Samar Çeviri İspanyolca
593 parallel translation
Helen, Amthor'la bana ve iki şamar oğlanına bir tanışma randevusu ayarlamış.
Helen me organizó una cita a ciegas con Amthor y sus matones.
Çıfıtıklar için şamar oğlanı olmak hoş değil.
Un judío sucio puede arruinar todo.
- Bunun anlamı şamar.
La mano que da.
Bazen sana şamar atasım geliyor.
A veces me gustaría abofetearte.
Tatlı Luz'cuğum o toy omuzların üstünde sağduyu sahibi bir Benedict kafası olduğunu bilmesem sana iki şamar atardım.
Mi querida Luz. si no supiera que tienes sentido común Benedict en esa inmadura cabecita. te recetaría unos buenos azotes.
Dikkat et de bir şamar yeme, sonra kimseye rol yapamazsn, yamyamlara bile.
Teniendo en cuenta que no os habéis pinchado la cara... ¡ no podréis actuar para Turcos o caníbales!
- Şamar ister misin? Kaybol!
- Si no quieres un mamporro, largo de aquí.
Fakat sonra savaş bir şamar gibi kulaklarımızda patladı ve toplandık...
Pero cuando la explosión de la guerra estalla en nuestros oídos, llamamos...
Onu bir şamar oğlanı yapamazsın, bir gururu var.
No debes tratarle como a un siervo, tiene su orgullo.
Başını kaldır da önce sana bir şamar atabileyim! Şimdi elimi öp.
Levanta la cara... primero te abofeteo... y luego me besas la mano.
Popona şamar mı atıyor?
¿ Te pega en el culete?
Şamar oğlanı olmak...
Un chivo expiatorio. ¿ Y para qué?
Buna da "şamar" denir.
Se llama "la paliza".
Anladığıma göre, Buckley senin şamar oğlanınmış.
Dicen que Buckley es su víctima.
- Yoldayız. Eğer çenenizi kapatmazsanız şamarı yersiniz.
¡ Estás en el camino de un golpe, jovencito si sigues con tus insolencias!
Bunun için suratının orta yerine bir şamar patlatmam lazım.
Debería abofetearte por eso.
Birine tepeniz atabilir o yüzden sakın şamarı indirmeyin.
Aunque os enfadéis con alguien... no os enredéis con él o ella. ¿ Vale?
Suratının ortasına bir şamar yemek istemediği sürece!
Salvo que quiera un tirón de orejas.
Senin o saçlarını çekip... o koca suratına şamarı geçirmeden önce sakinleşsen çok iyi olur.
Sera mejor que te calmes... antes de que te arrastre y te pegue una bofetada en tu gorda, gorda, cabeza.
- Şamar oğlanına döneceğiz.
- Van a colgarnos.
Şamar oğlanı ben olduğum için, istediğiniz gibi eğlenin!
Ya que tengo la cara untada, aprovechad.
Aletimle ağzına şamarı basayım da gör.
Voy a abofetearte con la polla.
- Ancak şamarı alırsın.
- Recibirás un golpe.
Yakında daha iyi bir şamar oğlanına ihtiyaç duyacaklar.
Quizá necesiten un chivo expiatorio pronto.
Abbie, birazdan bir şamar yiyeceksin.
Abbie, vas a conseguir una bofetada en un minuto, y es en serio.
# Küçük kırlangıcı yakaladığımızda # Üç kere şamarı yiyecek
Cuando pillemos a la golondrina le daremos tres buenos golpes...
Beni buraya çağırtıp, gerçeklerin yüzüme şamar gibi vurulmasını mı istedin?
Tenías que dejar que yo viniera a descubrirlo. - ¿ Quién es?
Kaptan, gemi şamar oğlanına döndü.
Capitán, nos pegaron fuerte.
Ben senin şamar postan, değilim Holling Vincoeur. Ben senin çakılacak tahtatan değilim.
No soy tu poste de azotes, Holling Vincoeur.
Ama seni Sherlock Holmes sanan... ... geri zekalılara hava atabilmen için şamar oğlanın olmayacağım.
Pero no seré una marioneta para jugar al héroe con idiotas que le creen Sherlock Holmes.
Galaksinin şamar oğlanı olmak benim kaderim.
Es mi destino ser el cabeza de turco de la galaxia.
Dün suratımıza şamar yedik diye bugün herkesi dövmek istiyorsun.
Ayer nos ganaron y esta vez quieres ganar tú.
Kaza falan olmadı, seni soğanın şamar oğlanı.
No fue un accidente, pequeño hijo de cebolla.
Peggy, haddimi aşıyor olabilirim ama cildinin kaktüs şamarına maruz kalamayacak kadar narin olduğunu hissediyorum.
¡ Oh, Peggy Ahora, puede que me esté pasando de la raya Pero siento que su piel es demasiado delicada para ser sometida a golpes con cactus.
Ve günahkar olana şamar atacak... ve onları hararetli cehennem ateşine batıracak!
¡ Y Él castigará a los malvados y los enviará a arder en las llamas del infierno!
- Ona söyle, gelmezse benden iyi bir şamar yer.
- Dile que si no viene la golpearé.
Benito şimdi şamarı yiyeceksin!
¡ Benito, te voy a dar una paliza!
Sanki atkısını aldı ve atabildiği kadar uzağa attı... böylece Amdo'ya düştü, tam Çin'in yüzüne şamar gibi.
Es como si tomara una bufanda y la tirara hasta donde pudiese... así se posó en Amdo, justo frente a China.
Şimdi de hem taksi hem de şamar oğlanı oldum.
Soy tu taxi y tu saco de arena.
Artık şamar oğlanı olmayacağım.
Bueno... No volveré a ser su esclavo otra vez
Şamar oğlanı!
¡ Eh, rarito!
Ufak tefeğim diye beni şamar oğlanına mı çevireceğini sanıyorsun?
¿ Crees que porque soy bajo puedes mangonearme? Vamos, menea el esqueleto.
Artık Ganja Grace için..... ve ıstakoz kraliçesi Kaptan Nicky için ne Bay Sevimli Oyuncak ne de şamar oğlanı olmak var
No seré esclavo de Madam Marihuana y Capitana Nicky : Reina Langosta de mar.
Eski sevgilim olur. Ona bir şamar borçluyum.
El es un ex mío, creo que todavía le debo una bofetada.
O sersemlerin seni şamar oğlanına çevirmesine izin verme Peter.
No te dejes avasallar. Muestra carácter.
Şamarı basayım mı?
- ¿ Le doy una paliza?
Çevrelerinde dolaşan bir şamar oğlanı yok bundan dolayı herşey kötüye gidiyor.
Como ya no está su chivo expiatorio, todo se va al demonio.
Bir şamar oğlanı... Teşşekürler.
- Un chivo expiatorio.
Bu ailenin bir şamar oğlanına ihtiyacı var.
Esta familia necesita un chivo expiatorio.
Ve onun nerde yaşadığını görmek istediğimi söyleyince.... bana şamar attı.
Y cuando dije que quería ver donde vivia... Me dio una bofetada.
Şamar oğlanın olmaya gelmedim, Tobey.
No vine para ser tu chivo expiatorio.