English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ R ] / Rögar

Rögar Çeviri İspanyolca

815 parallel translation
Sana söylediğime eminim canım
No te hagas rogar Ven a bailar
Bize dil döktürtme.
No te hagas de rogar.
Benim dikkat etmem lazım.
Voy a rogar...
Annenin yanına dön ve yalvarmayı bırak.
Regrese con su madre y déjese de rogar.
- Randolph - - Ayrıca hemen de değil.
- Randolph - - y me hice de rogar.
Ama buraya gelip yalvardığını görmenin yarısı kadar bile eğlenceli olmaz ki.
No sería tan divertido para mí como verte venir hasta aquí y rogar.
Yalvarmak mı?
¿ Rogar?
Hızlı olmak için dua ediyorum.
Necesito rogar para ser más rápido.
Mark'a paramı kullanması için yalvardım. Onu zorladım ki...
Tuve que rogar a Mark que aceptase mi dinero.
İhtiyar bir adamı kızdırmanın âlemi yok. Anladın mı?
No se haga de rogar.
Hâlâ tavır yapıyorsun, bu mudur yani?
Sigues haciéndote de rogar, ¿ eh?
Ne borç almak için ne de ipotek istemek için geldim dayı.
Ni pedir dinero prestado ni rogar una hipoteca, tío.
- Jonathan için iki yıl yalvardıktan sonra yalvarmam
No les rogaré luego de dos años de rogar para Jonathan. Ya basta.
- Bırak beni, rica ediyorum!
- ¡ Basta! - No te hagas de rogar.
Cassius da kapanıyor ayaklarına Publius Cimber'in kurtulması için sürgünden.
Casio se arrodilla a tus pies... para rogar el perdón para Publio Címber.
Yalvarmasını bilsem, dinlerdim yalvaranları.
Si supiera rogar para conmover, me conmoverían tus ruegos.
Bırak beni, aptal bir köylüsün sen!
- No te hagas rogar. - ¡ Que me dejes, imbécil!
Sen kendi eşini çok kolay elde ettin diye bana kur yapmanı beklemedim diye, bu işin yolu bu mu sanıyorsun?
Como me encontraste tan fácil y no me hice de rogar, ¿ crees que todo el monte es orégano?
Senin için yalvardı.
Ella vino a rogar por tu libertad.
Buraya getirmeme izin vermesi için ona yalvarmak zorunda kaldım.
Le tuve que rogar que me dejara traerla.
İçinizden hiç kimsenin aklına Tanrıdan Inger'i geri istemek geçmedi.
Ni siquiera uno de vosotros, ha pensado en rogar a Dios para que nos devuelva a Inger
Yalvarmamı mı?
- ¿ Quiere verme rogar, suplicar?
Bu tür bir eylem için aylarca yalvardıktan sonra, müttefikimiz olan birinin kimliğini zorla açığa çıkarabileceğimi nereden çıkardın?
Tras meses de rogar precisamente por este tipo de accion, ¿ Por que crees que algo podria hacerme desencubrirlo?
Tam bir Hıristiyan'a yakışır davranış. Bize kötülük edenin iyiliğini istemek ne güzel bir şey!
Conclusión virtuosa y cristiana es... rogar por los que nos hacen mal.
- İtiraz yok!
No te hagas de rogar.
İki kere istemenize gerek yok!
No me haré de rogar.
İş kelimelerde değil. Bu yalvarmak olurdu.
No es por decirlo, es lo de rogar.
Ne diyeceğim.
Le quiero rogar algo.
Hadi ama, hanımefendi. Yalvartmayın bizi.
Venga señorita, no se haga rogar.
Aklı fikri şamatada.
Para jugar no se hace rogar. ¿ Tan tarde es?
- Azıcık canım.
Sí, hombre, no se haga rogar.
Onu baştan çıkarmama gerek yoktu.
Sin hacerse de rogar.
Kocanızın hafızasına leke sürmek istemem. Ama bu teçhizatı istiyorum.
No deseo oscurecer el recuerdo de su esposo, pero la premura me hace exigir en lugar de rogar.
Belki tatlılıkla ikna edilmek istiyorsundur.
Quieres hacerte rogar un poco.
İkna edilmek isterim tabi ama bunu sakın sen yapma, emi?
Prefiero hacerme rogar. Pero no por ti, ¿ de acuerdo?
Pekala, Seni zorlamıyacağım.
Bueno, no me gusta rogar.
Tıpkı ilk seferki gibi ama bu sefer yalvarmak zorunda değilsin.
Es como la primera vez sólo que esta vez no tienes que rogar para quedarte.
Bir aziz gibi yakarmalı mıyım?
¿ Te estás haciendo de rogar?
Duygularınızı da bastırmayın.
Hágalo. O si quiere rogar, ruegue.
- Ben bir kralım. Yalvaramam.
- Soy un rey, no puedo rogar.
Biz senden sadaka değil su istiyoruz.
No estamos aquí para rogar.
Konuşmadan önce biraz gönlünü almamı istiyorsun.
Pero quieres hacerte de rogar un poco antes de hablar.
Bana iki defa söyletme.
Anda, no te hagas de rogar.
Şimdiden neler olacağı belli.
Enseguida empezará a rogar que se lo hagan.
Birazcık kestirmeden sonra daha fazlası için yalvarıyor olacaklar.
Una siesta y van a rogar que les demos más.
Dua edelim...
Rogar por nosotros.
Bol zamanınız olacak. Günahların için yalvaracaksın. Santo!
Tendrán mucho tiempo para rogar por el perdón de sus pecados.
- Tevazu mu gösteriyorsunuz?
No se haga rogar.
Saçmalamayın. Bırakın şu gururunuzu bir kenara.
No se haga de rogar.
Krause'un okuldaki görevi bittikten sonra, daha önce kilise yönetimine boşu boşuna yazmış olduklarını, Kral'a bir mektupla anlatma imkanı buldu. Ve Kral'a yalvararak Konsey'e şu emirleri vermesini istedi ;
Y pudo entonces, tras finalizar la estancia de Krause en la escuela, puesto que había escrito en vano al Consistorio, rogar al rey en sumisión muy profunda que ordenara al Consejo protejer al Cantor en su derecho de nombrar a los prefectos de coro
Seni ağlarken ve yalvarırken duyacağım.
Te voy a escuchar llorar, y te voy a escuchar rogar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]