Sen benim en iyi arkadaşımsın Çeviri İspanyolca
320 parallel translation
- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Eres el mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Tú eres mi mejor amiga, Judy.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
El mejor amigo del mundo.
Bak, Brian. Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Brian tú eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın!
¡ Y de mi mejor amiga!
Copper, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Copper, eres mi mejor amigo.
Copper, sen benim en iyi arkadaşımsın. Sen de benim Tod.
"Copper, eres mi mejor amigo"
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Eres mi amigo más cercano.
Oh, Roger, sen benim en iyi arkadaşımsın laflarına ne oldu?
'Roger eres mi mejor amigo'?
- Toni, sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Toni, tu eres mi mejor amiga.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Eres mi mejor amigo.
Mike, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Mike, eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Tu eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Tú eres mi mejor amiga.
Sen benim en iyi arkadaşımsın. Sana açık konuşmak istiyorum tamam mı?
¿ Adónde quieres llegar?
Sen benim en iyi arkadaşımsın, anne, ama ben bir çocuğum.
Somos las mejores amigas, mamá, pero soy una niña.
Uyan artık pasaklı, artık sen benim en iyi arkadaşımsın. - Gerçekten mi?
Despierta, puta, tú eres mi nuevo mejor amigo. - ¿ De verdad?
Benimle kıyaslanamazsın bile. Carrie, sen benim en iyi arkadaşımsın.
No se rían de mí, pero quizás nosotras seamos nuestras almas gemelas.
Çünkü sen benim en iyi arkadaşımsın.
Porque eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Eres mi mejor amiga.
Sen benim en iyi arkadaşımsın... ailemsin.
Eres mi mejor amiga mi familia.
Sen benim en iyi arkadaşımsın. Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Eres mi mejor amiga, mi mejor amiga.
İyi açıdan tabii ki, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Ojo que en buena onda te lo digo. Vos sos mi mejor amigo.
Renee, sen benim en iyi arkadaşımsın. Sosyal hayatımın havasını kaçırmayacağın...
Confio en que no le "saques el aire" a mi vida social.
Elena, bak, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Elena, mira, eres mi mejor amiga.
Elbette, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Claro que eres mi mejor amiga.
- Sen benim en iyi arkadaşımsın Fry.
Eres mi mejor amigo, Fry.
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Tú eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi arkadaşımsın!
Mi mejor amigo.
Çocukken olduğumuz gibi sen benim en iyi arkadaşımsın.
Tú eres mi mejor amigo, al igual que cuando éramos niños.
Keşke senin dünyana gelebilseydim, Floop. Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Si estuviera en tu mundo seria feliz, Floop... serías mi amigo.
- Sen benim en iyi arkadaşımsın, Cindy.
Tu sabes, realmente eres mi mejor amiga, Cindy.
Harper, sen benim en iyi arkadaşımsın.
Shhh. Harper. Eres mi mejor amigo.
Sen benim en iyi, en dürüst arkadaşımsın ve gölgene bile bundan bahsetmeyeceksin.
Eres mi mejor amiga y no se lo dirás a nadie.
Sen benim en iyi ve en yakın arkadaşımsın Kuzen Rudolf.
Eres mi mejor y más querido amigo, primo Rudolf.
Sen de benim en iyi arkadaşımsın. Biliyor musun?
- Eres mi mejor amiga. ¿ Lo sabes?
Sen daha yaşlı oğlanlarla çıktın... alışveriş merkezindeki en iyi yiyecek standında çalışıyorsun... ve benim yakın arkadaşımsın.
Saliste con chicos más grandes. Trabajas en el mejor lugar. Y eres una amiga personal íntima mía.
George, sen benim dünyadaki en iyi arkadaşımsın!
George, eres mi mejor amigo del mundo entero.
Harry de, sen de benim en iyi arkadaşlarımsınız. Ve siz ikiniz birlikte olursanız, dağılmak yerine, arkadaş kalabiliriz arkadaşlarını tanımadığın biriyle olduğu gibi.
Harry es uno de mis mejores amigos, y tú eres una de mis mejores amigas, si se llegaran a entender, todos podríamos seguir siendo amigos en vez de separarnos como sucede cuando te relacionas con alguien nuevo.
Lütfen.Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Por favor.
Sen benim Dünya'daki en iyi arkadaşımsın.
Tu eres mi mejor amigo en todo el mundo.
Peter benim oğlum sen de en iyi arkadaşımsın, tamam mı?
Peter es mi hijo... y tu eres mi mejor amigo, ¿ vale?
Dolayısıyla sen artık benim en iyi arkadaşımsın.
Y eso la convierte en mi nueva mejor amiga.
Sen benim şimdiye kadar sahip olduğum en iyi arkadaşımsın.
Eres el mejor amigo que nadie haya tenido.
AmA, Dawson sen benim en iyi arkadasımsın, ahbab.
Pero Dawson, eres mi amigo, hombre.
Kif. Sen benim en iyi ve en sadık arkadaşımsın, ama yeniden hor görümü kazandın.
Eres mi mejor y más leal amigo, pero te has vuelto a ganar mi desprecio.
- Sen benim şimdiye kadar ki en iyi arkadaşımsın.
Eres el mejor amigo que he tenido en mi vida
Aslında sorun yok, çünkü olanları düşünüyordum ki... sen benim en iyi arkadaşımsın, seni seviyorum ve...
No, sí tiene importancia.
Sen de benim en iyi arkadaşımsın.
Y tú también eres mi mejor amigo.
Sen, benim en iyi arkadaşımsın, John.
Eres mi mejor amigo, John.
Dinle Kelso. Sen benim çok iyi arkadaşımsın. Fakat Jackie kazanmam için hiçbir şey beni durduramayacak.
Mira, Kelso, eres mi buen, buen amigo... pero no me detendré hasta ganarme a Jackie... y si te atraviesas en mi camino, te destruiré.