Ruta Çeviri İspanyolca
6,553 parallel translation
ah, biraz kahve alacaz sadece mesaiyi bitirmek üzereyiz bence merkeze geri dönelim sadece 2 dakika ortak.
Pillar algo de café. Casi hemos terminamos la ruta. Volvamos a la comisaría.
İmparatorluk sıçrama rotasının koordinatlarını gönderiyorum.
Enviando coordenadas para la ruta del salto imperial.
Belki geçtiği yolları bilen biri onu bekledi.
Quizás alguien conocía su ruta, esperó.
Cep telefonu şarjı lcd ekranı, gündüz ışığı ve...
Tiene cargador para el móvil, pantalla LCD, luces de circulación diurna, luces de ruta y...
Ben bu macerayı anlayamam bütün büyük ve küçük yaratıkları el üstünde tutan bir adamı, onların katliamından kâr sağlamaya itecek şey ahlaki yozlaşmadır.
Simplemente no puedo concebir la ruta el desvío moral necesario para cambiar a un hombre que amaba a todas las criaturas, grandes y pequeñas a uno que se beneficia de su matanza.
Aklımdan başka bir rota geçiyor.
Tenía una ruta diferente en mente.
Kalbe giden en hızlı yol, 5.ve 6. kaburgalardan geçer.
La ruta más rápida hacia el corazón es a través de la quinta y sexta costilla.
Fulcrum zamanlama ve rota hakkında haklıydı fakat İmparatorluk savunmasını hafife almış.
Fulcrum tenía razón sobre la hora y la ruta pero subestimó las defensas del Imperio.
Bu çok tehlikeli olabilir. Düşünsene, New York'a uçuyorsun ve pilot hava şartları yüzünden rotayı değiştiriyor.
Sabes, eso podría ser peligroso, como si te dirigieras a Nueva York y tu piloto cambia la ruta por mal tiempo.
Polislere yol haritanı versen de olur.
Mira, también podrías hacerle un mapa de tu ruta a la policía.
Yakında bildiğiniz yürüyüş yolu var mı dedektif?
No, estamos muy lejos de cualquier cosa. ¿ Alguna ruta de senderismo cercana que usted conozca, detective?
Bu anlamlı iletişimin en kestirme yoludur.
Es en realidad la ruta más directa para una comunicación significativa.
Kendi kendine yeterli bir grupta olmak istiyordu.
Solo estar en una banda que esté trabajando y esté en la ruta.
- Başka bir yol arıyoruz.
- Estamos trabajando en otra ruta.
Yumuşak damak sesimizin yol haritasıdır.
El paladar blando es la hoja de ruta de cómo sonamos.
17. yüzyılda kuzeydeki Yukarı Atlaslar'dan Marakeş pazarlarına doğru uzanan bir ticaret yolunun üzerinde kuruldu.
Fue construido en el siglo XVII en la ruta de comercio que serpentea su camino al Norte a través del Alto Atlas y adentro de los mercados de Marrakech.
Nakil güzergâhını bilmiyorum.
Ni siquiera sé la ruta de transporte.
Güzergâhı değiştirdik ve adliye çevresinde güvenliği artırdık.
Hemos cambiado la ruta de transporte e incrementado la seguridad alrededor del juzgado.
Muhbirim adamın son üç gündür bu yoldan geçtiğini söyledi.
Mi confidente me dijo que ha tomado exactamente esta ruta los últimos tres días.
İçlerinden biri, yani Nakata Çiftliği Keone'nin teslimat güzergahında.
Pero una de ellas, el Rancho Nakata, está justo en la ruta de reparto de Keone.
Bazen Nora'nın yanına oturuyordu. Rotana göre nerede biniyordu ve iniyordu?
En su ruta, ¿ dónde subía y bajaba del autobús?
Sürekli açlık sınırında olarak, bir raketkuyruklu çiçeklerin nerede olduğunu ve aralarındaki en yakın yolu öğrenmek zorunda.
Constantemente al borde de la inanición, una raqueta de cola debe aprender donde las flores son y la ruta más corta entre ellos.
