Rwanda Çeviri İspanyolca
148 parallel translation
Rwanda'da çiftçileri izledi.
país que ya había visitado, aunque como economista.
Herşey Rwanda'da ki Tutsi'lere karşı zalim baskıdan dolayı Tanzanya'ya başlayan müthiş nüfus hareketiyle başladı.
Todo comenzó con un gran movimiento de población hacia Tanzania debido a la represión brutal contra los tutsis en Ruanda.
I came to Rwanda and that was frightening. Rwanda'ya geldim ve korkutucuydu.
Llegué a Ruanda y eso era aterrador.
Bu kamplara girdim ve Rwanda'dan ayrılan insanları görmeye başladım.
Me adentré en esos campamentos y empecé a ver la cantidad de personas que abandonaron Ruanda.
Rwanda'da ki durum evrimleşmeye başladı.
La situación en Ruanda seguía evolucionando.
Kongo'da olan ve gidecek hiçbiryeri olmayan Hutu'ların dönüşü için bir yıl sonra Rwanda'ya gittim.
Fui a Ruanda un año después de la catástrofe para el regreso de los hutus, que estaban en el Congo y que no tenían donde ir.
Rwanda'yı terkeden 2 milyon insandan, bazıları Rwanda'ya döndüler, fakat diğerleri baskıdan korktular.
De la población que abandonó Ruanda, unos dos millones de personas, una parte volvió a Ruanda, pero la otra temía una posible represión.
Rwanda'ya dönmek için 6 ay daha yürümek zorundaydılar.
Tenían que andar otros seis meses, para volver a Ruanda
Rwanda'da ki bu üzücü serüven, benim son seyahatimdi.
Este fue mi último viaje, esta triste aventura en Ruanda.
Rwanda'dan sonra yapacak ne kalmıştı?
¿ Qué le quedaba por hacer después de Ruanda?
Ruanda'da bir köyü kundaklamış.
Incendió una aldea en Rwanda.
Hotel Rwanda mı?
¿ Hotel Ruanda? - Sí.
Orta Afrika'nın ıslak, tropik dağlarında yaşar. Bu dağlar öyle uzaktır ki, araştırmacı arkadaşımızın apandisi tuttuğunda Rwanda'da yaşayan Amerikalı arkadaşı Roz Carr olmasaydı, ölmüş olacaktı.
Habita las frondosas tierras altas del África central tan remotas que un científico sufrió un ataque de apendicitis y habría muerto de no ser por Roz Carr una amiga americana en Ruanda.
Yeniden başlıyoruz bu defa sivil savaşın olmadığı, Rwanda tarafından.
Volvemos a empezar, Esta vez desde la vertiente de Ruanda, donde no hay guerra,
Rwanda, Nairobi, Londra ve New York'un çoğunluğu da biliyor.
Y lo saben en Ruanda, Nairobi, Londres y Nueva York.
Rwanda mı?
¿ Las bacterias?
Vivian, Rwanda.
Vivian, Rwanda.
Profesörlerimizden hiçbirinin Rwanda'da asılmasını istemeyiz. kötü basın- - bu yüzden eve gidiyor.
No queremos a uno de nuestros profesores formados colgados en Ruanda- - mala prensa- - entonces está viniendo a casa.
Rwanda'da cinayetten hüküm giydiniz.
En Rwanda fue encarcelado por asesinato.
Hani Rwanda?
¿ Dónde está la Rowanda?
Ruanda'da kriz. "
Crisis en Rwanda "
Sanırım Rwanda'da yılda iki hafta yetim çocuklara bakman vicdanını rahatlatıyordur.
Imagino que las 2 semanas al año que pasas en Ruanda tratando niños huérfanos le ayuda a tu conciencia.
- Hiç Rwanda'yı duydun mu? - Evet, Rwanda'yı duydum.
- ¿ Has oído hablar de Ruanda?
Rwanda bizim Hutu toprağımızdır.
Ruanda es tierra de los Hutu.
Evet, Kongo ya da Rwanda'daki savaş için...
Sí, para la guerra, en el Congo o al RWanda...
Asırlar boyu, Hutular, Rwanda'lı Tutsi ve Twalar aynı kültür, dil ve dini paylaştılar.
Durante siglos, los Hutu, Tutsi y los Twa de Rwanda, compartieron la misma cultura, lenguaje y religión.
1916'da, Belçika Almanya'dan Rwanda'nın kontrolünü aldı ırkçı sınıflandırma ve sömürgeye dayanan sert bir koloni sistemi kurdu.
En 1916, Bélgica le quitó el control de Rwanda de Alemania e instauró un sistema colonial rígido basado en la clasificación racial y explotación.
1959'da Belçikalılar, Rwanda'nın kontrolünü Hutu çoğunluğuna verdi.
En 1959, los belgas entregaron el poder a un gobierno de mayoría Hutu.
1988'de, bu mültecilerden bazıları yurtlarını geri almak için Rwanda Yurtsever Kesim ( RYK ) isimli bir hareket başlattılar.
En 1988, algunos de esos refugiados, formaron un movimiento rebelde llamado, Frente Patriótico Rwandés, para recuperar su patria.
Kigali, Rwanda
Kigali, Rwanda.
