Rubik Çeviri İspanyolca
100 parallel translation
Bütün sistem, dev bir Rubik sabır küpüne döndü, isteyen istediği şekle sokabiliyor, yeter ki parçalar yerine uysun.
Todo el maldito sistema se ha vuelto un cubo gigantesco de Rubik... que cualquiera puede doblar y cambiar siempre y cuando concuerde.
Üç gündür, boşluğa nesneler yolluyorum kağıttan uçak, Rubik küp, hatta T-Rex'imi.
Por tres días, he estado enviando objetos dentro del vacío....... a empapelan avión, el cubo Rubik, incluso mi T-rex.
Macarlar, motorlu, kocaman bir zekâ küpü inşa etmişler ve fuarın sembolü de 8080 cm'lik çelik şaftın üstünde duran güneş küresi.
- Los húngaros construyeron un Cubo Rubik motorizado gigante. Y el símbolo es la esfera solar sobre una plataforma de acero de 81 metros de altura.
Sanki çözülmeyi bekleyen bir bilmeceydi, Rubik küpü gibi tavizsiz bir cazibe yumağıydı.
Como un rompecabezas esperando ser resuelto. Un cubo de Rubix. Una constelación que aún no ha sido descubierta.
Adamım, Rubik'in Kübü davası gerçekten beni kızdırmaya başladı. Tamam mı?
Dude, realmente me estas enojando con tu obsecion con el cubo rubi. ¿ OK?
Monopol, GameCube, Rubik'in kübü, küplü hiçbir şey oynamam.
No voy a jugarTurista, cubo de juegos, cubo de Rubik ni ningún cubo.
Bana gelince, hala burada L.A. TV programlarını seslendiriyor giderek daha fazla Rubik küpüne benzeyen hayatımı sürdürmeye çalışıyorum. Bir yüzünü yaptığınız zaman başka yüzünü hep yapamamış oluyorsunuz.
Yo, aquí sigo, doblando lo que mandan cada dos viernes de Los Ángeles y tratando de seguir adelante con mi vida que cada día se parece más a uno de esos cubos de Rubik en los que para armar una de las caras inevitablemente acabas deshaciendo todas las demás.
insanlar Rubik'in küplerini çözebilmek için değişik stratejiler bulurlar.
Es cuando la gente busca estrategias para resolver el Cubo de Rubik.
- O bir sabır küpü. - O burada.
- Es un cubo de Rubik.
Bu bir Rubik kübü değil.
No es... un cubo mágico.
Çıldırtan küp. Atari 2600.
Un cubo de Rubik, un atari 2600,
Sendeyse Rubik kompleksi var.
Tú tienes el complejo de Rubik.
Belki de o uzaylı küp ortaya çıktı yine.
Tal vez ese cubo de Rubik alienígena hizo otra aparición.
Timmy, o Sabır Küpü'nü bırak.
¡ Timmy! Guarda ese cubo de Rubik.
Timmy, Sabır Küpü'nü bana atma.
Timmy, no me tires el cubo de Rubik.
Rubik kübün üzerindeki her nokta bir nirengi noktası gösteriyor olsun...
Digamos que cada cuadradito del cubo de Rubik representa un punto de simetría : nariz, oreja u ojo.
Ya zeka küpü?
¿ El cubo de Rubik?
Şimdi, ekonominin kontrolü ve mal varlığımızın düzenli olarak soyulması bankerlerin elinde tuttuğu Rubik küpünün sadece bir yüzü.
El control de la economía y el robo eterno de las riquezas sólo es un lado del Cubo Mágico que los banqueros tienen en sus manos.
Hala Rubik Kübü nasıl çözeceğimi bulmuş değilim.
Dios, aún no puedo resolver cómo armar el cubo mágico.
Dünyadaki en eski rubik küpünü alacağım.
Voy a comprar el cubo de rubik más antiguo del mundo.
Rubik küp.
Un cubo Rubik.
Bir kitabım, bir de mp3 çalarım var. Yanımda zeka küpümü bile getirdim.
Tengo un libro, tengo un Ipod, incluso un cubo de Rubik.
Zeka küpünü çözmeye uğraşıyordum.
Yo era más de cubo de Rubik.
Rubik Küpü.
El Cubo de Rubik.