Seçkinlerin arasına kabul edilmek bir ayrıcalık olsa da uzun ve tehlikeli bir yolculuktur.
Para ser aceptado en esta élite es la ruta de acceso a los privilegios, pero el local se inunda de un viaje peligroso.
Ama bir gencin gücünü arttırmasının tek yolu saldırganlık olmayabilir.
Pero la agresión puede no ser la única ruta para un joven para ganar poder.
- Ama seçilen yolu yalnız ben bileceğim.
Pero sólo yo sabré la ruta elegida. - Así lo decidí.
- Sadece rota değil, hedef... yani evlilik.
- No es sólo la ruta... es el destino. Tu prometido...
- Ne düşündüğünü biliyorum... ama bu yol öylesine seçilmedi.
Sé lo que piensas... pero no escogí esta ruta a la ligera.
James, asıl salaklar biziz. Önerdiği yol konusunda onu dinleyen biziz.
- James, nosotros somos los idiotas, nosotros escuchamos su sugerencia de ruta.
Clarkson'ın aptal yolundan devam etmek mi yoksa dönüp başka bir yol bulmak mı?
- Seguir por la estúpida ruta de Clarkson, o dar la vuelta y encontrar otra. - ¡ Oh!
And Dağları'ndan geçmek için seçtiğim yolun iyi olacağını biliyordum ve iyi de oldu.
Sabía que mi ruta a través de los Andes sería buena, y lo es.
Şuna varana kadar Jeremy'nin aptal yolunda gitmeye devam ettik.
- Continuamos con la estúpida ruta de Jeremy hasta que llegamos a esto.
Jeremy şu senin yolundan daha ne kadar kaldı?
Jeremy, en esta ruta tuya,
Seçtiğin yol yüzünden. Bu yol arabayı öldürüyor.
- Es tu ruta, es tu ruta, ¡ esta ruta está matando al auto!
Hammond, seçtiğin yol Porsche'mi öldürdü.
¡ Hammond! Esta ruta que elegiste mató a mi Porsche.
Beni berbat bir yola getirdin. Eski yoldan çok daha kötüsüne.
Me has traído a esta porquería de ruta, peor que en la que estábamos.
Seçtiğin yol yüzünden. Bu yol arabayı öldürüyor.
Es tu ruta, es tu ruta. ¡ Este camino, está matando al coche!
Labrador delirmiş gibi peşime takılınca merdiven boşluğuna düştüm.
Me caí dos tramos de escaleras haciendo mi ruta, me estuvo persiguiendo un Labrapoodle loco.
Çöp kamyonunun güzergâhını kontrol et.
Revisa la ruta del camión basurero.
Paramız vardı,... yol önümüzdeydi.
financiando aquí mismo, ruta trazada.
Başka bir yol bulun, lütfen?
Solo busquen otra ruta, ¿ por favor?
- İşler her an ters gidebilir.
Puede haber varios reveses ruta.
Altıncı otobanda kaza yaptığımdan beri bazı şeyleri düşünme şansım oldu.
Desde que me di vuelta con el auto en la ruta seis... -... me replanteé varias cosas. - Sí, con eso alcanza.
Fırlatma aracı en düz yoldan eşzamanlı yörüngesine girmeye hazır.
El vehículo está listo para su ruta más directa a la órbita geosíncrona.
Şu anda yolumuzun burasındayız.
Esta es la ruta donde estamos.
Tekrar geldiğimiz yoldan dönelim derim.
Sugiero que vayamos de nuevo a traves de la misma ruta.
Geciktiğimiz için çok özür dileriz, ama dün gece 31 numaralı otobanda saldırıya uğradık.
Lamentamos mucho la demora pero anoche, salimos a la ruta 31.
E-postalarını buradan gönderiyor.
Envía sus correo con esta ruta.
- Hadi yola.
- Bueno, a la ruta.
Tamamdır, en kısa yola bakalım.
Bien. Buscar la mejor ruta.
- Rota dikkatlice planlandı.
- La ruta fue planeada con cuidado.
Yol çok güzel.
Erh, la ruta es muy bonita.