obras de arte... la muñeca hecha a tu imagen... y claro, las fotos de papá y yo en su auto rojo.
... seri katilin bıraktığı mesaj hakkında çok az bilgi var. Kendisine "Red Ripper" denmesini istiyor.
Se sabe muy poco del mensaje que dejó el asesino en serie... que pide se le llame el Destripador Rojo.
Renk, kan kırmızısı.
El color. Rojo sangre.
"Kırmızı tutkudur, beyaz ömürdür."
- "El rojo es para la pasión. El blanco es para la longevidad."
Steve adında bir kızıl setter kırması. Nereden bildin?
Un setter rojo cruzado llamado Steve.
Hepsini takip ediyordum da özellikle bir tanesi Kırmızı Çarpılılar Derneğindeki diğer insanlara telefon etmekle meşgul.
He estado buscándolos y uno ha estado particularmente ocupado haciendo llamadas al resto de la Sociedad del marcador rojo.
Kırmızı olan metal.
El rojo indica metal.
Eğer bir yerde yoğunluk varsa, çizelge kırmızıya dönüyor.
Si hay mucho, el gráfico se pone rojo.
- Kırmızı, metal demek.
- Rojo significa metal.
- Bu kırmızı, şurası mı?
- El rojo este es de aquí.
Genelde dostlarım bu aşamada onaylamadıklarını belli ederdi.
Normalmente, mis amigos empiezan destapando el rotulador rojo más o menos ahora.
Yani sarı pas var, kırmızı pas var... -... yeşil pas var, kahverengi pas- -
Tengo óxido amarillo, óxido rojo, óxido verde, óxido marrón...
Yüzümü kırmızı keçeliyle boyayıp suçiçeği olmuş rolü yapmıştım.
¿ Cuando me puse el marcador rojo en la cara y pretendí tener varicela?
Onların altını kırmızıyla çizdim.
Los he resaltado en rojo.
Dışarıda kapıya yakın park edilmiş kırmızı bir Sedan var.
Hay un auto rojo afuera, estacionado en el lugar más cercano a la puerta,
Sarı ve bakır rengi yerine mavi ve kırmızı kullanılmış.
Azul y rojo en vez de amarillo y cobre.
Kırmızı ve mavi.
Rojo y azul.
Gina, son kez diyorum, lütfen kullandığın açık renk kodlarına bir sınır koy.
Gina, por última vez, limítese al código rojo de toda la vida.
- Ancak kırmızı kabanlı kadın...
La mujer en el abrigo rojo... Ella le conoce.
Yangın söndürmek için kullandıkları maddeye kırmızı çamur diyorlar.
Bueno, el retardante de fuego que utilizan se llama lodo rojo.
Bunun için bir kez daha kırmızı çamura teşekkür et.
Una vez más, puedes agradecérselo al lodo rojo.
Üç dolar ve Doctor Doom'um her türlü kırmızı alır diyor.
Tres dolares y mi Doctor Doom ( Condenado ) dice rojo todo el camino.
Franklin, savaştan kurtulanların durumlarını ve kırmızı şeytan ile ilgili duygularını yazardı.
Franklin escribió de supervivientes de una batalla en particular... y su relato sobre un encuentro horrible con un demonio rojo.
Kötü haber ise, hatırı sayılır miktarda parlak kırmızı kan... -... yaramdan akmaya başladı.
La mala noticia es hay un gran grado de sangre de color rojo brillante justo escupiendo... mi herida.