Pekala, neymiş bu Rubik Küpü?
Muy bien, ¿ qué es ese Cubo de Rubik?
Şimdi beni şu Rubik Küpü'ne götür.
Llévame ante ese Cubo de Rubik.
Rubik küpü.
Es un cubo mágico.
Rübik Küp, falan gibi.
un cubo de Rubik... o algo así
- Bu tür dansların Pac-Man ve Rubik Küp ile yok olduğunu sanıyordum.
Creía que este tipo de baile era una mezcla de Ms.
- Yeraltında devam etmiş ve oldukça gelişmiş, ve yeni bir isimle tekrar yeryüzüne çıkmış.
Pac-Man y el cubo de Rubik. Definitivamente pasó a la clandestinidad y avanzó, sólo para resurgir con un nuevo nombre.
Çocuklar, standartlar rubik kasık * şeyine hayır diyor.
Chicos, nos están negando el juego de Rubik's "Pube".
Ancak aşk Max'ın oyun küpü gibi değildi.
Pero el amor no era como su cubo de Rubik.
Bir zeka küpü.
Es un Rubik Cube.
Zeka küpünü bilmiyor musun?
¿ No sabes el cubo de Rubik?
Boğazındaki o adem elmasıyla sanki bir zeka küpü yutmuşa benziyor.
. Con esa manzana de Adam, ella parece que se tragó un cubo de rubik.
Atılmış rubik küplerinden sanat eseri çıkarıyor. Bay Beyin Yıkama hakkında konuşmaktan hoşlanmıyor.
No quiere hablar de Mr Brainwash
80'lerde... 80'lerde daha sumuklu bir veletken Rubik kupleri satarak basladi,
Comenzó... Comenzó como un niño engreído en la venta de cubos de Rubik's en los años 80, y a los 18 años se fue de ventas por España.
Seni küçük... Seni küçük parçalara ayırıp bir daha hiç dokunmayacağım bir zeka küpü yapacağım!
Maldito... te cortaré en pequeñas partes, y te armaré como un cubo rubik,
Anlıyorum. - Elinde Rubik Küpü varken göreceksin.
- Deberías verlo con el cubo Rubik.
James sen daha bir rubik küpü çözemeden kırık bir cep saatini baştan yapabilir ve müthiş org çalar.
James puede reconstruir un reloj de bolsillo roto más rápido de lo que puedas resolver un cubo de Rubick, y él juega con un teclado endiablado.
Ayrıca kararlılığı sayesinde Rubik Küpü'nü çözmeyi başardı.
Y con su determinación resolvió el cubo de Rubik.
Rubik küpü?
¿ Un cubo mágico?
Tamamen çözülmüş, kırmızı tarafı üste gelen bir Rubik Küpü de olabilir.
Podría ser el cubo mágico con la cara roja resuelta hacia arriba.
- Beyaz Rubik küpleri gibiler.
Parecen cubos de Rubik.
Şu dev küp ne işe yarıyor?
¿ Qué pasa con el Cubo de Rubik gigante?
Siyah yatlar dergisi ve öfkeyle paramparça edilmiş bir rubik küp.
Una copia de la revista Yachts para negros, y un cubo Rubik destrozado con furia.
Beni bir oyun küpü gibi çözemediğin için hayal kırıklığı içindesin.
Es sobre tu frustración por no ser capaz de resolverme como a un cubo de Rubik.
Ellie bulmacalarda her zaman iyiydi bilirsin mantık bulmacaları, sudoku, kare bulmaca. Hatırlıyorum da Ellie 12 taraflı oyun küpünü çözdüğünde ben kutusundan yeni çıkartabilmiştim.
Sí, bueno, Ellie siempre ha estado metida con los acertijos, ya sabes, acertijos de lógica, Sudokus, crucigramas... quiero decir, uno de mis primeros recuerdos de mi hermana era cuando solucionaba las 12 caras del cubo de Rubik incluso antes
Bugün onunla öğle yemeği yiyeceğiz, şu oturma işlerini ona çözdürebilirim.
La traeré para el almuerzo, y así podrá resolver el cubo Rubik de las mesas.
Üstünde resmim olan Rubik küpü.
Cubo de rubik con mi cara.
Aa, bir Rubik kübü.
Un cubo mágico.