Bay Botera, Mayıs 97'de radyo programınız şiddet içerdiğinden tutuklandınız.
Arusha, Tanzania. Tribunal Criminal Internacional para Rwanda. Por el crimen de inspirar violencia, con su programa de radio.
BM varlığına rağmen tansiyon yükseliyor var olan Hutu hükumeti ve RYK olarak bilinen Rwandan Yurtsever Kuvvetlerin, Tutsi isyan birlikleri arasındaki ateşkes sona ermek üzere.
La tensión se acrecienta en Rwanda mientras..... hay señales de que el alto al fuego entre el gobierno Hutu de Rwanda y las fuerzas rebeldes del Frente Rebelde, o RPF, está por terminar.
Özel elçi Sekreter Yardımcısı Prudence Bushnell iki hafta once Rwanda'ya giderek Başkan Habyarimana'yı, anlaşmayı uygulamaya son kez teşvik etti.
El enviado especial, el Secretario Asistente del Departamento de Estado, Buschnell, viajó a Rwanda hace dos semanas, en un último esfuerzo por lograr que el presidente implemente el acuerdo.
Ama bir gün, umarım sadece Rwanda'lı yazar.
Si. Si, pero espero que algún día diga Rwandés.
Tüm Rwanda'lılardan, bu korkunç trajediyle pes etmemelerini istiyoruz.
Le pedimos al pueblo Rwandés que no se aflija por la situación.
Kesin bildiğimiz şu, bir uçak düşürüldü ve Rwanda başkanı öldü.
Nadie sabe en realidad qué sucede. Lo que sabemos es que derribaron un avión y el presidente está muerto.
Küçük Afrika ulusu Rwanda'da bu gece çarpışma sürüyor. Ve Amerikalıları dışarı çıkarmak için büyüyen bir ilgi var.
Hay lucha arma esta noche en la pequeña nación africana de Rwanda, y hay preocupación por sacar a norteamericanos y otros extranjeros de ese país.
Rwanda'ya elzem ilgimiz nedir?
¿ Cual es nuestro interés en Rwanda Prudence?
İşte. "Eğer öldürmeler başlarsa, en iyi senaryoya göre 20,000 ölü olur En kötü durum senaryosunda ise 500,000 ölüyü geçebilir."
- Si comienza la crisis en Rwanda, el mejor de los casos, 20000, el peor de los casos, más de 500000.
Başkanın uçağının düşmesinden beri Rwanda'daki durum çok çabuk düzensizleşti.
Desde el accidente del avión en Rwanda, la situación se ha vuelto inestable.
RTLM, Rwanda süt ve baldan bir ülkeydi o yılanlar kan dökmeden evvel ama savaşı kaybediyorlar.
RTLM Rwanda, el país de la leche y la miel. antes de que aparecieran las serpientes, he hicieran correr la sangre. Pero están perdiendo la guerra.
Burada benzin yok, elmas yok. Rwanda'da hiçbirşey yok.
No tenemos, petróleo, ni diamantes, no necesitan nada en Rwanda,
Rwanda hep bizim olacak.
Rwanda siempre será nuestra.
1948 Toplantısındaki soykırım tanımına göre eğer buna soykırım saptaması açısından bakıyorsanız açıkça, Rwanda'da meydana gelen ölümlerin hepsi bu şekilde etiketlendirebileceğiniz ölümler değil.
Si se refiere a eso, claramente no todos los asesinatos cometidos en Rwanda, son asesinatos a los cuales se le puede poner el cartel de genocidio.
Tamam, yani diyorsunuz ki, belli hareketler sonucu soykırım olur ve bu hareketlerin Rwanda'da olduğunu söylüyorsunuz.
Usted dice que el genocidio sucede, cuando se cometen cierto actos. Usted dijo que esos actos han pasado en Rwanda.
BM, ana hükumetin direndiği Kigali'nin başkenti Rwandan'ın isyankar Rwanda Yurtsever Kuvvetleri'ne yenildiğini bildiriyor.
La ONU ha dicho que la fortaleza del gobierno en la capital de Kigali, ha caído en manos de los rebeldes.
Rwanda Kriminal Mahkemesinde 82 şahıs yargılandı.
82 personas han sido acusadas por el Tribunal Criminal Internacional de Rwanda.
Dün akşam, bir Hutu olan Başkan Habyarimana'nın uçak kazasında ölümünün ardından Orta Afrika'daki Rwanda Cumhuriyeti'nde şiddet olayları meydana geldi.
Estalló la violencia en la república de Ruanda, en el centro de África, luego de la muerte del presidente hutu, Juvenal Habyarimana, al estrellarse su avión anoche.
Daha sonra Ruanda'yı özgürlüğe kavuşturan isyan ordusunda görev yaptı.
Sirvió en el ejército rebelde que liberó Rwanda.
Rwanda, Sierra Leone ve Angola'daki isyancı güçlere silah satar. Adamlarını çok sıkı kontrol eder.
Le vende armas a fuerzas rebeldes en Ruanda, Sierra Leona y Angola, y controla a sus hombres muy de cerca.
Arusha, Tanzanya Rwanda Uluslararası Kriminal Yargıç Kurulu
Sr. Butera, lo arrestaron en mayo de 1997.