Schrodinger Çeviri İspanyolca
116 parallel translation
26 Eylül, "Schrodinger" i göndermeyi düşünüyorum.
26 de septiembre... he estado pensando sobre enviar a "Schrodinger" dentro.
Başaramadım Schrodinger.
Soy un fracaso, Schrodinger.
Adı Schroedinger.
Se llama Schrodinger.
Adı şey, Schroedinger'in kedisi...
El gato de Schrodinger.
Uh, Dünya'da bir fizikçi vardı, adı Erwin Schroedinger.
Había un físico en la Tierra que se llamaba Erwin Schrodinger.
Demek istediğim, tabi ki, Schroedinger.
Me refería a Schrodinger.
Schroedinger'i unutma.
No olvides a Schrodinger.
... Schrodinger denkleminin çözeltileri kutunun sınırında kaybolmalı, böylece elimizde...
La solución de la ecuación de Schrodinger tiene que ir hasta el borde de la plaza, Así que tenemos.
Schrödinger'ın kedisi gibi.
Él es como el gato de Schrodinger.
Schrodinger'in kedisi. *
Es el Gato de Schrödinger.
Bu Sami dilindeki dırdırcı kelimesinin yunanca karşılığıdır.
Yo me siento como el gato de schrodinger.
- Schroedinger kedisi mi? - Biliyorum.
Es como el gato de Schrödinger.
Görüşmek üzere Schrodinger!
¡ Te veré pronto, Schrodinger!
Benden dalga-parçacık ikiliği yada the Schrödinger denklemlerini araştırmamı iste. Ama bu?
pideme que investigue la dualidad onda-particula o la ecuacion de Schrödinger, y soy como una bruja. pero esto?
Dr. Schroedinger'dı.
Era el doctor... Schrödinger.
Ama kuantum mekaniği kurucularından Erwin Schrödinger şöyle demişti :'Dolanıklık, yani bu bağlantılı olma fikri kuantum mekaniğinin, herhangi bir özelliği değil temel özelliğidir'.
Pero Erwin Schródinger. Uno de los fundadores de la mecánica cuántica. Dijo... que el enredo.
Ölçüm probleminin zorluğu şuradadır : Schrödinger denkleminin öngörüsüne karşın laboratuarda oluşturduğumuz bazı şartlarda basket topları, nerede olduklarıyla ilgili anlamlı bir sorunun bile sorulamayacağı bu gibi hallere girebilir.
El quid del problema de medición es precisamente que... aunque la ecuación de Schródinger predice que bajo ciertas circunstancias... circunstancias que básicamente sabemos reproducir en el laboratorio... las pelotas deberian entrar en estados de esa manera... estados donde no existe ningún hecho comprensible... ni siquiera ninguna pregunta sensata acerca de dónde están.
Schrödinger denklemi.
La ecuación de Schrödinger.
1925'te 38 yaşındaki Schrödinger kim olduğu hala bir sır olan yasak aşkı için İsviçre'de bir Alp tatil yeri olan Arosa'daydı.
En 1925, Schroedinger con 38 años, se quedó en el resort Alpino de Arosa en Suiza en un romance secreto con una vieja amiga cuya identidad permanece en el misterio hasta ahora.
Ama tutkuları, Schrödinger'in yaratıcı dehası için katalizördü.
Pero su pasión probó ser el catalizador del genio creativo de Schroedinger.
Başka bir fizikçi Schrödinger'in cinsellikten ilham alan fizik haftası için şöyle der :
Algún físico se refirió a esta semana de física sexualmente inspirada de Schroedinger,
Ortaya attığı, bizim şimdi Schrödinger dalga denklemi dediğimiz denklemdi.
La ecuación que creó es la que hoy conocemos como la ecuación de onda de Schroedinger.
Böylesine eşsiz olmasının nedeni Schrödinger'in atom altı dünyanın davranışlarını tamamen açıkladığını iddia ettiği dalga fonksiyonu denen yeni niceliği karakterize etmesidir.
Y lo que es único acerca de ella es que caracteriza una nueva medida llamada la función de onda la que Schroedinger decía que describía completamente el comportamiento del mundo sub-atómico.
Schrödinger'in İsviçre Alplerinde cinsellik dolu bir tatilde yarattığı denklemi ve çizdiği atom resmi bilimadamlarının atomu daha basit şartlarda göz önünde canlandırmalarına olanak sağladı.
La ecuación de Schroedinger y la composición del átomo que describía, creada durante su erótica estadía en los Alpes Suizos, una vez más permitió a los científicos visualizar el átomo en términos sencillos.
Schrödinger'in fikrinin geleneksel fizik topluluğuna getirdiği ferahlığı abartmak zor.
Es difícil de no sobreestimar el alivio que la idea de Schroedinger trajo a la comunidad física tradicional.
Ama hala derinde rahat vermeyen bir problem vardı, radikaller Schrödinger'in uzlaşıyı sağlayamadığını düşünüyorlardı.
