Seyredin Çeviri İspanyolca
265 parallel translation
- Bunu seyredin Bay Kringelein, olur mu?
- Cuídeme esto, Sr. Kringelein.
Seyredin.
Miren.
Gelip fırtınayı seyredin.
Ven a ver la tormenta.
Açık havaya çıkın, biraz yürüyüş yapın, bulutları seyredin. Bırakın, huzursuz zihniniz biraz huzur bulsun.
salga, dé un paseo, mire Ias nubes, deje que Ia paz entre en su atormentada mente.
İyi seyredin.
Ahora mírelo con cuidado.
- Gösteriyi seyredin. - Böyle bir yerden büyük yıldız nasıl çıkar, anlamam.
- No sé cómo esperan hallar una estrella en un lugar así.
Seyredin. Pard?
Mire. ¿ Pard?
Seyredin.
Sólo miren.
Topluluğa gidip müziği seyredin canım.
Vayan con la banda y vean la música, amores.
Şunu seyredin.
Miren esto.
İşte, seyredin.
allá vamos. Fijaos.
Bir fıskiye gibi fışkırmalarını seyredin.
Véanlos separarse como una fuente.
Şurada doğrudan tepeye çıkan çocuğu seyredin.
- Maravillosos. ¡ Mire a ese joven!
Özgürlüğün şafağını seyredin!
¡ He aquí el amanecer de la libertad!
Kudretli elini seyredin!
¡ He aquí su mano poderosa!
Sizlere vaat ettiğimiz büyük heyecanı seyredin.
Aquí va la emoción que les habíamos prometido.
Kesin sesinizi de seyredin.
Cállense y pongan atención.
Gelip bizi seyredin Iütfen.
Venga a vernos
Seyredin.
Vean.
Her şeyi seyredin, içeriden seyredin.
Véanlo todo, véanlo dentro.
Seyredin çocuklar.
Cuidado, chicos.
- Şimdi seyredin.
- Observe.
Seyredin.
Mírenme.
Adımım müthiş! Seyredin!
¡ Tal vez yo...!
Haydi çocuklar, siz dışarı çıkıp, kavgayı seyredin, olur mu?
¿ Por qué no vas a verla pelea?
Nasıl yediklerini seyredin dostlar. Bu da gösterinin parçası.
Miren cómo comen, es parte del espectáculo.
Giyince eriyor. Yüzlerinin halini seyredin.
En cuanto se lo pone, se funde.
Cephede kesip biçerek ilerleyen muharip cerrahlarımızın komik hallerini seyredin. Etrafta bombalar... bombalar ve kurşunlar uçuşurken çalışıyor, ampütasyon ve penisiline aşk ve kahkaha katıyorlar.
Con las peripecias de nuestros cirujanos operando en el frente mientras las bombas mientras las bombas y balas zumbaban a su alrededor alternando amputaciones y penicilina con risas y amor.
Seyredin, çocuklar.
Acercaos, niñas.
Pazar günü öğleden sonra futbol maçını seyredin diye... sizi tam zamanında o bahçeli evlerinizin önüne bırakacağım.
Y os devolveré a vuestras casitas de barrio residencial... a tiempo para ver el partido del domingo por la tarde.
- Gelin seyredin!
- Es una prueba de lo que digo.
Seyredin.
- Mira.
Seyredin.
Mire esto.
Ve bizim davetlimiz olarak onu para vermeden seyredin. Oldu mu?
La verán gratis. ¿ Qué les parece eso?
Patlamayı seyredin.
Cuidado el estruendo.
İyice gevşeyin, ışığı seyredin.
Déjese llevar por la luz.
Seyredin.
Observa esto.
Bu inanılmaz. Seyredin bakın.
Es increíble.
Şunu seyredin...
Y miren esto...
Bayanlar ve baylar! Gelin gösterimi seyredin!
Señoras y señores, vean mi espectáculo.
- Peki siz gidip filmi seyredin.
¿ Por qué no vais vosotros a verla?
Seyredin. İşte geliyorum.
Mira esto.
Bu acayip tarih aynası mekanizmasında kendiniz seyredin
¡ Poned el ojo en este orificio del espejo de la historia!
Seyredin.
Mírale.
Seyredin, hepsini devirecek.
Verás. Los derribará a todos.
Seyredin.
Fijaos.
AİLENİZLE SEYREDİN
VEN CON TU FAMILIA
Seyredin onu millet!
Obsérvenla, amigos.
Onu heyecan için seyredin.
Obsérvenla y emociónense.
Size göstermek istediğim bir şey var. Seyredin.
Mirad.
Çok komik... şimdi şunu seyredin.
Qué infantil.