Sayuri Çeviri İspanyolca
142 parallel translation
Seni Sayuri'yle tanıştırayım.
Te presento a Sayuri.
SAYURI YOSHINAGA Yukiko
SAYURI YOSHINAGA como Yukiko
KOKUSHO Sayuri
KOKUSHO Sayuri
Biri sınıf arkadaşımız, Sawatari Sayuri, diğeriyse Tsugaru Boğazı'nın karşısındaki dev kuleydi.
Una era nuestra compañera de clase, Sawatari Sayuri... La otra era la torre gigante junto al estrecho de Tsugaru.
Yine de gece vakti o trenin kokusunu, arkadaşımın güvenini ve Sayuri'nin varlığını bu dünyadaki tek şeylerimmiş gibi düşünmeden edemiyordum.
Aunque no podía evitar sentir que el olor nocturno en el tren, la confianza de mi amigo y la presencia de Sayuri eran las únicas cosas en este mundo.
Üç yıl önce, Sayuri bize bir hoşça kal bile demeden ayrıldığında bu bizde şok etkisi yaratmıştı.
Hace tres años, cuando Sayuri nos dejó sin decir adiós fue un shock para nosotros.
Sayuri'yi rüyamda gördüğüm zaman yine bu günlerden biriydi.
Era en ese tipo de días cuando soñaba con Sayuri.
Rüyalarımda soğuk bir yerde tek başına kalmış Sayuri'yi bulmaya çalışıyordum.
En esos sueños, yo intentaba hallar a Sayuri, que estaba sola en un lugar frío.
Uyandığımda geriye sadece kalbimi titreten Sayuri'nin varlığı kalıyordu.
Sólo su presencia, que estremecía mi corazón, quedaba en mi cuerpo tras despertar.
Çünkü Sayuri ile ilgili rüyalarım etrafımdaki dünyadan daha gerçek görünüyordu.
Los sueños que tengo de Sayuri parecen más reales que la realidad que me rodea.
Sayuri Hiroki-kun, Takuya-kun,...
Sayuri... Hiroki-kun, Takuya-kun...
Sawatari Sayuri'yi sürekli uykuda tutmalıyız.
Tenemos que mantener soñando a Sawatari Sayuri.
Öyle olsa bile, Sayuri'nın sıcaklığını tüm bedenimde hissediyordum.
Aún así, la calidez que Sayuri dejó en mi piel sigue fluyendo por mi cuerpo.
Bu Sayuri'yi kurtarmakla dünyayı kurtarmak arasında bir seçim.
Es una elección entre salvar a Sayuri y salvar al mundo.
Ama o zamanlar Sayuri'nin bu parlak dünyanın merkezi olduğunu sanıyordum.
Pero al mismo tiempo creía que Sayuri era el centro de este brillante mundo.
Sayuri-chan gerçekten uyanacak mı?
¿ De verdad va a despertarse Sayuri-chan?
Sayuri'yi hayata bağlayan verdiğimiz söz.
La promesa que hicimos es el vínculo de Sayuri con la realidad.
Sayuri bana bir şeyleri kaybediyormuşum gibi hissediyorum demişti.
Sayuri dijo que sentía como si estuviera perdiendo algo.
Hey, Sayuri.
Eh, Sayuri.
Lütfen Tanrım, Sayuri'yi bu uykusundan uyandır.
Por favor, Dios haz que Sayuri se despierte de su sueño.
Sayuri!
¡ Sayuri!
Sayuri!
Sayuri...
Sayuri,...
Sayuri.
Sayuri öldü...!
Sayuri esta muerta...!
Bugünden itibaren adın Sayuri.
De hoy en adelante serás conocida como Sayuri.
Azimli biri, değil mi?
¡ Si hubiera habido una gota de té en esa tetera creo que Sayuri la hubiera hecho salir! ¿ No es ella decidida?
- Sayuri.
- Su nombre es Sayuri.
Sayuri?
¿ Sayuri?
- Sayuri.
¡ Sayuri!
Başkan Iwamura. Müdür Nobu. Bu, benim yeni kız kardeşim, Sayuri.
Director Iwamura, Presidente Nobu ella es mi nueva hermana menor Sayuri.
Katıldığın ilk sumo güreşi mi, Sayuri? Nobu-san seni bu konuda eğitmeli.
Sayuri, ¿ esta es tu primera lucha de Sumo?
Sayuri, hayatının çok önemli bir döneminde olan özel bir kız.
Sayuri es una chica especial en un momento muy especial de su vida.
Ne kadar mutlu bir an, Sayuri.
¡ Qué momento tan feliz, Sayuri!
Dışarıda oturdum ama perdenin arkasından konuşulanları duyabiliyordum. Hatsumomo ona şöyle dedi : "Sayuri ile aynı okiya'da yaşıyorum."
Me quedé afuera pero aun así podía oír a través de la mampara y Hatsumomo entonces le dijo, "Vivo en la misma okiya que Sayuri ¿ sabía que lleva hombres a su habitación?"
- Hala kazanabiliriz, Sayuri. - Nasıl?
- Todavía podemos ganar, Sayuri.
Sayuri nasıl oluyor da başrolde oynuyor?
¿ Cómo es que Sayuri llega a ser la protagonista?
Sayuri ne kadar tutkulu bir gösteri sergiledi, değil mi Başkan?
Director. La actuación de Sayuri fue muy apasionada, ¿ no le parece?
Sayuri malikanenizdeki çiçeklerin içinde büyüleyici görünmez miydi, Baron?
Barón, ¿ no se vería Sayuri impresionante entre las flores de su hacienda?
Ama Sayuri'nin tiyatroda olması gerekiyor.
Eso es una gran idea Barón, pero Sayuri es solicitada en el teatro.
Baron'umu çok iyi tanıyorum, Sayuri.
Créeme, conozco a mi Barón, Sayuri.
Sayuri. Bugün, kiraz tomurcukları bile onu kıskandı.
Sayuri, hoy, hasta las flores del cerezo te envidian.
Hayattan mutluluk beklememeliyiz, Sayuri. Mutluluk hak edilen bir şey değildir.
No debemos esperar la felicidad Sayuri no es algo que merezcamos.
Sayuri. Demek buradasın.
Sayuri, aquí estás.
Sayuri. sadece görmek istiyorum.
Sayuri, sólo quiero mirar.
Lütfen bana hakaret etme.
- Por favor, Sayuri, no me insultes.
Sayuri tarihe geçti. Bugüne kadar hiçbir mizuage bu kadar yüksek fiyata satılmadı.
Sayuri ha hecho historia, ninguna otra mizuage se ha vendido por tanto.
Sayuri.
Sayuri.
- Sayuri.
El Director ha sido amable- -
Nobu ve Başkan iş ortakları.
¡ Sayuri!
Sayuri, doktoru hatırlıyor musun?
Sayuri, recuerdas al Doctor.
Bu paranın bir kuruşunu bile Sayuri almayacak.
- Gracias, Oneesan.