Pero aun quedaba un problema muy fastidioso, uno que los radicales sentían que Schroedinger no podía reconciliar.
Azılı bir rekabetçiydi ve Schrödinger'in fikirlerini kendine hakaret olarak almıştı.
Era muy competitivo y tomó las ideas de Schroedinger como una afrenta personal.
Matematikteki saflığı yüceltip Schrödinger'in kaba duyusal dalgalarına zalim saldırılara girişmişlerdi.
Se exaltaron con la pureza de las matemáticas y lanzaron viciosos ataques contra Schroedinger y sus ondas vulgares
Heisenberg şöyle yazdı : " Schrödinger denkleminin fizik kısmını düşündükçe,
Heisenberg escribió, " Mientras mas reflexiono acerca de parte física de la ecuación de Schroedinger,
Ama Schrödinger, Heisenberg'e yönteminden iğrendiğini, matematiğini rezil bulduğunu söylerken eşit derecede kırıcıydı.
Pero Schroedinger fue igual de caustico con Heisenberg, Diciendo que aborrecía sus métodos y encontraba sus matemáticas monstruosas
Schrödinger dalga denklemi hakkında bir konferans verecekti.
Schroedinger estaba por hacer un discurso de su ecuación.
Schrödinger basit yaklaşımının yalnızca yanlış yolda değil tamamen yanlış olduğuna inanıyordu.
El creía que la aproximación simplísima de Schroedinger no solo estaba mal encaminada, sino que completamente incorrecta.
Ve amacı Schrödinger'in teorisini yıkmaktan daha azı değildi.
Y su intención no era otra que destruir la teoría de Schroedinger.
Schrödinger hınca hınç dolu dinleyicilere yeni dalga mekaniği hakkındaki konuşmasını yapar.
Schroedinger desarrolla su discurso acerca de la nueva mecánica de ondas a una audiencia atiborrada. Solo había público de pie
Schrödinger'e göre bu, atom çekirdeğini saran dalgalar şeklindeki elektronlar ile atomun gerçek fiziksel resmini gösterir.
Para Schroedinger, esta describe la composición física real del átomo. Con electrones como ondas alrededor del núcleo atómico.
Konferansın sonunda ayağa kalkıp Schrödinger'in yaklaşımına saldıran bir konuşma yapar.
Al final de la conferencia se para y efectúa un monologo atacando la aproximación de Schroedinger.
Dinleyiciler Schrödinger'in tarafındadır.
La audiencia esta de lado de Schroedinger.
Schrödinger'le konuşan Bohr ve arkalarında Heisenberg.
Allí esta Bohr hablando con Schroedinger y Heisenberg está detrás de ellos.
Schrödinger'in ötesindeki Pauli bir hayli kendini beğenmiş gibi görünüyor, süt bulmuş kedi gibi...
Pauli mira con aire satisfecho a Schroedinger, algo así como el gato mirando a la leche.
Schrödinger'in kedisini dikkate alabiliriz.
Podríamos considerar el Gato de Schrödinger.
Schrödinger mi?
¿ Schrödinger?
Neyse, 1935'te, Erwin Schrödinger kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumunu açıklamaya çalıştı. Bir kedinin herhangi bir zamanda kırılıp açılan, ağzı kapalı bir şişe zehir ile bir kutuya koyulmasını önerdi.
De todos modos, en 1935, Erwin Schrödinger en un intento de explicar a la Interpretación de Física Cuántica de Copenhague propuso un experimento donde un gato es colocado en una caja con un frasco sellado de veneno que se abrirá en un momento aleatorio.
Aynı Schrödinger'in kedisi gibi Leonard'la kuracağın ilişkiyi hem iyi, hem kötü olarak düşünebilirsin.
Al igual que el Gato de Schrödinger tu potencial relación con Leonard, ahora mismo puede considerarse buena o mala.
1935'te Erwin Schrödinger...
En 1935, Erwin Schrödinger...
Schrödinger'in kedisi.
El Gato de Schrödinger.
Ama bir şey söylemeden önce, Schrödinger'in kedisini daha önce duydun mu?
Pero antes de que digas algo, ¿ has oído sobre el Gato de Schrödinger?
Aslında Schrödinger kedisi hakkında gereğinden fazla şey duydum.
De hecho, he oído mucho sobre el Gato de Schrödinger. Bien.
Yalvarıyorum! Memur Schrödinger, burada bir şey göstermiyor.
no hay imagen de nuestro lado.
Memur Schrödinger, kabalığı bırak.
deje de ser descortés.
Arara? Sorun nedir Shuldinger?
¿ Qué sucede, Schrödinger?
Şişko sersem, panikledin. Mathers'i arayan bir kız geldi. Onu başımdan savmam gerekiyordu.
Qué podría haber pasado... el experimento teórico de schrodinger... del gato en la caja.